1.bölüm SIR

386 7 0
                                    

Güneş yüzünü daha yeni göstermeye başlıyor.  Kalkım rütin işlerimi halledip altıma bir tayt üstüne kırmızı kareli bir gömlek giyip simsiyah saçlarımı bembeyaz tenimin üstünde açık bıraktım. Atım Fırtına alışıktı bu saatlerde yürüyüş yapmaya. Fırtınayıda alıp evimizin yakınında olan ovaya doğru gitmek için yola çıktım. Tam kapıdan çıktım mutluyum falan karşı çiftlikten ezeli düşmanım SAVAŞ SOYSAL çıktı . Şansa bakar mısınız Oda atına binmiş ve oda mutlu. Ahhhh çıldırmak üzereyim. Hemen o piçi boş verip Fırtınayı ovaya doğru giden çakıl taşlı yolda sürmeye başladım. Ovaya yaklaştığımda nasıl hızlı gittiğimin ben bile farkında değildim. Simsiyah olan Fırtınanın üstünde bembeyaz tenim ve masmavi gözlerim dikkat çekiyordu. Rüzgar tenime nazikçe dokunuyordu. Tam gülümsiyicektim ki ;

Yanımda aynı fırtına gibi bi at gördüm sahibine baktığımda yüzümdeki gülümseme hissi ani bir nefrete dönüşmütü. Fırtınayı sakin bir şekilde 2 km uzaklıkdaki dereye sürmeye başladım. Tabiki o yavşakta peşimden geliyordu. En sonunda o gerizekalı dayanamayım ''Karahanlıların biricik kızı GECE KARAHANLI'' yüzünde hafif ve iğrenç bir gülümseme vardı. Ona ÖLDÜRÜCÜ bir bakış atıp '' Soysalların yavşak oğulları SAVAŞ SOYLU'' bende yüzüme iğrenç ve yapmacık bir gülümseme takınıp sırtıım ve atımı sürmeye devam ettim. Arkadan bağıran bir sesle '' cık cık cık çok ayıp Gece KARAHANLI''biraz durup gülümsedikten sonra yine o iğrenç yemyeşil gözlerini bana çevirdi ve ''senin gibi masum ve saf bir kıza hiç yakışmıyor'' dedi.

Benim devreler orda yandı ani bir hareketle atımdan inip yanına doğru hızlı bir şekilde gittim. Benim 8 dövüşte usta olduğumu ok ve silah konusunda 6 yaşımdan beri eğitim aldığımı bildiğini sanmıyorum. Oda ani bir hareketle inip yanıma doğru iyice yaklaştı. 18 yaşında olmasına rağmen baya kas yığını gibi duruyordu. Kollarını göğüsünde birleştirip o iğrenç sesiyle ''buyur canım'' dedi. Ben daha fazla dayanamadım kusura bakmayın o piçe vurmaz isem bir yerlerime batar. Elimi göğüsüne bastırıp arkasındaki ağaca dayadım ve sağ elimle botumdan bir bıçak çıkartp boynuna dayadım. Şaşırmış olucak ki ağzı açık kaldı ''kime bıçak doğrulttuğuma dikkat ederdim güzellik'' dedi o gıcık eder sesiyle ani bir haretle ağacın gövdesinden çekilip bni hafif nemli toprağa yatırdı ardından oda üstüme yattı . Ben halimden hiç taviz vermeyerek ''o kadar emin olmazdım yılışık'' dedim ve kalpinin tam üstünde olan silahın tetiğini çektim o şok olmuş bir ifadeyle yüzüme baktı . Ben sinirle güldüm ve üstümden çekilmesini sağladım . Fırtına su içmesini bitirmiş beni beklerken direkman yanına gittim ve ''üstüne bindim hafif sinir eder tonda '' karşıma çıkmazsan sevinirim bay çok bilmiş'' dedim ve fırtınayı hızlıca sürmeye devam ettim.

O sinir ve zafer duygusuyla konağa girdim ovluda sofra kurulmuş kahvaltıya başlamışlardı bile. Benim ailem yok. Annem ve babamdan bana miras kalan kardeşim Ece ile dedem yengem ve amcamla yaşıyoruz tabii birde kuzenlerim Aslan ve Demir'i eksik etmek olmazdı. Yan çiftlikteki Mehmet SOYSAL kan davası yüzünden babamı öldürmüştü o pislik herif . Bende 13 yaşımda olmama rağmen SOYSAL'ların küçük gelini Asya'yı vurmuştum. Onlarda intikam için benim annemi. Evet sıra bizdeydi ve benim hedefim Barış Soysal'dır. Ailenin gözdesi bir tanesi . Herkez onun gözünün içine bakar. Sıra bizde olduğu için Soysal'lar çok tırsıyorlar.

Kahvaltıyı bitirdikten sonra Ece, Aslan Demir ve ben okula gitmek için yola koyulmuştuk. Okula serbest gitmek gerçekten çok iyi birşeydi, lisenin en sevdiğim yanlarından biri.(veya tek yanı bu).Okula girdiğimiz anda okulun ilk günü olduğu için herkez yapmacık arkadaşlarıyla ve sevgilileriyle oturuyorlard. Bizim takıldığımız grup bu civarın Ağa'larının kızları ve oğulları. Ve malesef ki içinde Soysal'larda var. Ama bu benim için iyi oluyor öldüreceğim eziği tanımış oluyorum ve her geçen gün onu daha çok öldüresim geliyor. Biz okula girdikten sonra herzmaan takıldığımız çardakta grup toplanmıştı bile. Bne içlerinden pek konuşmazdım. O bugün sabahki yavşak Savaş'ta. Ece herzaman en konuşkan ve en sevimlimiz ve belkide en masumumuz olmuştu. Tamam silah falan tutmaz ama oda dövüş hemde çok iyi. Çardağa geçtiğimizde Aslan kız arkadaşı Mine'ye kocaman sarılıp yanaklarına ve dudaklarına Buse'ler kondurmuştu bile. Demir hemen en akın arkadaşı olan Mert'le kucaklaşıp gülümsüyorlardı. Ece hemen sevgilisinin yanına gidip ona kocaman sarılmıştı bense onları izliyordum nasıl bu kadar masum olabilirlerdi ki. O anda izlendiğimi fark ettim. Dudaklarım hafif üste doğru kıvrılması bi'anda yok oldu ve tahmin edin bakalım ban yiyicekmiş gibi bakan mal kiiiiim. Tabiki Savaş Soysaaallll. Gerizekalı çocuk işte hemen yüzümü asıp ''Ne bakıyosun be !!! '' dedim o anda bütün gözlerin bizde olduğunu fark ettim. Hiç geciktirtmeden ''Çok güzel gülüyorsun'' dedi aptal mı acaba bu çocuk. hemen dakikasında cevabı yapıştırdım. '' Çok saol canım ama biraz daha bakmaya devam edersen o gözlerini bir taraflarına monta edeceğim''  dedikten sonra ellerini havaya kaldırıp ben masumum işareti yaptı. Bok masumsun gerizekalı beyin özürlü amip. Tam içimdekileri söyliyicem Sevda aramıza girip '' Aaa yeter ama haa bari ilk günden başlamayın '' dedi. Sevda çok iyi bir kızdı. Grupda en iyi anlaştığım kişiler arasında 1. sırada yer alır kendisi spasarı saçları yemyeşil gözleri vardır ve Mert'e deliler gibi aşık Mert'de ona aşık ama bir türlü söylemiyorlar birbirlerineherneyse ben aşka inanmam zaten. Bir süre oturduktan sonra zil çaldı. Okul Sevda'nın babasının okuluydu. Sevde ben Savaş ve mert aynı sınıftaydık. Ben Sevdayla oturuyorum en arka sıranın bir önünde en arka sıradada o Savaş gereksizi ile Mert oturuyor. Okuldaki öğretmenler bile biz esoru sormaya çekinirdi. Tbii bu durum işime geldiği için derslere çok fazla kafayı takmazdım.İlk ders biyoloji gerçekten mi kafamı yerden yere vurmak istiyorum. Bune Lan böle. Çin işkencesi daha iyi valla. 9.sınıf konularını biz napalım acaba sevgili Zombi Zeliha. Allahım sen bana sabır ver yarabbim. İlk ders sonunda bitti. Okulda öyle aman aman bi olay olmadı. Çıkışta saat daha 4 olduğu için ben direkman o gizli yerime gittim. Okulun konferans salonu her çıkışta buraya gelirdim. Ve yine burdayım iştee...

Hemen soyunma odasına gidip altımdaki taytı ve kareli kırmızı gömleğimi çıkarıp çantama tıktım. belimdeki silahıda çantamın en altına üstümdeki sporcu atletini göbeğimin bitiş noktasına kadar çektip yandan bağladım altımda salaş bir eşofman vardı. Saçlarımı at kuyruğu yapıp sahneye doğru ilerledim kiiii partnerim sahnede ısınıyordu. Evet partnerim Selim YILMAZ . Sevdanın ağbisi. Çok kafa dengidir ve benim en büyük sırrımı bilir. Ben hayatım boyunca dans etmeyi çok sevmişimdir.Selime kocaman sarılıp hiç konuşmadan dans'a başladık.Justin Bieber ve Willa'in düeti olan POWER çalıyordu.(arkadaşlar bieber değilim ama biebers olanlarıda dışlamıyorum idollerine saygı gödteriyorum) O kadar çok dans etmiştik ki saat 8'e geliyordu benim ilk şarkıdan beri dikkatimi çekem bir nokta vardı en arka koltuklardaki yemyeşil iki tane nokta. Şarkı başlamadan ayağa kalkıp o noktaya doğru ilerledim beni fark etmiş olmalıydıkı ki bir kahkaha patlattı bende iç çamaşırımda saklı olan bıçağa elim gitti. Onun yanına hızlı adımlarla geldiğimde gördüğüm kişi SAVAŞ SOYLU......

Bana dik dik bakarken elleri cebinde ayağa kalkmıştı hafif bir kahkaha atıp ''Sırrını öğrendim GECE KARAHANLI '' biraz duraksadıktan sonra yumruğumu sıktığımı far etmiş olacak ki '' unutma çok bekledin sırayı kaptırma sonra KARDEŞİNE zarar gelmesin''

evet arkadaşlar merhaba bu benim ilk hikayem olduğu için biraz deneyimsiz ama umarım beğenmişsinizdir. Bölüm aralıkları şöyle olucak hergün bir bölüm ama sınav haftamda pek yazamaya bilirim ama anlayış göstericeğinizi düşünüyorumsormak istediğiniz şey varsa yorumdan sorabilirsiniz hepsini yanıtlamaya çalışırım:DD seviliyorsnuşş

KARAHANLI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin