3.bölüm NERDESİN GECE!!!!????

121 5 0
                                    

Gecedn___---____

Dedem barışmıştı o şerefsizle. O benim hayatımı mahfetti lan 13 yaşımda dımdızlak kaldım ben 13 yaşımda katil oldum ben. Dedem bunu bile bile kabul etti. Beni bu yaşıma kadar bu intikamımızı almam için eğitmişti. Noldu şimdi lan NOLDU!!! Ben Gece KARAHANLI babamve annemin intikamını almadan bu dünyadan göç etmiyeceğim. Ama dedem o kosakoca Mehmet Ağa nasıl yapabilmişti bunu bana dayanamıyorum artık yeter. Beni bekleyin anne bende yanınıza geliyorum....

Savaş'tn____---___

Nerede lan bu kız !!! Bi gitti 8 saat oldu. Heryere baktım lan heryere. Polislerde 48 saat geçmeden kayıp alarmı veremezmiş. Bütün çiftliklerden tut ormanın derinliklerine kadar baktım. yok hiç biryerde napıcam ben en iyisi Mehmet Ağa'nın konağına bir uğrayım. Annemlerde onlarda zaten Ayşe yengeyi sakinleştirmeye çalışıyorlar. Gece nerdesin sen. Seni bi bulıyım ister öldür beni kollarımdan ayırmıcam seni isteğin kadar nefret et istediğin kadar say söv sadece sana sarılıcam ve bir daha bırakmıcam görürsün sen UYUZ ŞEYY !!!! 

O gelen Gece'nin atı değilmi Fırtına nasıl koşa koşa gelmişse soluk soluğa kalmış hayvan cağaz. Belki o bize haber göndermek için gelmiştir. Hemen konaktan çıkıp fırtınanın üstüne atladım. Mehmet Ağa Süleyman Amca Ayşe Yenge Aslan ve Demir hepsi kapıdalar. Mehmet Ağa arkamdan bağırdı bitmiş bir sesle ''KIZIMI BULMADAN GELME OĞUL!!! '' başımı olur anlamında sallayım hızlıca Fırtınanın bana yol göstermesine izin verip gittim. Burada nereydi böyle ağaç yok hiç birşey yok dümdüz bir ova Fırtına koştukça koşuyordu. Hiç birşey yokt bu arazide. Birden yağmur atıştırmaya başladı. Ahhh Gece'm ne yapıyordur şimdi bu yağmurda. Aksi gibide ne kadar çok yağıyor. Fırtına 3 saat süren bir yoldan sonra ovanın tam ortasında bulunan mezarlığa doğru yöneldi. Tabii yaa!! nasıl aklımdan gitmişti benim bu annesi ve babasının mezarı. Fırtınadan ani bir hareketle inip iki mezar arasında yatan Gece'yi gördüm. O kadar masum duruyordu ki!!! Sanki bu bütün olanları haketmemiş gibi sanki DÜNYADAN BİR ALACAĞI varmış gibi. Yağmur iyice hızlandığında yanına yaklaşıp kucağıma aldım. Annesinin mezarına yaslanmış uyuyordu. Asıl şaşırdığım neden kucağıma aldığımda uyanmadı hemen '' GECE GECE UYAN ''demeye başladım en az 2 defa tekrar ettikten sonra bayıldığını anladım. Fırtına bizi bekliyordu. Bu ne kadar güzel bir attı böyle. Gece'yi önüme oturturup sağ kolumla dik kalmasını destekledim ayakalrınıda sol tarafa tıp oturturmuştum. İkimizde sırımsıklakdık. 3,5 saat sonra konağa vardığımızda yağmur hala yağıyordu ben attan inip Gece'yi kucağıma alıp odasına çıkardım herkez başımıza toplanmıştı bide doktor çağırmışlardı 4 yan çiflikte bir doktor vardı. Hemen Demir onu çağırıp getirmişti.

Gece'nin çok ateşi vardı. 12 saatden fazla süredir yağmurun altında incecik elbiseyle duruyord onun yanından 1 dk ka olsun ayrılmadım ayrılmama bu kararımı Mehmet Ağa saygıyla karşıladı. Oda nalamıştı galiba daha ben anlamadan Mehmet Ağa nasıl anlamıştı ki herşeyi. Ben bunları düşünürken Gece uyanmıştı bende ona kendi ellerimle tavuk suyuna çorba hazırlamıştım. İlk başta karşı çıksa bile Mehme Ağa gelince kabullenmek zorunda kaldı çorbayıda ben içirdim zaten. Yanakları ateşten nasıl al al olmuş beyaz teninde nasıl masum durmuştu böyle. Arada sırada kalkanını kaldırıyordu ama yine indirmek zorunda kalıyordu. En sonunda dayanamayıp hopşurdu ayy yerim ben bunu yaa saçları önüne gelmiş gözleri kocaman açılmış al yanakları dümdüz olmuştu bende bunu fırsat bilip '' Aaa hastamı olmuş benim uyuzum '' hemen sinirlenip '' yavşama bee '' diye karşı çıktı ben o sırada kahkahalardan kırılırken Gece bir daka hapşurdu ben bu sefer '' tamam tamam aç ağzınıda elerimle yaptığım şifa kaynağını sana içirebiliyim savaşçı prenses '' dememle uff laması bir oldu ben sırıtırken çorbayı ağzına tıktıp son kaşığıda söylene söylene içtikten sonra bana ciddi gözlerle bkıp '' bu olanlardan benim kaybolmamdan , hasta olmamadan , senin beni bulmamdan falan hiç kimsenin haberi olmıyıcak tamam mı ?'' o kadar ciddiydi ki bi an şaşırmış gözlerle ona baktım ve '' tamam '' dedim biraz bekledikten sonra gözlerinin dolduğunu fark edip hadi yat sen dedim oda istekli bir şekilde onayladı ben baş ucundaki sandalyeye oturmuş onu izliyordum ki bi anda gözlerim karardı.

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu bile ama Gece hala uyuyordu. Hiç ses etmeden konağa geçecektim ki Mehmet Ağa'nın kapıdan bize baktığını fark ettim. Yüzünde hafif bi gülümsemme vardı ve arkadından bana dönüp '' beni takip et delikanlı '' dedi. Arkasından yürüyerek büyük bir odaya girdik odada çalışma masası ve bir sürü dosya vardı. Masayı ise fotoğraflar süslemişti tam ortada birde yatak var yatağın iki yanında bebek yatakları vardı. Ben anlamsız gözlerle odayı incelerken Mehmet Ağa konuşmaya başladı '' bak evlat hiç uzatmadan söze gireceğim. Gece ailesini kaybettikten sonra çevresine ve duygularını surlarla(kalelerle) çevriledi. Ama kardeşi için bu surların herzaman bir kapısı vardır ve o kapının anahtarın kardeş sevgisisdir, veya kaybetme korkusu bilemem ama Gece Ece'yi şimdiye kadar hiç yanlız bırakmadı hep yanındaydı onu korumak için eğitim aldı adam öldürdü bu sayede acımasızlığı öğrenip kalesini gün geçtikçe güçlendirip artık Ece'deki anahtarı bile yok etti. Ama ben dün gece sende bir anahtar keşfettim Gece ilk defa sana izin verdi ona çorba içirmene onunla dalga geçmene bunu Ece bile yapsa onu döverdi. Ama sen onda birşeyler tetiklemiş olmalısın. Gece çok zor bir kız. Hayata karşı tecrübenin ötesinide kazandı bu yaşta sen onu bu karanlığından çıkarabilirsin gibime geliyor. Gece için sende iki tane yol var ya senden ölene kadar nefret edip seni öldürücek yada sana aşık olup seni sahiplenicek. Bu yollar sizin kararınız ama ben sendede bu ışığı gördüm. Karar ikinizin evlat.'' dedi

Ben duyduklarımın şokunu atlatmaya çalışırken hala odada olduğumu fark edip odadan çıktım. Kimseye görünmeden bizim konağa girdim. herkezin yüzünde bir sırtış vardı yani herkez piç smile yapıyordu. Noldu lan acaba bunlara ammmaaan bana ne üstümü değiştirip okula gidecem nasılsa. Hemen üstümü dğiştirip Barışı da alıp okulun yolunu tuttuk arbadayken Barışın yüzünde hala piç smile vardı bende dayanamayıp sordum '' noldu lan size böle herkezin yüzünde kocaman bi piç smile var noluyo'' dememle kahkahalara boğulması bir olmuştu ''yok birşey damat bey'' demesiyle noluyo lan demem bir oldu. cevap vermedi ama çıkar kokusu bir sonraki bölümde :D

Selaaaaaaaaaam arkadaşlar bu bölüm çok bomba oldu gibime geldi ama neyse :D yorumlara gelecek bölümde sizce ne olucak Barış ''DAMAT BEY'' derken ne demek istedi Gece ile Savaşın arasındaki buzlar eridimi? sizce gelecek bölümde neler olucak ????

hihhihihi piç smile sırası bendeeeee sevilionuz haa kıymetunuzu bilioommm

KARAHANLI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin