"O hayatınızda görüp görebileceğiniz en düşünceli, en mükemmel kişiydi. İnsanlara karşı kaba ve soğuk görünürdü ama yakın olduğu kişilere karşı ger zaman umut doluydu, güzel yüzlüydü.
Ben doğduğum zaman o daha bir yaşındaydı ve ailelerimiz arkadaş olduğu için onunla kardeş gibi büyüdüm.
Aslında her şey ben daha dokuz yaşındayken başladı. Çok iyi hatırlıyorum onun gözlerindeki yorgunluğu. Ona ne olduğunu sorduğumda ailesinin onu ders çalışması için zorladığını söylemişti. Kızmıştım onlada, Bay ve Bayan Min'e gidip yüzlerine karşı kızmıştım ama onlar bir günde değişmişti sanki. "Yoonie'mi üzdüğünüz için sizden nefret ediyorum!" diye bağırmıştım. Annem ve babam gelip almış, saygısız davrandığım için kızmış ve ceza cermişti.
Bu şey, Yoongi'nin uykusuz geceleri, o gün başlamıştı. Birkaç yıl sonra bir şeyden dolayı Bay ve Bayan Min boşandığında Yoongi, Bay Min ile kalmıştı. Bayan Min eşyalarını toplayıp yurt dışına gitmiş ve ondan bir daha haber alamamıştık.
Bay Min bir yıl kadar sonra, Yoongi on dört ben ise on üç yaşımdayken, eve bazı günler kadın getirir ve Yoongi'yi sokağa atardı. Bir gün çok yağmur yağıyordu ve Yoongi'yi sokağa atmıştı. Yoongi'nin bağışıklığı çok düşük olduğu için direkt hastalanmıştı. Abim onu şans eseri ece gelirken görmüştü, tir tir titrediğini ve sırıksıklam olduğunu söylemişti.
Onu eve getirdiğinde annem direkt ateşine bammış ve ateşi tüksek çıkınca direkt soğuk bir duşa sokmuştu. Ardından onunla ilgilenmiş ve birkaç gün sonra yataktan tamamen iyileşmiş şekilde çıkmıştı.
İki yıl sonra, ikimizde liseye geçince aynı okuldaydık ve teneffüslerde asla ayrılmazdık. Yoongi okulda küçük olduğu için zorbalığa uğrardı ve onu çoğu zaman ben kurtarmıştım. Diğerleri yardım etmez, bir tekmede kendileri atardı.
Ben on birinci sınıfa geçtiğimde Yoongi bile isteye sırf benimle aynı sınıfta olmak için ders notlarını düşürmüş ve sorumluluk sınavlarınada girmeden sınıfta kalmıştı. Benimle aynı sınıfa denk geldiğinde bizden mutlusu mutlu çünkü onu korutabiliyordum. Sürekli okula gidip gelirken beraberdik, ders sırasında birbirmize yardım ederdik.
On ikinci yani son sınıfa geçtiğimizde Yoongi'nin sağlığı kötüleşmişti. Durduk yere bayılıyor, kan kusuyordu. Hastaneye gittiğimizde sadece üşüttüğünü söyleyip gönderiyorlardı. Derse katılımı düşmüş, zayıflamış, beyaz ten rengi olabilecekmiş gibi dahada beyazlamıştı. Saçlarıda dökülmeye başladığında son çare olarak en büyük hastanelerden birine gitmiş ve tonlarca para yatırmıştık. Bir sürü tsstin sonucu doktor tomografi istediğinde endişem bümüştü çünkü neden tomografi istiyordu?
Tomografi çekildikten sonra birkaç gün önce başvuru yaptığım şirketten geri dönüş almış ve şirkete çağırılmıştım. Gitmek istemsem bile Yoongi zorladığı için gitmiş ve kabul edilmiştim. Eve geçtiğimde ve Yoongi'yi odamda ağlarken gördüğümde kalbimin hiç acımadığı kadar acıdığını hissetmiştim. Onu ağlarken görmek, son isteyeceğim şey bile değildi. Bana ağlamasının nedenini söylemedi, sonuçkarın ne çıktığını ve benden neden usaklaşmaya başladığını söylemedi.
Üniversite sınavına girip çıktıktan sonra onu arasamda ulaşamadım, evine gittim. Bay Min eşyalarını alıp buradan uzaklaştığını söyledi, takmadığını.
Yıllar geçti. Idol oldum, ödül törenlerine, programlara, dergi çekimlerine, müzik videolarına katıldım. Her fırsatta onu aradım, sosyal medyaya baktım. Sonra bir gün bir arama aldım. Sasaeng fanlardan biri sandığım için ilkte açmadım ama sonra tekrar aramadığında ben geri aradım çünkü zararsız biri olduğu açmadığımda tekrar aramamasınsan belliydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
• benim yalnızlığım sizinki gibi değil •
Historia Corta[twoshot ✝ angst] [min yoongi ✝ kim taehyung] "Zamanı geri alabilseydik, nereye dönmek isterdin?"