Alarmın sesi ile yataktan fırladım.Ah
olamaz cok geç kalmıştım.Ve ders murat hocayaydı.Üstelik Tarih ti.Şu lanetli pazartesi sabahlarindan ve Tarih dersinden nefret ediyorum.Yüzümü yıkadım ve dolabimdan siyah pantolonumu üstüne deri omuz detayları olan bordo gömlegımı gecirdim.Basörtümü taktim ve kahvalti yapmadan cantami alip evden ciktim.Harika yine servisi kacirmistim.Babamı aradim ve beni okula götürmesi icin ona yalvaracakken bekle geliyorum diyerek telefonu yuzume kapatti.Her erkek gibi babamda ukala olabiliyordu.Evet okulun bahcesindeydim ve ders baslayali 20 dakika olmustu.Derse girip murat hocanin sabah sabah atacagi azarini cekmeye tahammulum yoktu hele ki bi de pazartesi sabahi.Kantine indim.Of olamaz cenk tam karsımdaydı. Onu gormemezlikten gelip en kuytu koseye dogru ilerledim ve arkadan bi kol daha fazla yurumem izin vermeden
"günaydın yaren" dedi.
soguk bi gülümsemeyle
"günaydın cenk" dedim.
ve ilerlemeye devam ettim.Sandalyeye oturdum ve telefonumu cebimden cıkarip kurcalamaya basladım. Etrafa bakip cenk ile göz göze gelmemeyi yeğlerdim.Ama cok gecmeden karsimdaki sandalyenin uzerinde oturan cenk e takildi gözüm ve neye ugradigimi sasirdim. Ne kadar ukala biriydi oturmak icin izin bile almamisti. Tam agzimi acacaktim ki lafi agzima tikarak
-"Neden derse girmedin?" dedi.
Ezgi ile birlikte sahilde el ele yurudukleri an gozumun onunden hic gitmiyordu. Bu cocuk benim en yakin arkadasim hatta kardesim dedigim insana Öykü'ye ihanet etmisti. Ve Öykü'nün bundan haberi yoktu bile. Duysa biterdi ya. Bu yüzden cevap vermeden masadan ayrıldım ve kosarak yukarı cıktim. Arkamdan seslenmisti ama duymamazliktan gelerek kizlar tuvaletine girdim ve kapiyi kapattim. 5 yeni mesaj vardi. Hepsi Öykü'den di. Derse neden gelmedigimi soruyordu. Mesajina cevap vermedim cünkü bir kac dakika sonra zil calicakti ve sinifa cikicaktim.Evet zil calmisti ama ben biraz bekledikten sonra sinifa cikacaktim murat hocanin yuzunu bile gormek istemiyordum. Adam cok itici ve soguk biriydi. Kosarak sinifa ciktim ve olamaz cenk Öykü'nün yaninda oturmus elini tutmus ve Öykü'ye "seni cok seviyorum,seni asla birakmam" diyordu. Cenk ne yaptigini saniyordu hem kizi aldatmisti hemde ona onu cok sevdigini ve asla vazgecmeyecegini soyluyordu. Evet bu yalana son vermenin zamani gelmisti diger sinifa gecip Ezgi'nin kolundan cekip Öykü ve Cenk'in yanina getirdim.Ezgi'yi ileriye dogru iterek
-"Anlat her şeyi seni sürtük!" dedim.
-"Ne yaptigini saniyosun varos sey?" dedi. Ve daha sozunu bitirmeden yandaslari olan Ayşe ve Gizem girdi sinifa. Baskalarinin sevgililerini calmaktan ne zevk aliyodu bu üc yavsak? Ayse hemen lafa girdi konusmasa catlar zaten:
-"Neler oluyo burada?" dedi.
Koyu makyaji ve beyaz teniyle satanistlerden bi farki yoktu gozumde. Korkutucu ve berbat gorunuyodu.Öykü sasirmis bir seiilde bana bakiyor cenk ise her seyin farkindâ ama bilmemezlige vuruyordu pisligin tekiydi o.Öykü cenk e naşil aşik olmusatu hala aklim ermiyo sevileck hic bi ozelligi yoktu sadece biraz tatliydi o kâdar en iyi becerdigi sey saf kizlarin aklini celip oynakmakti.Sessizligi bozan kisi ben oldum ve Ayşe'ye cevap verdim
-"Arkadasin ve cenk in yedigi halti acikliga kavusturmaya calisiyorum" dedim.
Sonunda Öykü'nün sesi cıkmisti
-"Ne sacmaliyosun sen yaren Cenk beni üzecek hic bir sey yapmaz öyle degil mi Cenk?" dedi.
Ne kadar yazik ya Öykü bu cocuga fazlasiyle guveniyor ve bi o kadarda asikti. Kim bilir bu kacinci saf kizi kandirisiydi.
Öykü'ye bagirarak:
-"Aç su gözlerini Öykü yeter bu cocuk yavsagin teki ve sana soyledigi her seyi bi cok kiza soyledi bunlardan biri de Ezgi" dedim.
Ezgi sinirden kizarmisti. Ama hic susarmi cevabi hazirdi hayir ya olamaz Cenk in elinden tutmustu ve cenk i ayaga kaldirarak:
-"Hadi tatlım gidelim" dedi.
Öykü aglamak üzereydi.Cenk ayaga kalti ve
-"Tabii prensens" dedi.
Öykü'nün kalbi paramparca olmustu herhalde. Bi kac dakika once ona ask cumleleri kuran adam simdi bas dusmani olan Ezgi'nin elinden tutmus gidiyodu.Öykü kosarak siniftan cikti ve bende pesinden kosmaya basladim ama pek uzun kosamadim Gizem'in bana taktigi çelme ile yeri boylamistim. Pislik kiz nefret ediyordum ondan. Yerden hizlica kaltim ve hicbir sey demedn Öykü'nün pesinden kosmaya devam ettim. Lavaboya girmis sessizce agliyordu. O bunlari hak etmemisti. Sonunda okul bitmisti. Eve gidesim gelmiyordu Öykü'yü yalniz birakmak istemiyordum.En iyisi yurtta kalmakti. Yurt okulun tam bitişiğinde oldugu için sabah cok erken kalkmak zorunda degildik. Yarin pek onemli dersler yoktu zaten. Yani yarin okulu ekmememiz icin hoc bi sebep yoktu hem Öykü icinde iyi olurdu kafasi dagilirdi.Yurdun icindeydk ve kapinin onune geldik anahtarlar bende oldugu icin kapiyi actim ve iceri girdim ardindan Öykü girdi tam agzimi acacaktim ki Öykü :
-"Yaren dus alip yaticam konusmak istemiyorum. Sabah konuruz." dedi.
Bende ustune gitmek istemdim ve
-"Sen nasil istersen canim" dedim
3 saat sonra
Öykü dus alip uyumustu bile bende yatakta kivranip durdum. Düsüneck ve kaybedecek hic kimsem yoktu zaten. Bi süre sonra uykuya daldim.Evet sabah olmustu.Öykü'yü uyandirmadan yatagimi topladim.Tam üzerimi giyinmek icin cantama dogru yonelicekken kapi caldi. Kim olabilirdi ki? Burada Öykü'den baska arkadasım yoktu. Evet kapiyi actim ve hey hic kimse yoktu. Kesin Ezgi ve yandaslari oyun oynuyordu bizimle bunun baska bi aciklamasi olamazdi. Gerizekalilar diye bagirip kapiyi sertce kapattim. Öykü yataginda degildi sanirim yüzünü yikiyordu. Evet tam da tahmin ettigim gibi yüzünü yikamis makyajini yapmaya baslamisti. Siyah bir eyeliner ve vişne cürüğü surdugu rujuyla oldukca cekici gozukmeyi basarmisti yine. Altinda ki deri tayti ve ustunde ki salas kazagiyla harika gorunuyordu. Hazirlanmistik ve kahvaltiyi disarida yapmayi planladigimiz icin bi kac lokma biseyler atistirip ciktik. Degismeyen mekanimiz olan Moda'da ki bi kafeye girdik. Her şey normal gitmisti su ana kadar. Evet kahvaltimizi yapmistik ve cadde de dolasmaya basladik. Buranin yerlisi degilim ama yabancisi da sayilmam. Öykü'nün israriyla bi alisveris merkezine girdik. Ne de olsa bugun onun gunu ne isterse yapicaktim.
