•
hwang hyunjin'in, newton ve newton'un bulmuş olduğu hareket prensipleri başta olmak üzere fizik dersi ile gerçekten büyük problemleri vardı.
ama bu problemler, küçük bir yardımla çözülemeyecek büyüklükte sayılmazdı.
•
KÜFÜR İÇERİR.
HIGHSCHOOL!AU
[...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• •
🎶stray kids — MIXTAPE #2
• •
"MIYOUNG?"
Yüzündeki korku dolu ifade ve yürüyüşüne hâkim olmuş dağınıklıkla, yalnızca Hyunjin'in bulunduğu sınıftan içeri giren genç kıza seslendi fakat hiçbir geri dönüş alamadı genç yüzücü. Gözlerini kısıp ona daha bir dikkatli baktığında titrediğinin ve ayakta bile durmakta güçlük çektiğinin farkına vardı.
Hyunjin hızla ayaklandı ve kuzgun saçlı genç kıza doğru ilerledi endişeyle. Diğer bir yandan ise onu bu hâle getirmiş olabilecek şeyi düşünüyordu. Süt beyazı teni solgun görünüyordu—daha ne kadar solabilirdi açıkçası Hyunjin şaşıyordu—.
Yanına vardığında hafifçe ona doğru eğildi ve genç kızın odağını kaybetmiş gözlerinin hedefi olabilmek adına yeniden ona adıyla seslendi.
"Miyoung? Miyoung, iyi misin?"
Bu sorusuna cevap vermek yerine dudaklarından panikle harmanlanmış bir hıçkırığı serbest bıraktı ve sertçe Hyunjin'in kollarına tutundu Miyoung. Ağlaması şiddetlenirken genç yüzücü ne yapması gerektiğini bilemez hâlde karşısında hüngür hüngür ağlayan Miyoung'a bakakaldı. Kendisinin yüzlerce misli gücünde bir rüzgâr ile karşı karşıya kalmış bir yaprak gibi tir tir titriyordu genç kız.
İyi olmadığı âşikardı.
"Miyoung?" Genç kızın göz kapakları titrek bir korkuyla sımsıkı yumulurken göğüs kafesi küçük ancak keskin nefeslerle yükselip iniyor, az evvel kapanan gözlerinden iri gözyaşları süzülüyordu. "Konuş benimle lütfen... Ne oldu?"
Dağınık birkaç nefes ve bir hıçkırık daha. Miyoung'un onu duyabildiğini bile zannetmiyordu aslında genç yüzücü fakat yine de denemeye değerdi.
Onun solgun yüzünü dikkatle avuçlarının arasına alırken biraz daha yaklaştı ona. Sürekli başka yöne dönen başını hafif bir hareketle ona bakacak şekilde sabitleştirdi, bu sırada ikilinin gözleri buluştu.
"Hey." dedi Hyunjin, dudaklarında Miyoung'u desteklemek isteyen acı tatlı bir tebessüm yeşerirken. "Miyoung, bak bana. Benim, Hyunjin. Hwang Hyunjin."
Etrafını saran sahte gerçeklikten asıl dünyaya döner gibi olmuştu Miyoung, genç yüzücünün gözlerine baktığında. Fakat hâlen kırılıyordu içinde bir şeyler, o kadar belliydi ki bu yüzünden. Hyunjin, kızın badem gözlerinden akan yaşların üzerinde iki başparmağını gezdirip silerken, onu sakinleştirmeye uğraşmaya kararlıydı. Genç kız, sanki karşısındaki gencin gerçekliğinden emin olmak istermiş gibi yüzünün iki yanına yerleşmiş büyük ellere sıkıca tutunmuştu. "Buradayım."
