Kapat Gözlerini

Marmara Üniversitesi

Üniversiteye adımımızı atıcaktık artık kapısından girmiştik herkes kendi bölümüne gitmişti benim bölümüm okulu diğer kanadındaydı bu yüzden Hera ve Dünya'dan ayrılıp sınıfı etraftakilere sorarak bulmuştum. Sınıfın çoğu gelmiş sıraların büyük kısmı doluydu bende arkada boş olan bir sıraya oturmuştum 5 -10 dk sonra gözlüklü göbekli ve kel bir adam girmişti ve kendi görünüşünün aksine daha sert çıkan bir sesle konuşmaya başlamıştı "Ben bölüm öğretmeninizim ve beni okul dışında görürseniz sakın selam vermeyin sizi dersimden hayatta geçirmem bu okul kapısından çıktığınız anda ben yokum bunu kafanızın bir yerine sokun ve notun istemeyin benden hak eden zaten geçer bu böyle biline şimdi ben 

Pr.AHMET MİTHAT GÜRDAL ders bitmiştir bu günlük bu kadar dağılabilirsiniz.

*********

Dersimin olduğu sınıfı bulumak için büyük bir arayışa girmiştim yuhhh be ne büyük okul anasını satıyım önümde ilerleyen iki erkeğe seslenip sınıfın yerini sorucaktım "Bakar mısınız acaba" "Tabi buyrun" oha bu taş kim ben ne soruyodum he sınıfın yerini dimi çocuk deli gibi bakıyor sesin çıksın bön bön bakma çocuğa "İyi misin?" "Efendim evet şey iyiyim sadece bir an boşver" ordan hemen uzaklaşmıştım arkama bile bakmadan aferin sana Hera bravo sanki hiç hayatında yakışıklı çoçuk görmemişsin gibi kitlendin kaldın tebrik ederim ya bir daha karşılaşırsak n'olucak ilk derse girmemiş ve wattsap grubuna mesaj atmıştım "kızlar dersi erken biten veya girmeyen olursa cafeteryadayım beni yanlız bırakmayın sıkılıyorum" bir kaç

dakika sonra cevap gelmişti "üzgünüm ben derse daha yeni giriyorum- Dünya" "Beş dakikaya yanındayım -Rana"

********

Derse gireceğim sınıfı bulmuştum sınıfın kapısından girerken biri omzuma öyle bir geçirmişti ki koptu sandım "Yavaş beee istersen al kolumu veriyim oyna" "Özür dilerim ben önüme bakmıyordum" "Bir sonra ki sefer bak o zaman" "Kızım manyak mısın özür diledik ya" "Manyağa bak tabi özür dileyeceksin omzumla halaya kalktın resmen istersen bir de özür dileme" "Allahım ya kızım benim sabrımı mı deniyorsun sen?" "Ne sabrını deniycem be hem bana kızım deyip durma benim adım var " "Ya git kızım başka kapıya daha doğru düzgün ayılamamışken senle mi uğraşıcam" dedi ve gitti en son lafı söyleyip o gitti ben değil sınıfa girmiş boş sıraya oturmuştum sinirden parmaklarım kütletmiştim.

********

"Ya inana biliyor musun ben çocuğun yanın da kitlendim kaldım ya" Hera bana başından geçen olayı anlatırken benim gülmekten karnıma ağrılar girmişti "Ya gülme bee sinirlerim bozuluyo sen güldükçe" "Napıyım çok komik ağzın açık kaldığına göre baya yakışıklı bu çocuk galiba" "Hemde ne yakışıklı varya insan nefes almayı unutuyor yemin ederim" "Vayy be" "Eeee sen yine birini bulamadın mı?" "Sence" "Hayır yuhhh ya kızım Elizabeth gibisin yemin ederim" "Offf abartma beee o kadar da değil" "O kadar canım, kızım 15 yaşından beri sevgilin yok" "Belki filmler de ki gibi bir aşk bekliyorumda o yüzden biriyle çıkmıyorum." "Aman iyilik timsali sonra gelip bana niye bana kimse çıkma teklifi etmiyor diye ağlama." "Hera kapat çeneni" "Hassiktir lan" "N'oldu kızım" "Ya lanet olsun bu o çocuk kapıdan giren o" kapıdan üç tane çocuk geliyordu en önde yürüyen en uzun boylusuydu ve fazla yakışıklıydı. "Bir şey söyliycem hangisini diyorsun sen?" "Sol tarafta esmerlikte son nokta olan." Hera'nın tarif ettiği çocuk tüm ihtişamıyla yunan tanrılarına kafa tutarken sağ tarafta ki yakışıklıyım ben bakışları atıyordu. Bunların üçüde birbirinden yakışıklıydi lannnn. İyi ki içimden düşündüklerimi dışardan duymuyorlar dı yoksa ben sıçmıştım yemin ederim.

"İnsan mı lan bunlar." "Ya yemin ediyorum benim cinsiyetime hakaret lan bunlar." dedi Hera bu sefer "Hakkaten lan bunlar kız olsa ilk ben sulanırdım heralde." "Sus sus bende öyle düşünüyorum." biz konuşurken telefonum çalmıştı arayan Dünya'ydı. "Hatunlarım nasılsınız." "İyiyiz dersin bittiyse cafeteryaya gel öğleden sonraya kadar boşum ben" "Benim iki saatim boş geliyorum şimdi Hera'nın ne kadar vakti var" "Üç saat kadar bir vakti varmış galiba ya bilmiyorum tam gel konuşuruz hadi"

*******************

Hızlı adımlarla cafeterya ya doğru ilerliyordum bu gün ki planım yurttan kaçıp daha doğrusu kızlarıda kaçırıp bara gitmek.

Evet yakalanırsak yurttan atılacağımızı biliyordum ve bu beni yapmam için teşvik ediyordu.

Kızlara planımı daha anlatmamıştım ama kabul ediceklerinden emindim. Cafeterya ya geldiğimde bizim kızların birilerini kestiğini fark etmiştim. "Eeee zevcelerim kimi kesiyoruz ve ben kime bakmıycam" dedim bütün tatlılığımla."Şu esmer kesmessen sevinirim Dünya'cığım" dedi. Yüzünde ki aptal sırıtışla. "Rana seninki hangisi söylesene" dedim bakıp bana gözlerini devirip konuşmaya başladı. "Uzun boylu iyi ama ben onunla çıkmam  ki oda bana bakmaz ve diğerlerinden de ümitlenmeyin derim ben size." dedi Rana tüm hevesimizi kırarken. "Niye bakmasınlar Elizabeth acaba bana bi anlatsana ya ne güzel ben o esmer meteor kişiyle dördüncü çocuğuma isim arıyordum hayallerimde."dedi gözlerini kocaman açan Hera. "Peki açıklıyım bir her taraflarından zenginlik akan üç oğlan bizi ancak altına almak için konuşur. İki sınıf farklılığı. Üç ben daha öpüşmemişken birine bekaretimi verecek kadar delirmedim ki hatırlatırım Hera'cığım siz ikinizde daha kimseyle öpüşmediniz." dedi Rana bizim ikimize de bakarken. "Hep haklı çıkmak zorunda değilsin Elizabeth." "Biliyorum ama haklı çıkmak hoşuma gidiyo."

"Kızlar bu gece yurttan kaçıp bara gidiyoruz" dedim konuyu dağıtarak. Hera hevesle konuşmaya başladı bu sefer "Tamam ama hangi bara gidicez." "Kızım bizde seninle birlikte geldik İstanbula hatırlatırım." dedi dalga geçerken Hera'yla "Taksim, Nişantaşı veya Cihangir'e gideriz kızım ve ben hala Burak Özçiviti kaçırmana yardım etmiycem Rana bana boşa bakma öyle" demiştim Rana'nın bakışından bile herşeyi çözebiliyordum. "Kötüsün Dünya hemde çok kötü." ona biliyorum bebeğim gülüşümden atmıştım. Hadi kalkın derse falan girmiyoruz.....