... Ölüm anında bile adını sayıklamalı dilim.
Ölüm anında bile hasretim sana
Yüreğime yerleştirdiğin bu aşkın ateşi, hiç sönmeyecek Sim-Jeok..
Takeo Arisima.. Sevgilisi ile intihar eden şair. Peki ilk karşılaşmalarının U-Jin'in onun dizelerini okurken olması. Bu kaderlerinin benzediğin bir işaret miydi? Yirmi beş yaşındaki bu iki insanı ne bekliyordu?
Erkek karakterimiz Kim U-Jin, şair mahlası Soosan.. Kadın karakterimiz genç bir sabrano olan Sim Jeok.. Dizinin başlangıcında bizi sahipleri henüz dünyaya veda eden iki çift ayakkabı karşılıyor. Sonrasında bu ayakkabıların sahiplerinin yıllara yayılmış hikayesi bizi kucaklıyor.Karakterlerimizin yollarının kesişmesi, Japonya'da okuyan bir grup Koreli vatansever gencin biraraya gelmesi ile oluyor. Bu vatansever gençler, Japonya hegomanyası altındaki ülkelerinde, anadillerinde gösteriler yaparak milli duyguları dinç tutmak, bağımsızlık ateşini harlamak istiyorlardı.
İlk karşılaşmaları sırasında Japon bir şairin şiirini Korece okuyan U-Jin, bunu Jaseonlu (Koreli) olduğunu unutmamak adına yaptığını söylüyor. Sanatla yani kendi cümleleri ile kendi yolu ile ülkesine tutunmaya çalışan biri olarak kendini tanıtıyor.
Büyüleyici bir ses ve o sese ilgisiz davranan bir adam. Zamanla birbirlerini düşünceleri ile etkileyen çiftimiz hiç bir zaman tam anlamı ile "biz" olamıyorlar. Zira U-Jin, geleneksel yolla evlendirilmiş bunu sevdiği güzel sesli kadına söyleyemiyor. Acısını düşünmek bile canını yakarken söyleyemediği bu gerçek ile Sim-Jeok'u yüzleştiriyor. Ne acı bir yüzleşme, sevdiğin adamın karısı olduğunu gözlerinle görüp öğrenmek. Oysa bu yüzleşmeden önce sırf U-Jin sevdiğini söylediği için o egolu gösterdiğini düşündüğü şapkalardan almış, karşısına onunla çıkmıştı.
Babasına karşı gelememiş bir adam. Babasının istediği bölümü okumuş, istediği kadınla evlenmiş, istediği için yazmaktan vazgeçmiş, istediği için istediği için istediği için... Bu adamın gerçekten kendi hayatı oldu mu?Sonunda bu adam artık dayanamadı, babasına gözleri dolu dolu o cümleleri söyledi.
... Yalvarırım nefes almama izin ver! Benden yaşamamı mı yoksa ölmemi mi istiyorsun?...Baba
Yıllara yayılmış bu hikayede, birbirinden vazgeçmek, unutmak için her şeyi yapan bu çift, ne ailelerine, sorumluluklarına sırtını dönebiliyor ne de aşklarına. En sonunda gecenin karanlık sularına açılmadan biri son şarkılarını kaydetti, diğeri son eserlerini yazdı. Sim-Jeok artık yorulduğunu dinlenmek istediğini söyledi. Bu uzun sonsuz dinlenmesinde yanı başında durmak için U-Jin söz verdi. Karanlık sular onları kucakladı. Bu dünyada hiç kendileri olamayan, kendi için bir şeyler yapmalarına izin verilmeyen o iki insan, kendi istekleri ile bu kucaklaşmayı yaptı.U-Jin ilk karşılaşmalarında okuduğu şiirin sahibi Takeo Arisima ile benzer bir kader ile bu dünyadan ayrılmadan önce, onu başta anlamadığını ama şimdi anladığını şu cümleler ile dile getirdi
... Yaşamak için o kararı verdi. Mağlup olmak yerine ölümü seçti...
Şair mahlası ile o gemiye binen çiftimiz, sanki son yolculuklarında onlara yüklenen tüm kimliklerden sıyrılmak, yalnızca kendileri olarak çıkmak istiyor gibiydi.
.... Gözyaşları ile dolu bu dünyada, benim ölümüm ile son bulacak mı her şey?
Gerçek bir hikayeye dayanan bu dizi, melankolik havası ile güzel dizeler ve şarkılarla başka bir dünyaya götürüyor izleyeni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensei'nin İzleme Günlüğü
RandomOkuduğum noveller, webtoonlar ile izlediğim diziler, filmler, animeler kısacası benim dünyam💙