16- I Like You

590 50 0
                                    

Herkese merhaba.

Keyifli okumalar diliyorum



•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

Aslına bakarsan, buraya başka biri olmak için gelmiştim. Başka birinden kastım elbette değişmek falan değildi. Sadece onun olduğu bir ortamdan uzaklaşırsam, duygularımı daha iyi kontrol edebileceğime inanıyordum. Yavaş yavaş oluyordu da, ama gel gör ki buraya gelerek herşeyi mahvediyordu. Beni görmeye mi yoksa arkasında bıraktığı enkazı görmeye mi geldi bilmiyordum. Tek bildiğim şey bunun bana iyi gelmemesiydi.

Her zamankinden daha çok düşünür olmuştum. Dışa vurmayıp içime biriktirdiğim göz yaşlarıma da hayli üzülüyordum. Özellikle dün akşam ki konuşmadan sonra tamamen çökmüştüm. Bir şeyler geveledikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu. Sahi buraya kadar bunun için mi gelmişti?

Kapı zilinin sesini duyduğumda yüzümü buruşturdum ve yatağımın içinden çıktım. Yüzsüz gibi buraya gelmelerine gıcık oluyordum. Yetmiyormuş gibi dibimizden ayrılmıyorlardı. Bu yüzden dün gece Lisa ile yalnız kalınca, erken dönme kararı almıştık. Gittiğimizden haberleri bile olmayacaktı.

"Chaeyoung, yine geldi bunlar." Diyerek odama girdi Lisa. O da en az benim kadar öfkeliydi. "Ya bıktım artık. Ben ondan kaçıyorum zaten, bir kurtulamadım." Dedi ve bıkkınca kendini yatağıma attı.

"Aslında Jungkook yine kendince açıklama yapmaya çalıştı. Geliş sebebi az çok belli. Ama bu Jimin neden burada?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Dünkü şoktan dolayı bunu düşünememiştik. Şimdi düşününce onun burda olması garip geliyordu.

"Neden olacak, tabi ki beni rahatsız edebilmek için." Dedi öfkeyle. Kapı hala çalmaya devam ediyordu. "Açmıyoruz lan, açmıyoruz anasını satayım. İnsanda biraz ar olur." Diye devam etti Lisa.

"Bence sana karşı bir şeyler hissetmeye başladı." Diyerek ayağa kalktım. Banyoya geçtiğim sırada peşimden geliyordu.

"Sen de iyice saçmaladın Rosé. O benden asla hoşlanmaz, ayrıca zaten artık çok geç. Hayatımda öyle birini istemiyorum." Dedi kapı pervazına yaslanarak.

Yıkadığım yüzümü kenardaki havluyla kurularken şaşkınca ona döndüm.

"Gerçekten mi?" Dedim. "Evet neden şaşırdın ki? Ben belirsizliğe gelemem hayatım bunu en iyi sen biliyorsun. Bir şey ya vardır ya yoktur oyunun kuralı böyle." Dedi bulunduğu yerden ayrılırken.

"Ve o, bu oyunda bir sonraki tura geçemedi." Dedim peşinden merdivenleri inerken.

"O bu oyuna hiç başlamadı ki. Ben kendi kendime gelin güvey oldum. Aslında ilk buluşmaya gideceğim gün beni uyarmıştın." Dedi bana dönerek. Ona gülümsedim ve omzunu sıktım.

Wild Heart | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin