MUSALLAT - Sinem'in Öyküsü

49 2 2
                                    

"Gördüğümüz rüyaların mutlaka bize anlatmaya çalıştığı bir şeyler var."

Üniversitedeki ikinci yılımda ders programımdaki boşluktan faydalanıp ek gelir elde edebilmek için lüks bir restaurantta part-time garsonluk işine başlamıştım. Sinem ile bu restaurantta tanıştık. Omuzundan aşağı dökülen açık kumral saçları, iri kahverengi gözleri olan beyaz tenli, sevimli bir görüntüye sahip ama soğuk, iletişim kurması zor bir kızdı. O da benim gibi üniversite öğrencisiydi ve part-time çalışıyordu. Bu yüzden vardiyalarımız pek denk gelmezdi. Denk geldiği günlerde ise nadir de olsa konuşurduk. Bu sohbetlerden birinde ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için kendi masraflarını karşılamak zorunda olduğunu ve bu yüzden aynı anda bir kaç işte çalıştığını öğrenmiştim. Sinem'de ben de farklı öğrenci yurtlarında kalıyorduk o dönem. Her öğrenci gibi ikimizinin içinde de eve çıkma hayali vardı tabi fakat bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Ben tek yaşayacak kadar cesur değildim, Sinem'in ise buna maddi durumu imkan vermezdi. Bir yıl kadar aynı restaurantta çalıştık, ben üçüncü sınıfa başladığımda ders programım uygun olmadığı için çalışmayı bıraktım. İşi bıraktıktan sonra Sinem ile zaten az olan iletişimimiz tamamen koptu.

Sinem'i en son görmemim üzerinden yaklaşık dört ay geçmişti ki onu rüyamda gördüm. Daha doğrusu kabus diyebilirim.

Rüyam, Sinem'in evinin kapısının önünde başlıyor. Sinem eve çıkmış ve beni evine davet etmiş. Zile basıp bekliyorum daha sonra Sinem gergin bir yüz ifadesiyle kapıyı açıyor. Çok telaşlı, ürkek ve benden bir şey gizliyor hatta biraz da çekiniyor gibi bir hali var. Evin üç oda bir salon olduğunu ve Sinem'in bu evde tek yaşadığını öğrenip şaşırıyorum. Aklımdan maddi durumu iyi değildi nasıl ödüyor kirayı, hem üç odalı eve ne gerek vardı tek yaşayacaksa gibi sorular geçiyor. Sinem bana evi gezdirmeye başlamadan önce balkona çıkartıyor beni ve gözlerini kaçırarak tedirgin bir şekilde konuşmaya başlıyor :
— "Ece, ben bu evde bir varlıkla yaşıyorum, eğer görürsen korkma şimdiden söylemek istedim." diyor.
Ben daha cevap veremeden sol tarafımdaki sarı gözleri fark ediyorum. İri, sürmeli, sapsarı gözlü kadına benzeyen varlık korkunç bir şekilde bana gülümsüyor. O an fark ediyorum ki kadını sadece ben görebiliyorum, Sinem sadece varlığını hissediyor korkuyor ve bu yüzden huzursuz. Sinem'e bir şey belli etmemeye çalışarak onunla evi gezmeye devam ediyorum. Birinci odanın kapısına geldiğimizde  kapının önünde bir yılan olduğunu fark edip korkuyla geri sıçrıyorum. Sinem yılanı alıp balkondan aşağı bırakıyor, ikinci odanın kapısına geldiğimizde ise yerdeki hamam böceklerini görüp odaya giremiyorum, Sinem'in onları temizlemeye çalıştığı esnada ben üçüncü odanın girişindeki akrebi fark ediyorum ve Sinem'e bunu haber verdiğim sırada uyanıyorum.

"Cinler, kendi alemlerinden şehadet alemine devamlı kalmak üzere geçemez. Tek imkanı vardır o da, ya medyumluk özelliğe sahip manyetik enerjili bir insan bulmak ve onunla muhatap olup enerjisinden istifade etmek, ya onun içine girip bir müddet vaziyeti idare etmek, ya zayıf ve hasta bünyelerden enerji hırsızlığı yapmak ya da herhangi bir sinek, böcek vs. hayvanın içine girip zaman kazanmaktır. Sanılanın aksine kedi değil; yılan, kırkayak, hamamböceği, akrep gibi insanları korkutan hayvanların suretine bürünmeyi tercih ederler."

Uyandığımda saat sabah 05.00 civarıydı. Ter içinde uyanmıştım tekrar uykuya dalman zaman aldı. Saat 09.00'da alarm çaldığında yeniden uyandım. Başka rüya görmemiştim ama üzerinde gece gördüğüm rüyanın huzursuzluğu ve ağırlığı vardı. Rüyamı Sinem'e anlatmaya karar verdim. Her ne kadar aramızda bir samimiyet olmasada ve en son dört ay önce birbirimizi görmüş olsakta, ben gördüğümüz rüyaların mutlaka bize anlatmaya çalıştığı bir şeyleri olduğuna inanırım, gördüğüm bu garip rüyanın başrolü Sinem olduğunu için ona anlatmam gerektiği konusunda tereddüt etmedim. Mesajla detaylı bir şekilde gördüğüm rüyayı yazıp gönderdim. Akşama kadar Sinem'den ses çıkmadı. Korktum, acaba deli olduğumu düşünüp mesajı önemsemedi mi diye düşündüm ya da başına kötü bir şey gelmiş olabilir mi diye telaşlandım çünkü rüya yüzünden kendimi buna inandırmam çok zor olmadı. Akşam altı gibi Sinem ağlayarak beni aradı ve yüz yüze görüşmek istediğini söyledi. Ertesi gün için sözleştik, telefonda ise bana dün gece neler yaşadığını ağlayarak anlattı :
—"Dün işten çıkıp yurda geldiğimde iki oda arkadaşımda yoktu. Sabah erken kalkıp tekrar işe gideceğim için hemen uyudum. Gece "Sinem" diye adımla seslenen bir kadın sesine uyandım. Tam üç kere adımı söyledi. Ben oda arkadaşlarım geldi sanıp gözümü açtım fakat kızların yatakları bozulmamıştı bile ve oda da kimse yoktu. Saate baktım 05.00'ti, uyanmama daha bir saat varmış diye rahatlayıp gerisini önemsemeden bana öyle geldi herhalde diyerek uyudum. Gün içinde iş yerinde gece yaşadığım olay aklıma bile gelmedi çoktan unutmuştum ama seninde aynı saatlerde gördüğün rüyayı okuyunca buz gibi oldum. Yarın buluşup yüz yüze konuşalım lütfen."
Saat ve yer gibi detayları konuşup kapattık. Kötü bir rüya olduğu için ben de bir noktada rüya işte diye kendimi fazla anlam yüklememeye zorlarken benim kabusu gördüğüm saatte Sinem'inde kendine seslenen bir kadın sesi duyduğunu söylemesi rüyamı daha ciddiye almama sebep oldu. Rüyamda gördüklerim hakkında yaptığım araştırmayla çok açıklayıcı bir bilgiye ulaştım;  "Cinler, kendi alemlerinden şehadet alemine devamlı kalmak üzere geçemez. Tek imkanı vardır o da, ya medyumluk özelliğe sahip manyetik enerjili bir insan bulmak ve onunla muhatap olup enerjisinden istifade etmek, ya onun içine girip bir müddet vaziyeti idare etmek, ya zayıf ve hasta bünyelerden enerji hırsızlığı yapmak ya da herhangi bir sinek, böcek vs. hayvanın içine girip zaman kazanmaktır. Sanılanın aksine kedi değil yılan, kırkayak, hamamböceği, akrep gibi insanları korkutan hayvanların suretine bürünmeyi tercih ederler."

Sinemle buluştuk ben gördüğüm rüyayı tüm detaylarıyla anlattım, Sinem'de o gece yurtta yaşadığı olayı tekrar anlattı. Evet Sinem korkmuştu ama aslında rüyalar, musallat, büyü gibi konularda çok bir şey bilmediğini ve ilgili olmadığını fark ettim. Bilse eminim daha çok korkardı. Daha sonra Sinem ile iletişimimiz hiç kopmadı ama bir daha hiç rüyamda görmedim. Bana sorarsanız Sinem'e yapılan çok tesirli bir büyü vardı ve ben bunu gördüm. Gördüğüm hayvanlar ve rüyanın başındaki sarı gözlü varlık ise Sinem'e büyü yoluyla musallat edilmiş varlıklardı. Buna inanıyorum çünkü bu olayın üzerinden üç yıl geçti ama Sinem'in hiçbir işi yolunda gitmiyor. İyi bir üniversiteden ve iyi bir bölümden mezun olmasına rağmen aylarca kendi mesleğini yapabileceği bir iş bulamadı. Hep az para kazanabileceği geçici işlerde çalışmak zorunda kaldı. İstediği hayal ettiği hiçbir şeyi gerçekleştiremedi. Hala da öyle devam ediyor hayatı.

SON

GECE YARISI KORKU HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin