Özür Dilerim

36 3 11
                                    

Felix ertesi sabah Changbin'in annesini araması gerektiği fikriyle uyandı. Kadın oğlunun yaptığı tüm saçma ve üzücü davranışlarda Felix'in yanında olmuştu şimdi sıra oğlandaydı. Elleri titreye titreye aradı kadını. Çok uzun çalmadı ve karşıdaki kadının sesi duyuldu.

-Felix,oğlum.

-İyi günler bayan Seo.

-Anne deme konusunda anlaşmıştık.

Bu söz aklına Changbin'in annesiyle ilk tanıştığı zamanı aklına getirdi. Kadın ona bir sürü şey anlatmış tüm gün anne dedirtmişti. Ağlamaklı oldu bir an. Konuşurken sesi titredi.

-Kusura bakmayın. O kadar zaman sonra..

-Ben senin annenim. Bizim oğlanı boşver. Babasına çekmiş o.

-Teşekkür ederim her zaman böyle kibardınız bana. Destekleriniz için de hiç teşekkür edememiştim.

-Ne teşekkürü böyle şeyler anneyle oğul arasında normal. Hem ben bizim oğlan adına çokça özür dilemeliydim senden.

-Olur mu öyle şey.

-Olur olur.

-Ben sizi şey için aramıştım aslında.

-Hastalık mevzusu değil mi? Dün Changbin ağlayarak bana geldiğinde zar zor anlattırdım ona.

-Siz..

-Boşver beni iyiyim ben. Hem kaç yaşına geldim. Yaşlanmaktan doğal ne var?

-Öyle demeyin siz hala gençsiniz.

-Sen de hala kibarsın. Buraya adım attığın ilk an anlamıştım. Kibarlığın ve iyi kalpliliğin yüzüne yansımış senin. Ama ah işte bizim salak oğlan bilemedi değerini.

-Birbirimize uyumlu değilmişiz, yapacak bir şey yok.

-Güldürme beni Felixcim senin bu hayatta uyumlu olamayacağın tek bir kişi bile yok. Bizim oğlanın halleri bir değişik. Dün de seni aradığını söyleyince şaşırmadım. Pişman olanlara. Affedecek misin onu?

-Ben özür dilerim ama böyle bir şey düşünmüyorum.

-Affetme zaten. Hak etmiyor senin onu affetmeni.

-Ama o sizin oğlunuz? Niye böyle diyorsunuz?

-Oğlum ama iyi kalpli harika bir çocuğun kalbini kırıp durmasına izin veremem.

-Beni bu kadar iyi gördüğünüz için teşekkür ederim ama bu kadar iyi biri olduğumu düşünmüyorum.

-Öylesin öylesin. Senin bu konuda tek bir hatan olduğunu düşünmüyorum.

-Bilmiyorum bazen her şey iç içe geçiyor. Karar veremiyorum.

-Felix zıt kutuplarda olmak iyi değildir her zaman. Hem siz zıt kutuplar değil birbirinden bağımsız iki nesnesiniz.

-Bilemiyorum.

-Hayatına devam ettiğini biliyorum. Mutlu değil misin?

-Çok mutluyum.

-O zaman düşünme. Kimsenin yükünün altında kalmak zorunda değilsin.

-Teşekkür ederim anne.

-Heh böyle. Rica ederim. Bizim oğlan olmasa bile ben hep senin annenim. Ara beni ne zaman olursa olsun.

-Peki. Siz de kendinize iyi bakın.

-Anlaştık.

-İyi günler dilerim.

-İyi ol oğlum. Görüşürüz.

Felix telefonu kapatınca rahatlamıştı. Verdiği kararın arkasından gitmek konusunda daha emindi artık. Kadın o kadar iyiydi ki kendi oğlunun bile hatalarını savunmuyordu. Felix kadınla ilk tanıştığı zamanı düşündü. Gergindi eve girerken ama kadın o kadar sevecendi ki kısa sürede dağılmıştı gerginliği. Evde gibi hissetmişti. Kadın ona fotoğraf albümlerini göstermişti. Kocaman gözlüklerle büyük bir yatakta oturan minik Changbin. Sevgilisi utanmıştı. Annesine sürekli kapatmasını söylüyordu ama annesi kahkahalarla Changbin'in okula anılarını anlatıyordu. Felix'e şimdiden haberin olsun sonra bunu da mı yapıyormuş deme diye diye bir sürü bilgi vermişti. Giderken umarım hayatında daimi olursun demişti. Bundan yarım yıl sonra ayrılmıştı ikili. Daimi olamamıştı onun hayatında.

Annesinin evinden çıktıklarında Felix mutluydu. Gülerek Changbin'den gizli konuştukları şeyleri anlatıyordu sevgilisine. Changbin o kadar dalmıştı ki Felix'in parlayan yüzüne kırmızı da geçiyordu neredeyse. Felix bunu fark edince utanmıştı. Ama daha sonra dayanamayıp duran arabada yeşil yanana kadar öptü sevgilisini.

Felix geçmişi düşünerek indi aşağı kata. O da farkındaydı sihirli bir ilişki yaşamışlardı. Her anı mükemmeldi. Changbin'in niye böyle yaptığını anlamamıştı. Ayrılmadan 2 gece önce Felix'in evindelerdi. Kahkahalarla gülüp sürekli birbirlerini öpüyorlardı. Changbin'in dışarı gösterdiği sert ve karanlık duruş yok oluyordu Felix'leyken. Romantik,aşık ve sevimli birine dönüşüyordu. Aşk sarhoşu olmuşlardı sanki. Changbin ayağa kaldırdı Felix'i mutfağa geçtiklerinde sadece dolabın kapağını açtı. Birbirlerini zar zor görüyorlardı o ışıkta. Dolaptan içki çıkardı. Felix'e uzatacakken uzun süre takılı kaldı gözleri sevgilisinde. Onu derince öpüp elini beline götürdü. Dans et benimle diye fısıldadı kulağına. Saatlerce buzdolabı ışığında dans etmişlerdi.

Felix bir kere daha teşekkür etti Changbin'e. Ona harika zamanlar yaşatmıştı. Onu büyütmüştü. Sonrasında paramparça etse de mutlu olduğu anılar için dayanabilirdi o günlere. Gülümsedi. Güçlüydü ve biliyordu Changbin bir daha onu aramayacktı.

ALL TO WELL*CHANGLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin