Kapan

92 23 6
                                    

ÖNCELİKLE BURAYI OKUDUKTAN SONRA YUKARI DA Kİ ŞARKIYI AÇIN.
Hiii! Ders arasında sıkılıp, 2. Bölümü yazmaya karar verdim çünkü neden olmasın.
Kitabın başı beklediğiniz gibi gitmiyor biliyorum ama okumaya devam etmenizi öneriyorum, sonuçta daha yeni başlıyoruz öyle değil mi?
Şimdi şarkıyı açın, kendinizi o diyara kaptırın ve okumaya devam edin... Biraz uzun bir bölüm olacak :)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
David, Sebastian'dan korkutuğu için sözünü ikiletmedi, ana kuleye çıkıp avcıların duyamayacağı kadar tiz bir sesle vampirlere "ÖLDÜRÜN" emrini verdi. Her sesin bir anlamı vardı sonuçta.
Vampirler, yavaş ama hızlı bir şekilde gecenin karanlığına karışıp avcıları avlamaya gidiyorlardı.
Hiç bir şeyden haber olmayan avcılar ise 2 grup halinde hala inceleme yapıyorlardı. Tom, içlerin de en dikkatli olan kişiydi ve bir hareketlilik seziyordu ancak avcıların endişelenmemesi için sadece bekliyordu.
Alex'in grubuna çok yakın olan vampir resmen damarlarının için de dolanan kanın kokusunu alıyordu.
Finn bir hareketlilik sezmişti ve Alex'e bunu iletmesi gerekiyordu, hızlı adımlarla Alex'e yetişti ve;
"Kaptan, biraz ısınacağız sanırım."
"Ne oluyor Finn?"
"Sebastian ve klanı, bizim geldiğimizi anlamışlar."
"Bak buna sevindim işte, kılıçlar hazırdır umarım?"
Finn klasik bir çapkın bakış atıp elini yumruk yapıp havaya kaldırdı, bu  "Dur" demekti.

Tom'un grubuna yaklaşan vampir topluluğu David'in emrini bekliyordu. Beklenen emir çok geç gelmedi, Tom'un grubunun etrafını yavaşca sarmaya başladılar, geldiklerini mümkün olduğunca yavaş bir şekilde belli etmek istiyorlardı. Fakat Tom gibi zeki bir insan varken bu pek mümkün değildi. Tom, kılıcını çıkardı. Bunu gören grup üyeleri daha dikkatli ve soğuk kanlı bir hal de ilerlemeye başladılar.

Aradan 10 dakika geçmesine rağmen vampirler olağanüstü bir şekilde hala saldırmamıştı, neredeyse Alex ve Tom'un grubunun buluşma noktasına gelmişlerdi.
"Ne yapmaya calışıyorsun Sebastian."
Diye geçirdi aklından Tom. Cidden ne yapmaya çalışıyordu?
Bir kaç kilometre sonra Alex'in grubu ile buluşma noktasında karşılaştılar.
"Tom, hala saldırmadılar sence de çok garip değil mi?"
"Aldatmaca olduğu bariz belli. Bu Sebastian her kimse zeki ama salak bir vampir."
Tam cümlesini bitirmişti ki vampirlerin tiz çığlıkları duyuldu, geliyorlardı. Her iki grupta ciddi bir soğuk kanlılık ile kılıçlarını çekip onları beklediler, yuvarlak oluşturmuşlardı herkes herkesin arkasını kolluyordu. Ve bir an da vampirler geldi. Tom ilk kılıcı saplayan kişi oldu. Ortalık o kadar kalabalıktı ki avcılar birbirini göremiyordu neredeyse.
"JACE ARKANA DİKKAT ET."
Jace 3 vampir ile aynı an da savaşıyordu. Birisini dişlerini neredeyse boynuna geçirmek üzereydi ki Tom onun kafasından kılıcını geçirdi. Her kılıçlanan vampir acı içinde çığlık atarak yok oluyordu.
"ALEX DİKKAT ET, BUNLARIN DEVAMI GELECEK!"
Tom haklıydı ardı arkası kesilmiyordu. Resmen melek kanına açtı hepsi, o da ne? Şimdi daha kalabalık geliyorlardı.
"HERKES HIZ RUNİĞİNİ AÇSIN! ACELE EDİN." vampirlerin çığlıkları için de Alex'in sesi neredeyse duyulmuyordu bile...
"HERKES HIZ RUNİĞİNİ AKTİF HALE GETİRSİN, ALEX'İN EMRİ! HIZLI OLUN."
Bir yandan vampirlerle savaşıyor bir yandan diğer avcıları korumaya çalışıyorlardı.

Sebastian, malikanenin en üst katına çıkıp sadece onları izliyordu. Avcılar can çekişiyordu resmen fakat avcılar beklediğinden iyi dayanıyorlardı.
"Şu oyunu kızıştıralım. David, çıkıyoruz."

"Seni orospu çocuğu."
Leonardo çok ucuz yırtmıştı, az önce ki vampir neredeyse şah damarını söküyordu.
Tom, Alex ve geri kalan herkes öldürdüğü her vampirin yerine gelen başka bir vampir ile ölümüne savaşıyordu.
Alex'in okları ardı ardına 2 vampiri yok ediyordu.
Gece yarısında bu çatışma iyi gelmemişti ve avcıları sinirlendirdi.
"HADİ AMA BU VAMPİRLERE YENİLEMEYİZ. HEPSİ SİKİK SİVRİ DİŞLİ YARATIK!"
Leonardo bunları söylerken aynı zaman da savaştığı vampirlerin göğsünü dağlamaya devam ediyordu.

Birden bir çığlık duyuldu, bütün vampirler geri çekildi ve Sebastian oraya çıktı.
Tom ve diğerleri ne olduğunu anlayamamıştı.
"Daha yeni ısınıyorduk, hadi ama bu kadar mıydı."
Johnny yine yerin de duramıyordu.

Sebastian alkış sesleri arasında gözüktü. Bir yandan piç gülüşü atıyor bir yandan ellerini birbirine vurarak alkışlıyordu.
"Sebastian! Bizimle meclise gelmezsen öldürüleceksin!"
Tom'un her yeri kan içindeydi. Bu halde daha da ciddi gözüküyordu ve bu cümleyle tam bir avcıydı.
"Hahahah, Tom... New York enstitüsünün başkanı."
Sebastian bunları nereden biliyordu?
Tom şaşırmıştı ama tüm şaşkınlığını gizleyerek;
"Doğru tanım, şimdi bizimle gel!"
"Şansını zorlama yakışıklı, sizinle hiç bir yere gelmiyorum."
"Ölmeyi göze alıyorsun o halde?"
Alex'in sorduğu alaycı soru Sebastian'ın pek hoşuna gitmesede bozuntuya vermedi.
"Beni 12 kişilik bir grup avcı mı öldürecek? 3000 yıldır bunu kimse başaramadı!"
"O halde biz başaracağız."
Johnny bıyık altı gülümsemeyle kurduğu cümlenin için de tüm avcıların ciddiyeti yatıyordu.
"Deneyin o zaman ama bu gece değil, yemeğim yarım kaldı. Gitmeniz için şans veriyorum."
Bir an da Sebastian dahil tüm vampirler kayboldu, Tom neye uğradığını şaşırdı.
"Sebastian, kimsin sen?"
Aklından onbinlerce plan ve analiz geçiyordu.
"HADİ GENÇLER ENSTİTÜTÜYE DÖNÜYORUZ"
Alex'in bağırması Tom'u kendine getirdi ve ensitütüye gitmek için hareketlendi.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bir bölümün daha sonuna geldik... Biliyorum olaylar yavaş ilerliyor ama ilk defa kitap yazıyorum ve aklımda ki hiç bir senaryoyu yazıya dökemiyorum. Hepsi film şeklin de karesi karesine geçiyor mükemmel oluyor ancak yazıya dökülmüyor... Tam bu nokta da sizin hayal gücünüz devreye giriyor. Umarım beğenmişsinizdir. Olayları biraz hızlandırmaya başlamaya karar verdim sizi seviyorum..

Yok oluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin