Plan

58 19 8
                                    

Üzgünüm... 3. Bölüm biraz geç geldi 🥺
Ödevlerim vardı... Yarın böyle olmaz söz...
Şimdi yukarıda ki müziği açın ve kendinizi bu bölüme bırakın. (kısık sesle dinleyin)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Enstitüye döndüklerinde Tom sinir küpü halindeydi, burnunun dibine kadar gelmişti Sebastian olacak iblis bozuntusu.
"Tom, sakinleş biraz."
"BENİ YALNIZ BIRAK JANE!"
"Bana bağırma! Sadece sakin olup plan yapmamız gerekiyor."
Haklıydı, bir plana ihtiyaçları vardı....
"Herkesi ana salona topla."
Jane Tom'u ikiletmeden istediğini yaptı, yaklaşık 15 dakika sonra herkes ana salonda Tom'u bekliyordu.
Ve çok geçmeden Tom geldi, her zamankinden daha ciddiydi, kendini Sebastian'a odaklamışa benziyordu.
"HERKES BURAYA BAKSIN!"
dedi ve devam etti.
"Sebastian'ı hafife almıştım, bu gece ki olay hafife almamam konusun da beni uyardı.
Leonardo, klanın ve onun kaldığı yerin altından geçen kanalizasyon hatlarını bul.
Robert, ne kadar hayvan kanı varsa getir.
Ben, Max, Jane, Jennifer ve Alex siz benimle gelin.
DİĞERLERİ İŞİNİN BAŞINA KILIÇLARI TEMİZLEYİN!"
Tom tüm ciddiyeti ile ana salondan çıktı diğerleri de pesinden giderek onu takip etti.
"Tom o kadar kanı ne yapacaksın?"
"9000 küsur aç vampir var, sence ne yapacağım? Onları beslemek gerekiyor."
"Bu ne demek oluyor?" Jennifer endişelenmişti.
"Soru sorma ve bana Merlin'i bul."
"En son onu kovmuştun Tom, o gururlu bir büyücü sence gelecek mi?"
"İkna edeceksin Jennifer, Jane al ve git."
"Sevgilimle göreve çıkmayı seviyorum, hadi Jennifer..."
Jane ve Jennifer büyücü Merlin'i bulmak için odadan ayrılırlar, Alex, Max ve Ben bir köşede Tom'un onlara vereceği görevi beklerken Tom pencereden dışarı bakıyor bir yandan çakısını bir yerlere saplıyıp çıkarıyordu.
Aradan yaklaşık 10 dakika geçmişti ki Tom;
"Çocuklar bir planım var."
Tom hafif sırıtıyor bir yandan da gökyüzüne bakmaya devam ediyordu...

Enstitütü de tüm bunlar olurken Sebastian kan saati yapıyordu.
"Sebastian, Tom vazgeçmeyecek  değil mi?"
"Tom gözü kara birine benziyor, istediğini almaya çalışacaktır."
"Peki ya biz ne yapacağız?"
"Avcıların kanının tadına bakacağız elbette..."
Sebastian ağzının kenarına bulaşan kanı silerken sivri dişleriyle öylesine sırıtıyordu ki...

"Jennifer, Merlin'i nasıl ikna etmeyi planlıyorsun?"
Jane ve Jennifer hala Büyücü Merlin'i nasıl ikna edeceklerini bilmiyorlardı ama evine çok az kalmıştı,
"Bilmiyorum bebeğim, Tom'un saçmalığı yüzünden sürekli strese giriyorum."
"Aşkım, Merlin'i ikna ettikten sonra bu gece biraz rahatlamak ister misin?"
Jennifer'in hoşuna gitmişti bu teklif, sevgilisiyle uzun zamandır yalnız kalamıyordu...
"İçkiler benden güzelim."
"Bak işte şimdi geceden keyif almaya başladım"
Yaklaşıp Jennifer'in dudağına minik bir öpücük kondurdu.

"Eeee hadi çatlatma da planı söyle."
"Ben ilk defa doğru bir noktaya değindi, artık şu siktiğiminin planını anlat."
Tom duruşunu hiç bozmadan derin bir nefes aldı.
"Vampirlerin en sevdiği şey nedir çocuklar?"
"Ürkütüyorsun beni Tom."
Ben ve Max'te Alex'i onaylar biçim de Tom'a bakıyorlardı.
"Kan öyle değil mi? Özellikle bir avcı kanı onların vazgeçilmezi... Bu çok işimize yarayacak."
Tom konuştukça diğerlerini tedirgin oluyordu,
"Kendini onlara yedirmeyi mi düşünüyorsun?"
Tom onlara dönüp gözlerini devirdi ve;
"Hayır tabi ki aptal."
"Çatlatma da söyle işte" Max ve Ben Tom'un planını anlamaya çalışırken Alex sadece izliyordu. Çünkü o Tom'u böyle psikopat bir halde görmeye alışıktı.
"Max bütün avcılardan bir tüp kan al ve hepsini birleştir, Sebastian'a bir hediye yollayalım."
"Ama..."
"AMASI FALAN YOK DEDİĞİMİ YAP!"
Tom çakısını Max'in olduğu duvara fırlatmıştı, Alex hariç herkes Tom'u ilk defa bu halde görüyordu.
Max korkmuştu, ve direkt odadan çıkıp Tom'un verdiği emri yerine getirmek üzere sağlık merkezine gider

"Jane, Merlin burada yaşıyor!"
"Kim böyle yıkık dökük bir yer de yaşamak ister ki?"
Merlin'in evi ormanın için de yıkık dökük eski bir barınak gibiydi, tabi dışarıdan öyle gözüküyordu;
"Hadi kapıyı çalalım."
Jennifer yavaşca kapıyı çalar ve birden kendisini evin için de bulur.
"JENNİFER NERDESİN?"
Jane Jennifer bir an da ortadan kaybolunca panikler,
"Jane bağırma, içerideyim kapıyı tıklat!"
Jane, Jennifer'in dediğini yapar ve yavaşça kapıyı tıklatır, ve o da artık evin içindedir.
Ev umduklarından daha büyük ve görkemlidir..
"Jennifer, tedbiri elden bırakma."
Jane ve Jennifer his runiklerini aktif hale getirip yavaş adımlarla evin için de turlamaya başlarlar.
Jane üst kata doğru çıkar ve bir ses duyar.
"Kim var orada?"
Karanlığın içinden tıkırtılar hariç kimse ses vermiyordur.
"Bir daha sormam! Orada kim var!?"
Jennifer Jane'in sesini duyup üst kata çıkar ve birlikte odaya girmeye karar verirler.
Odaya girerler ancak oda boştur...
Sadece orta da başından kanlar akan bir oyuncak bebek vardır, Jane bebeğin gözüne dokunur ve bir an da bir portal onları içine çeker.

"Tom, herkesin kanını aldım."
"Güzel... Leonardo ve Robert ne halde?"
"Robert hayvan kanlarını halletti sayılır, Leonardo ne yapıyor bilmiyorum."
"Alex gidip Leonardo'ya bakar mısın?"
Alex soru bile sormadan Leonardo'yu aramaya gider.
Enstitü tü de biraz dolandıktan sonra yemek hane de bulur Leonardo'yu
"Orospu Çocuğu burada ne yapıyorsun hepimiz seni bekliyoruz."
"Özür dilerim Alex ama istediğiniz her şey tamam."
"Tamam hadi Tom'u bekletmeyelim, şu ürkünç planı merak ediyorum."
Tom'un yanına giderler..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Haiii bölüm bitti, şimdi bana küfür ediyorsunuz biliyorum çünkü planı öğrenemediniz :)))
Özür dilerim ama kitabın amacı bu sizi merak ve heyecan icin de bırakmak...
Ve canlarım okunma sayıları düştü, kitabı beğenmediniz mi?

Yok oluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin