1

165 9 583
                                    

"yok ya" dedi sarı saçlı olan gülerek

"neden ama?" diye sordu bilgisayarın öbür ucundaki kız

"babamı tanıyorsun, izin verir mi sence?"

"çok umutsuz konuşuyorsun adrien" sarı saçlı genç hafifçe güldü

"haklı değil miyim sence?"

"ama belli de olmaz!" dedi kız heyecanlı bi' şekilde
"babanın sağı solu belli olmuyor, belki izin verir" sarı saçlı oğlan derin bi' nefes verdi

"bilmiyorum..."

"tamam, babana söylemesen de nathalie'ye soramaz mısın? ona söylemiştin zaten değil mi?" sarı saçlı genç başını olumlu anlamda salladı
"tamam işte! ondan yardım iste, o yardımcı olur"

"olabilir..." dedi sarı saçlı genç ümitsiz bi' şekilde

"bana bak adrien, eğer biraz daha somurtmaya devam edersen yemin ederim gelir döverim seni"

"ta oradan buraya beni dövmek için mi geleceksin?" dedi sarı saçlı genç alaycı bi' sesle

"yaparım biliyorsun" ikisi de güldü
"şaka bi' yana-" kapının tıklanmasıyla lafı kesildi genç kızın

sarı saçlı genç kapıya doğru döndü ve "evet?" diye seslendi

"adrien benim, girebilir miyim?" sesin sahibi babasının sekreteriydi

"tabii" sarı saçlı genç bilgisayarının ekranını hafif eğip koltuktan kalktı ve kapıya doğru yöneldi

"bugünün programını getirdim" dedi sekreter kadın içeri girdikten sonra

"teşekkür ederim" dedi genç, sekreter kadının kendisine uzattığı kağıdı alırken

"ayrıca bugün çekimlerin var, arkadaşınla konuşman bitince aşağı gel" sarı saçlı genç başıyla onu onayladı

kadın arkasını dönmüş odadan çıkacakken sarı saçlı genç onu durdurdu "nathalie bekle"

"evet?" dedi sekreter kadın arkasını dönerken

"şey..." sarı saçlı genç gergin bi' şekilde yüzüğüyle oynuyordu
"benim okula gitme mevzusunu babamla konuştun mu?" diye sordu fısıltıya yakın bi' sesle

kadın bi' süre duraksadı
"bi' kaç defa konusunu açtım, ama her seferinde görmezden geldi"

"biliyordum..." diye mırıldandı genç

"istersen bi' kez daha konuşabilirim" dedi sekreter kadın

"çok ısrar ettiğimiz için kızıp hepten vazgeçmesin?"

"bugün normalden daha iyi görünüyor, bi' şansımızı deneyebiliriz" dedi sekreter kadın gülümseyerek

"sen öyle diyorsan..." diye mırıldandı sarı saçlı genç

kadın odadan çıktığında genç az önce oturduğu yatağa tekrar oturdu ve bilgisayarı önüne alıp kulaklığının tekini tekrar kulağına taktı

"bak gördün mü? yardımcı olur dedim ben sana!" dedi genç kız heyecanlı bi' şekilde

"o yardımcı olmaya olur da..." bi' süre duraksadı
"...babam ikna olacakmış gibi gelmiyor bana"

"adrien..."

"neyse, benim şimdi gitmem lazım. sonra konuşuruz, tamam mı?" kız onaylar biçimde başını salladı. sarı saçlı genç aramayı sonlandırdı ve bilgisayarını kapatarak masasının üzerine koydu

"çok karamsarsınız bay agreste" küçük kwami koltuğun sırt kısmına oturmuş peynirini yerken konuştu
"kız senin için o kadar uğraşıyor sen burda anca surat as" sarı saçlı genç gözlerini devirdi

"şuan seninle uğraşacak halim yok plagg..."

"he zaten normalde çok nazımı çekiyorsun ya!"

sarı saçlı genç ayağa kalkıp çantasını yerden aldı ve kwamisinin yanına gitti. kwamisi dışarı çıkacağını anlamıştı, hiç istemese de onunla gitmeye mecburdu. peynirini tek lokmada ağzına attı ve sahibinin ceketinin cebine girdi. kwamisi saklandıktan sonra genç aşağı indi ve dışarıda kendisini bekleyen arabaya binerek yola çıktı

ー ー ー
eveet, merhaba çok sevgili lukadrien sever dostlarım <3
girişe bak wosködeokspwös neyse, umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir. şuan çok belli olmasa da bu our dreams kitabının remake'i
o kitabı da silmedim bu arada, sadece yayından kaldırdım. zaten biomda da yazmıştım ama görmeyenler olabilir diye söyleyeyim dedim
neyse, burayı da çok uzatmayayım... kendinize iyi bakın, görüşürüz <3

𝗺𝗲𝗹𝗼𝗱𝘆 ˡᵘᵏᵃᵈʳⁱᵉⁿHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin