enchanté, final

1.5K 164 273
                                    

merhaba, uzun sürenin ardından gelen finali şöyle affınıza sığınarak bırakıyorum bu geceye. bölüm sonuna birkaç not bırakacağım, umarım onları da okursunuz.

vee, her kurguma bıraktığım gibi elbette enchanté için de bir şarkı bırakacağım. bu şarkıyı onlara çok yakıştırıyorum. ayrıca şarkıyı da çok seviyorum, umarım siz de seviyorsunuzdur/seversiniz.

taehyung'dan

Bakışlarım kapanan perdenin ardından bakarken, elimdeki biranın dibinde kalan birkaç yudumun yüreğime bıraktığı sızıya karşı direndim. Yalnızca onu daha fazla görmek adına ellerimde öylece tuttuğum lakin dudaklarıma getirmeye cesaret edemediğim birayı yere yavaşça koydum. Onu daha fazla görmek adına dakikalar boyunca içmediğim birkaç yudumun, ondan kopamayacağımı anladığım an cesaretimi bulup, ona bittiğini duyurdum. Onu terk edilmiş görmeye cesaretim dahi yoktu lakin içimde büyüyen pişmanlığımın çatlaklarından sızan acının beni ölüme terk ettiğini en net haliyle fark ettiğim an, ondan kopmayı aklıma koymuştum.

Onsuz da yaşayabilirdim, lakin onsuz yaşamayı seçemeyecek kadar acizdim. Bunu biliyor oluşum sanırım cesaretimi kıran en büyük işkenceydi. Ona bağlı yaşamak, özgürlüğünü hiç ederdi. Lakin ben bilirdim, o yaşamayı çok severdi. Parmakları piyanonun tuşlarına dokunurken dahi en çok bundan nefret ettim. İçimde öldürmek istediğim duygularımın, zihnimde yaşamak adına direnen onlarca güzel anıyı yok etmeye çabalarken kulaklarıma duyurduğu notaların yüreğime bıraktığı umut canımı yakmıştı. Bundan yalnızca haftalar öncesinde, karşı dairemde olduğunu bilmezken dahi, onun notalarını duyduğumda hatırıma düşen yalnızca onun neşe dolu gözleri; umut dolu sözleriydi. O yaşamayı böylesine severken, ölüme çekemezdim. Ben yaşamaya cesaret edemediğim sürece, onun yok olmasını izleyemezdim.

Bana yokluğa yeniden karış dediğinde, onsuz buna kolayca karışacağımı biliyordu. Lakin beni öpmek istesen dahi bulamayacaksın dediğinde, onu eğer öpmek adına yanımda tutarsam yok olacağını bilmiyordu. Çoğu şeye cesaret edemem ama onun yok oluşunu görmemek adına, onsuzluğa cesaret edebilirim dedim kendime. Korkaklığımın cesareti kazandığı tek kararı böylece tüm zihnimle destekledim. Onun gözlerinde müthiş bir üzüntü görsem de, daha sonra yaşayacağı tüm güzel duyguların karşılığında buna dayanabilirdim. Benimle beraber yaşayacağı eksik bir ömür yerine, bensiz yaşayacağı güzel bir ömürü ona bahşettim.

Kırgın gözleriyle kapattığı perdeyi izledim. Işıklar sönmüş, gri tüm karanlığıyla yok etmişti onu benden. Dudaklarımı birbirine bastırdım, içimde dışa dökülmek adına bekleyen çığlıklarıma karşılık direndim. Bir kez onun eksikliğiyle yaşamıştım. Bir kez onsuzluğa direnmek zorunda kalmıştım. Şimdi, yeniden yaşamak tüm bunları, yüreğimi deli etmekten başka bir şey değildi. Onu böylesine severken uzak kalmak, onun cesaretine karşı cesaretimi sunamamak korkaklıktan başka bir şey değildi. Onu seviyorsam, ona dokunmalıydım. Onu seviyorsam, onu öpmeliydim. Onu yaşatmak istiyorsam, onu yaşamalıydım. Lakin tüm bunlara karşılık, mutsuz bir ömür tüm cesaretimi kırmaya yetecek kadar güçlü gelirdi.

Bakışlarımı odamda gezdirdim. Bir yılımı hapsettiğim bu odanın acılarıma karşılık böylesine misafirperver olması gülümsetti beni. Gülümsediğim çok an bırakmıştım buraya, onun yazdıklarını okuduğum an gülümsediğim; ona olan hasretimi bitirdiğim odaya mutluluğumu da hapsetmiştim. Lakin en çok acılarımla sevdi beni, bir yıl öncesinde taşınmışken buraya; onu yalnız bırakacağımı bile bile, onu karanlığa hapsedeceğimi, tozların arasında kirleneceğini bile bile kabul etti beni. Bir sene öncesinde söz vermiştim bu odaya; tıpkı bir sandık gibi kilitlemiştim güzel anılarımı buraya. Bana onu hatırlatan, babamı hatırlatan, notaların kulağıma dolduğunda yüreğimi titreten duyguları hatırlatan her güzel anıyı kapatmıştım buraya. Kilitlemiştim tüm güzel hislerimi yok etmek adına; kendimi o yokluğa karıştırmak adına, çok çaba sarf etmiştim.

enchanté × taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin