Konferans

21 0 0
                                    

"Sessizlik." Diye söze başladı. Hayranlıkla takip ettiğim yazar. "Hiç düşündünüz mü? Veya bir gün boyunca hiç konuşmamayı. Sadece ve sadece Allah'a yönelmeyi düşündünüz mü?"

Yeni bir kitap yayınlamıştı adı "sessizlik" ti ve bugün bu kitabını konu alan bir konferans veriyordu. Bende kitabı bugün alıp okuyacaktım.

Salon tamamen doluydu. Ve herkes sessizdi. "Biraz düşünün örneğin doğuştan sağır bireyleri düşünün. Biz kelimeleri yeni doğduğumuzdan itibaren duyarız ve bu şekilde öğreniriz. Peki ya o bireyler. Hayatları boyunca tek kelime etmeden nasıl yaşıyorlar? Bir yangın çıktığında nasıl bir tepki verebilirler ki insanlar onları duysun? Bunların tamamını ele almalı ve onlarıda düşünerek hayatımıza devam etmeliyiz.

Sessizlik çok büyük bir erdemdir. Peygamber efendimiz(s.a.v) den tutun, bir çok ilim adamına kadar herkes sûkutun bir erdem olduğunu düşünüyorlar. Biz neden sûkut içinde olamıyalım. Niçin ses kirliliğini ortadan kaldırmıyalım. Niçin sadece Allah'a yönelmiyelim? Bu soruları size soruyorum. Neden bunları yapamıyalım? Engel ne?"

Yazar susmuştu. Salondakiler konferansın bittiğini ve alkışlamarı gerektiğini halen algılayamamışlardı. Uzun süren sessizlikten sonra teker teker herkes yazarı ayakta alkışladılar. Çıkışta hem kitabı aldım hem de imzalatma imkanı buldum.

Arabama ilerledim ve kontağı çevirdim. Yavaş yavaş sürüyordum arabamı. Yazarın anlattıkları halen aklımdaydı. Haklı olabilir miydi? "Niçin sadece Allah'a yönelmiyelim ki? Haklı olabilir." Diye düşünüyordum.

Başıma geleceklerden habersiz yazara inanmıştım. Kitabı iş yerinde hatta bazen yolda arabayı kenara çekip bile okudum. Kitap diyordu ki "Hiç konuşmayın susun ve kendinizi Allah'a teslim edin." Ve bu yazar öyle bir yazardı ki bu konuyu tam 300 sayfaya yazabilmiş.

Kitabın son cümlesiydi. "Ve sûkunet sonunda bizi Allah'a ulaştıracak araç olacaktır." Kitabı kapattım ve yere bakmaya başladım.

Bu yazar bu kitabın konferansını verdikten sonra tek kelime bile etmemişti. Ben... Ben de... Yapabilir miyim? Sûkunetle Allah'a ulaşabilir miyim?

Bir ses duyuyordum ama sesi anlamlandıramıyordum. Bir anda yüksek bir sesle irkildim. Bir şeyler kırılmıştı. Merdivenlerden koşarak yanıma yaklaşan adım seslerini duyuyordum. Gelen arkadaşımdı "Günlerdir nerelerdesin?"

Aklımda biri yüksek sesle "SESSİZLİK!" diye bağırıyordu. Hiç bir şey demedim. Yavaş yavaş endişelenmeye ve sinirlenmeye başladı. "Neler oluyor iyi misin?"

Beni sarsmaya başlamıştı. Sonunda "İYİYİM! SARSMAYI BIRAK!" diye bağırdım. Bir kaç dakika olmuştu ama ben sessiz kalamamıştım. "İşe de gelmedin. Her şey yolunda mı? Senin için endişeleniyoruz. Bunlar da ne?" "Bi şeye ihtiyacım yok evimden çıkar mısın?" "Hemen bi doktora gidelim. Hadi!" "İyiyim dedim. Lütfen beni rahat bırakır mısın?" "Neler oluyor? Bu yazdıkların ne? Bana her şeyi anlatabilirsin." "Bir şey yok. Rahat bırak beni." "Peki. Patrona ne diyim." "Üç gündür ne diyosan onu de." "Hasta olduğunu söylüyorum ama daha inanmaz ki. Bak şirketten kovulabilirsin." "Umrumda değil. Beni rahat bırak." "Eğer bir şeye ihtiyacın olursa haberim olsun."

Kapımı kapattı ve odamdan çıktı. Çıkış kapısını yerine sabitledi ve gitti.
Ben ise kitaba yeniden başlamıştım. Üç kere bitirmeme rağmen bir şeyler eksikti. Halen tamamen susmamı gerektiren önemli bir şeyler bulamamıştım.

Bu kitaba inanmak istiyordum. Peki ne olabirdi? Anahtar kelime ne olabilirdi?

Dışarıdan arkadaşımın gidişini izledim. Güzel kırmızı porche'sine bindi ve hızla uzaklaştı.

Sanırım öğle arasında yemek yemek yerine bana bakmaya gelmişti.

Tabii ya! Ben uzun zamandır işe gitmiyordum faka bunun farkında değildim.

Yani üç günde üç yüz sayfalık kitabı zor mu bitirmiştim? Bu imkansızdı çünkü ben gayet hızlı kitap okurdum üstelik bu kitaba başlayalı beş gün olmuştu. Ters giden bir şeyler vardı.

Pencereden dışarı bakmayı kestim ve yatağımdan indimdim. Çorapsız ayaklarımın zeminle temas etmesi gerekiyordu fakat bu bastğım yer kesinlikle zemin olamazdı. Bastığım yer ve odamın zemininin tamamı kağıtlarla kaplıydı.

Bir anda her şey gözümün önüne geldi. Üç gün önce eve kitap okuyarak girişim, odamın kapısını kapatışım, raflarımdaki bütün kağıtları çıkarışım ve önemli gördüğüm her yeri yorumumu ekleyerek yazışım, arkadaşımın bana sürekli "Bunlar ne?" diye soru sormaları.

"Allah'ım ben ne yaptım? Bana neler oluyor?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin