Medya aşırı güzel. Bence izleyin.
"Peter!!!" Annemin aşağıdan artık kaçıncı olduğunu sayamadığım bağrışı yüzünden elim titrediğinde sinirle sandalyemi arkaya itip kalktım.
Tanrı aşkına bu kadar önemli ne söyleyecek olabilirdi?
Sinirli ve sert adımlarla merdivenlerden inip güzel kokular gelen mutfağa girdim. Annemi, fırından yeni çıkardığını tahmin ettiğim keki keserken bulduğumda iyice sinirlenmiştim. Umarım yine eve çağırdığı arkadaşları için evden gitmemi istemeyecekti.
"Efendim anne?" Ses çıkarıp burada olduğumu belli ettiğimde yaptığı işi bırakmayıp kafasını çevirerek güzelce bana gülümsedi. Bu gülümsemeyi iyi biliyordum. Bir şey istemeden önceki gülümsemesiydi!
"Tatlım, harika bir kek yaptım." Kesme işini bırakıp bana döndü. "Ve sende bunu yeni taşınan karşı komşumuza götüreceksin." Gözlerimi devirip hayır demeye yeltenmiştim ki annemin katı sesi duyuldu. "Peter Rumancek, bu kek karşı komşumuza götürülecek o kadar." Tekrardan tezgaha dönüp keki tabağa koymaya çalışırken yanımdan geçen Clary'e baktım.
"Bu evde benden daha küçük biri varken neden ben? Clary götürsün keki." Clary sandalyeye oturup önündeki kitaba baktığında yine anneme ders çalışıyorum yalanı attığını anladım.
"Çünkü kardeşinin yetiştirmesi gereken proje ödevleri var." Clary'i saçlarının tepesinden öpüp tezgaha geri döndü. Onun arkasını dönmesini fırsat bilen Clary'se dilini çıkartıp bana el salladı.
Eğer sizden 3 yaş küçük sinir bozucu bir kız kardeşiniz varsa hayat gerçekten zor olabiliyordu.
"Anne, kim bilir yine kaç yüzyıllık bir çift taşındı karşımıza. Neden onların duymayan kulakları için bağırmak hep benim üstüme kalıyor." Haklı olarak sitem ederken annem artık sesimi duymak istemediğini belirten o hareketini yaptı ve bende susmak zorunda kaldım.
"Akşama yemeğe beklediğimizi de söyle." Dediklerimin onda etki bırakmadığını anladığım için hırsla tezgaha koyduğu keki alıp evden çıktım. Çıkmadan önce annemin son seslenişlerini de duydum. "Evin içine de dikkat et. Bak bakalım hala yaşlı Grace'in ahşap kitaplıkları duruyor mu?" Dediklerini umursamadan sertçe kapıyı çektim.
Üstümde dizleri giymekten yıpranmış eşofmanımın olmasını ve her yeri leke olan tişörtümü umursamadım çünkü yine 70'lerinde olan bir çiftin oturduğuna emindim.
Tam yanımızdaki evde düzenli olarak kiracı değişirdi ve annem her seferinde onlara hoşgeldiniz yemeği yapmasa olmazdı. Saçma bir gelenekti ama annem yapmadan duramıyordu.
Aramızda maksimum 10 metre olan eve ulaştığımda içerden gelen sesler kapıyı tıklatmama engel oldu. Bu duyduğum... inleme sesi miydi?
"Yaşlı insanların da bir seks hayatı olabilir Peter. Yaşlı insanların da bir seks hayatı olabilir. Sadece bunu aklına getirme yeter. Aklına getir- hay sikeyim geldi işte." Dilimi ısırıp zihnimdeki görüntüleri defetmeye çalışırken içeride ne yaptıklarını umursamayıp kapıyı çaldım. Ancak kapı çalmak yerine arkaya doğru gidip açıldı.
İlk günden sevişiyorlardı ve kapıyı kapatma zahmetinde bile bulunmuyorlar mıydı? Sanırım ilk defa çılgın birileriyle komşuluk yapacaktık.
Kapıyı yine de tıklatıp içeri seslendim. "Efendim? Merhaba!" İçer girip girmeme konusunda kararsız olsamda seslerin kesilmesi beni cesaretlendirdi.
Bir adım atıp ahşap zeminin gıcırdamasına sebep oldum. "Ben karşı komşunuzun büyük oğlu Peter." Bir süre etrafı dinledikten sonra boğuk bir ses duydum. "Gel." Oldukça genç birine ait olan ses beni daha da şaşırtırken sesi takip edip önceden salon olduğunu bildiğim yere yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Making Love In The Dark [BxB]
Fanfiction|AU/Romancek| |+18 öge bulunabilir. Şikayet edeceklerin okumaması önerilir.| Roman, bu muhafazakar mahalle için fazla gay. Ve Peter, kendini keşfetmek için oldukça geç kalmış.