Bölüm 5

422 76 10
                                    

Belkide saatlerce...

Güvenli kolları sararken beni kendimi başka alemde hissettim. Sanki zaman durmuştu, o ve ben vardık sadece. Rüzgar birden beni kendine çevirdi:

-"Hadi gidelim artık birde hastalanıp benim başıma kalma"

dediğinde onun hapsolduğum deniz mavisi gözlerinden kurtardım kendimi.

-"Bencede gidelim birde senin başına kalmayım mazallah"

dedim ve onun kokusunun olduğu montu ona uzattım. Montu aldı.

-"Ee hadi giysene"

derken montu bana doğru tutuyordu. Sert adamdan beklemediğim tepkiler! Elimde olmadan dudağım yukarı doğru kıvrıldı.

-"Ben böyle iyiyim"

dedikten sonra hızlı adımlarla ne kadar bilmesemde geldiğim yolu geri dönmeye başladım. Hava soğuktu ama onun kokusunun üzerime sinmiş hali ve hala aklımda olan derin mavilik beni ısıtmaya yetmişti. Arkamdan bağırarak.

-"Arabaya bin" dedi.

Ben onu duymamazlıktan geldim ve zaten hızlı olan adımlarımı iyice sıklaştırdım. Biraz yürüdükten sonra ayaklarımın yerden kesildiğini ve havalandığımı hissettim.

-"Napıyorsun sen ya? Kafayı mı yedin? İndir beni yere!Off sana diyorum."

Yüzüme bakmadan cevap verdi.

-"Sessiz ol bücür. Emrivaki yapmayı severim bilirsin."

Karşı tarafa bakıyordu ama gülümsediğini farketmiştim. Çok sert adım atıyordu ve her defasında sallanıyordum. Düşmekten korkuyordum, en sonunda dayanamayıp kollarımı boynuna sardım ve kafamı göğsüne yasladım. Ben onu izliyordum ve o da sert ama yavaş adımlarla arabaya doğru yürüyordu. Beni nazikçe sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa bıraktı ve montumu omuzlarıma koydu emniyet kemerimi bağlayıp  kendi de sürücü koltuğuna geçti. Arabada ikimizde sessiz kaldık bir süre, sonra ben dayanamayıp,

-"Neden?"

-"Ne neden bücür?" Hala yola bakıyordu.

-"Bu olanlar, her yerde sen, hiçbir şey iyi değil, hayatım bir hiçten ibaret." 

dediğimde direksiyonu tutan elleriyle direksiyonu daha iyi kavradı, birşeyler vardı, uzun süre sadece birbirimizin nefes alışverişini dinledik. Cevap vermeyecekti anlaşılan.

-"Sana diyorum"

Dediğimde söylediklerimi duymak istemiyor gibiydi. Eli radyoya gitti radyoyu açtı, Pera-sensiz ben çalıyordu. Ortamdaki berbat havayı bozmak için radyonun sesini biraz daha açtı. Şarkının sonlarına geldiğinde radyonun sesini kıstım ve

-"Nereye gittiğimizi söyle bari. "

Dedim sesimin yüksekliğine hakim olmadan, ona hala sinirliydim.

-"Gidince görürsün, hem biraz sakin olsana sen." Dedi rahatlatıcı sesiyle.

-"Seni doğru düzgün tanımıyorum ama birkaç gündür sergilediğin şu tavırlar öldürüyor beni"

-"Ahh biliyorum benimle ilgilendiğini bu kadar belli etmene gerek yok!'

-"Hıhh seni egosundan küçük taşkafa"

-"Taşkafa mı?" Diye sorarken bir eliyle direlsiyonu tutup bir eliylede saçlarını düzeltiyordu.

-"Evet öyle değil misin? Hem sen bana bücür derken iyiydi."

-"Evet sen tam bir bücürsünn !"

-"Hadi söyle artık nereye gidiyoruz?"

-"Biraz bekle dedim sana !

Sensiz BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin