Merhaba arkaşlar. Kitap bana aittir.
Kitap ilk başlarda farklı geliyor. Sonra klişe olmadığını anlıyorsunuz. Bir çok okurum ilk başlarda edilmedik laf bırakmıyor sonra tersköşe yaptığımı gördüklerinde özür diliyorlar. Umarım siz önyargılı olmaz kitabı sabırla okursunuz.Umarım beğenirsiniz.
Vote atmayı unutmayın.
Mardin-tarihi yerleri, taştan evleri, acılar ile dolu, gözyaşı ile dolu, mutluluk ile dolu, kahlahalar ile dolu o göz alıcı mekan. Burayı çok seviyordum. Ben bilmezdim Istanbulu, Izmiri. Burada gözümü açtım dünyaya, burada büyüdüm, burada da ölmek isterim.Ama bu güzelliğin özünde kötülükler de,iyilikler de vardı. Hâlâ Töre kanunları ile yaşayan bir yerdi burası. Buranın her acısına,her kederine şahit oldum. Ben kim miyim? Zöhre Karaca. 17 yaşındayım. Küçük bir kız kardeşim var. Ismi Derya. Bir de üvey kız kardeşim Melda,halam ve eniştem vardı. Annem ve babam mı? Onlar ben 7 yaşındayken vefat etmişlerdi. Bu yüzden halam bizi evlat edinmişti. Üvey kız kardeşim Melda ve eniştem Kemal bizi hiç sevmezdi. Halam sağolsun. Onun sayesin de şu an buradaydık. Halamın ismi Sevinç'ti. Adı gibi Sevinç bahş ederdi. Eniştemin her dayağından beni kurtaran kişiydi. Doğru okudunuz. Eniştem bana olan nefretini tek gözleriyle değil, bu şekilde de ifade ederdi. Bazen günlerce kömürlüğe kapatırdıyemek vermezdi. Halam ağlayarak,yalvararak kurtarırdı beni.
~~~~~~~~
Sabah saat 6'da uyanmıştım. Alışık olduğum için alarm kurmazdım. Hoş, alarm kurmak için telefonum bile yoktu ya neyse. Ayağa kalktım ve Deryanın üzerini örttükten sonra banyoya girdim. Tastan soğuk suyu bir elime döktüm ve yüzümü yıkadım. Ellerimi de sırası ile yıkadıktan sonra banyodan çıktım. Eniştem çok cimri bir adamdı. Bu yüzden Bidonları su ile doldururdu, suyu çok kullanmayıp su parası çıkarmamak için. Odaya girip üzerimi değiştirdim. Sonra çıkıp mutfağa girdim. Önce suyu kaynamak için ocağa koydum. Çayı da demlemek için koyduktan sonra, kahfatılıkları dolaptan çıkardım. Kazanın içini su ile doldurup yumurtaları suya koydum ve ocağın altını yakıp kazanı üzerine koydum. Salatalıkları doğradıktan sonra masaya tabakları yerleştirip elimi yıkadım. Odaya geçip Derya ve Meldayı uyandırdım. Sonra halamların odasının kapısını tiklatıp uyanmalarını söyledim. Odaya yeniden girip okul ünüformamı giyindim. Uzun saçlanımi topladım ve başımı da kapattıktan sonra odadan çıkıp mutfaktakilere gittiğini haber vererek evden çıktım.
~~~~~~~
*
Bu aralar Soylu konağında kavgalar , atışmalar çok oluyordu . Neden mi ? Konağın büyük gelini olan Elvinin artık çocuğunun olmayacağını öğrenen Muzaffer ağa oğluna " Kuma şart ! " dedikten sonra Elvin cinnet geçirmişti . Konağı birbirine katmıştı .
" Bav ( baba ) kulun kölen olayım etme , eyleme , kıyma gelinine . Benim kalbime bir hançeri de sen vurma " diye yalvarmıştı kayınbabasına Elvin .
" Ağalar toplaşmiştır ! Karar verilmiştır gelin xanım ! Kuma gelecek ! Bitti ! "
" Ağ- " Elvinin sözünü kesen Baran ağa olmuştu .
" Elvin yeter ! " bağırması konağı inletmişti . Uyuyan kedi ve köpekler saklanacak yer aramış , dallara konan kuşların hepsi bir anda kondukları yerden uçmuşlardı . Elvin ise bu bağırtı ile yerinden sıçramış ve titremege başlamıştı Adete küçük dilini yutmuştu .
" Odana ! " diye emir verdi Baran aga . Elvin , Muzafferağanın kapandığı ayaklarından zorlukla kalkmış ve ağlayarak odasına çıkmıştı .
" Ne gerekiyorsa yapılsın bav ! " dedi ve konağa girdi Baran ağa .
" Çok sinirli gene . Geline bir şey yapmasa bari " dedi Zürre hanımağa .
" Inşallah ana " dedi Yaren .
~~~~~~~~
Baran ağa sinirinden merdivenleri ikiser - ikişer çıkıyordu . Hoş , Baran ağanın sinirli olmayan zamanı mı vardi ? Odanın kapısını kırarcasına açtı ve Elvini yatağın üzerinde ağlarken gördü . Yanına sinirle yakınlaşıp kolunu sıkıca tuttu ve kendine çekti . Bütün siniri ile kükredi . ( Hödük )
" Sen kimsin lan ağana baş kaldırıyorsun ?! "
" Baran . "
" Kes lan sesini ! Bu odadan bir adım dahi dışan atarsan , hiç düsunmem seni kapı dışarı ederim ! Kızımın yüzünü bile göremezsin ! " dedi ve sıktığı kolu sertce birakip odadan çıktı . Elvin ise acıyan kolunu ovalayarak ağlamaya devam etti . Hangi kadın isterdi ki , üzerine kuma gelsin ? Hangi kadın bunu kaldırırdı ? Ama Elvin şanssızdı . Onun sevdiği adam ilk kez ona sesini yükseltmişti . İlk kez kaba davranmıştı . O an kendine lanet etti . Keşke erkek çocuk verseydi Soylu'lara . O zaman Baran ağanın hem resmi nikahlı karısı olurdu , hem de Baran ağanın tek karısı . Artık her şey için geçti .
Zöhrenin anlatımından .
Okuldan eve döndüğümde , evde bağırış seslerinin geldiğini duydum. Ayakkabılarımı hemen çıkarıp içeri girdim . Halam ile eniştem kavga ediyordu yine .
" Hayır ! Kurban etmem onlara kızımı , kuma gidemez benim Zöhrem . Burda zaten senin elinden çok çekiyor bir de gidip orda mı çeksin ? " diye halam enişteme bağırdi .
O an eniştem halama tokat attı . Koşup halamın kolundan tuttum ve"Neden kavga ediyorsunuz?" diye bağırdım. Halama baktığımda dudağı patlamıştı.
"Enişte sen ne yapıyorsun?"
"Hazırlan! Kuma gidiyorsun!"
"Enişte ne kuması? Benim yaşım ne? Başım ne? Ben daha reşit bile değilim!"
"Hazırlan dedim, Soylular konağına Kuma gidiyorsun. Seni onlara sattım. Iyi de para ettin ha. Afferim kız. Güzelliğin sonunda bir işe yaradı." dedi çirkince gülerek.
"Enişte ben Kuma falan gitmem! Ya o kadın ne olacak? Onu kimse düşünmüyor mu? Hangi kadın ister üzerine Kuma gelinmesini? Hayır! Gitmem!" demem ile yüzüme sert bir tokat yemem bir aldu.
"Bana bir daha sesini yükseltirsen o dilini keserim! Benim dediğim olacak! Senin üzerinde onca yıl hakkım va! Ben ne dersem onu yapacaksın! Gideceksen diyorsam gideceksin!"
"Enişte kulun kölen olayım verme beni. Doğru hakkınızı ödeyemem. Beni kime verirsen ver ama Kuma olarak verme enişte." ikinci bir tokadı daha yedim.
"Sus kız! Gideceksin! Defol odana! Seni gözüm görmesin!" demesiyle halam beni odama getirdi. 3 saattir odamda oturmuş ağlıyordum.
"Kızım ağlama artık. Kendinu harab ettin" Kapının arkasından bağırıyordu halam. Eniştem beni Soylular aşiretine satmıştı. Sanki bir insan değil de eşyaydım. Kadın bir obje değildi. Ben bir obje değilim. Kendimi geçtim, bana ettiği zülmu kardeşime de ediyordu. Ben gittikten sonra halam tek başına nasil koruyacaktı onu?
"Zöhre aç kapıy!"diye bağırdı eniştem. Kalkip kapiy açmamla yüzüme tokat yemem bir oldu. Yere düştüğümde kalkmak istedim ama Eniştem eğilip saçlarımdan savurdu ve odadan çıktı.
Vote lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Aşk Kirletilemez} Hatice Binedeliyeva
ChickLitKlişeden uzak bir töre hikayesi okumak istersen durma okumaya başla. Not: Herşey göründüğü gibi değildir.