꒰sıkılan hongjoong, yunho'ya döndü.
"san ne zaman gelecek?"
"bilmem ki, dişçiye gitti annemle beraber. uzun sürecek galiba, diş teli takılacaktı."
"keşke gelse de üçümüz oyun oynasak."
yunho sevinçle güldü, "bir gelse neler oynarız. bugün annem çokça bilgisayar oynamama izin verdi."
"kyubok abla bana hâlâ kızıyor ders çalışmadığım için!!" hongjoong üzgünce kafasını eğdi.
"heey, abla da ne demek? annen o senin. anne de!"
"ayıp olmaz mı?"
"bu eve geldiğinden beri abla diyorsun. anneye anne denir."
"demeye çalışacağım."
"yaşasın. alış artık." yunho kıkırdadı.
ᦾ
iki çocuk da televizyon izlerken uyuyakalmıştı gelen ses onların uyanıp kafalarını kaldırarak bakmalarına neden olmuştu. bir şey ötüyordu.
"bu ne?" hongjoong uykulu gözlerle ve sesle sordu.
yunho yeni uyanmanın vermiş olduğu etkiyle gözlerini ovuşturdu ve anlamaya çalıştı. "bu... yangın! yangın çıkmış olmalı. çıkalım buradan!"
iki çocukta ayaklandı.
"mia, mia'yı da almalıyız." hongjoong konuştu.
"tamam, hongjoong ben mia'yı alacağım. sen çık tamam mı?"
"ama sen-"
"ben geleceğim hadi koş."
yunho, evin kedisi mia'yı aramaya koştu. bu sırada hongjoong kapıya kadar yürürken her yer duman olmuştu bile. hongjoong'un önüne düşen tahta parçası ve duyulan kedi sesi her şeyi daha korkunç hâle getirirken hongjoong ağlamaya başlamıştı.
"hongjoong! çıkmaya çalış!" öksürüklerinin arasında konuştu yunho.
yunho arkadan konuşuyordu ve onun önüne düşen tahta parçası yüzünden hongjoong'un yanına gelemiyordu.
"yunho, sen de gel. lütfen tek başıma gidemem."
"git hadi! ben geleceğim diyorum inanmıyor musun bana?" yunho önceliği hongjoong'a veriyordu, ona göre kendisinden önce sevdikleri gelirdi.
"yunho-yah..." hongjoong'un ağlaması daha da şiddetlenmişti.
"hongjoong, çıkmazsan bir daha seninle konuşmam. asla! beni bırak, geleceğim ben."
hongjoong bu sözlere güvenerek büyük tahtanın üzerinden atladı, dizi acımıştı ve acıyla inlemişti. koşarak kapıyı açtı ve yedi kat aşağı indi. evleri yüksekteydi ve aşağı inmesi zordu. tüm apartman sakinleri binanın önünde telaşla bekliyordu. hongjoong'u görenler koşarak yanına gitti.
"iyi misin, evde başka biri var mıydı?"
"y-yunho." hongjoong ağlıyordu.
ambulanslar, itfaiyeler... hepsi gelmişti. ne yazık ki hiçbiri yunho'yu veya mia'yı kurtaramadı. yunho olmasa hongjoong sağ çıkamazdı. hongjoong hayatını yunho'ya borçlu olarak yaşıyordu.꒱
ŞİMDİ OKUDUĞUN
body ༝ seongjoong
Fanfictionbir sebepten ötürü fiziksel ve mental olarak çok fazla acı çeken hongjoong, her gün seonghwa'ya mesaj atar. çünkü tek atabileceği kişi seonghwa'dır.