İkinci Bölüm: İsim

16 3 5
                                    

Bebeğin doğumu çok acılı oldu. Harin Hanım, kahya kadın ve Miran'ın kolları arasında tam iki gün sancı çekti. Evde ebe ve analığının dostu birkaç komşu kadın da vardı. Jaeshin huzursuzdu. Kardeşinin bu dünyaya, yanına gelmesini çok istese de bu acının analığına bir zarar vermesinden çok korkuyordu. Babasınınsa umurunda değilmiş gibiydi. İki gün normal hayatını yaşadı. Sabah yemek bekledi, işe gitti, arada bir adam yollayıp bebeğin doğup doğmadığını sordu. Akşam eve geldi, yemek bekledi. Yatmadan evvel bebeğin doğup doğmadığını sordu. Uyudu, kalktı, yemek bekledi. "Hala doğuramadın mı portakal kadar bebeği!" diye bağırdı. İşe gitti, adam yolladı, akşam geldi. Yemek beklerken homurdandı. Bebek hala doğmamıştı.

Ebe bebeğin ölmesinden korkuyordu, Jaeshin analığının ölmesinden. Babasıysa biri ölecekse bir an önce ölsün de yeni bir sayfa açalım der gibi yaşamaya devam ediyordu.

Nihayet o gece babasının yatma vakti geldiğinde analığının gittikçe şiddetlenen çığlıkları arasından bir bebek çığlığı da duyuldu. İşte, kardeşi nihayet gelmişti dünyaya. Harin Hanım'ın hıçkırıklarını dinledi. Mutluluk muydu, öfke mi bu gözyaşlarının sebebi. Jaeshin anlayamadı. Yalnızca bebeği görme sırasının ne zaman geleceğini düşünüyordu.

Kadınlar bebeği yıkadılar, kadını toparlayıp güzelce giydirdiler. Bebeğin bu zaman zarfında çoktan dışarı çıkarılıp babasına gösterilmiş olması gerekiyordu. Lakin kimse dışarı çıkmadı. Jaeshin babasının sabırsızlandığını, az öncekinden çok daha farklı bir korkuyla fark etti. Miran korkmuş bir yüzle dışarı çıkıp "Hanımım sizi içeri çağırıyor beyim," dedi. Normal bir vakit olsa ayağına çağırıyor diye Miran'ı bir güzel fırçalar, hatta belki tokatlardı. Fakat şimdi işin ucunda bir bebek olduğundan olsa gerek, yalnızca homurdanmakla yetindi. Pabuçlarını acele acele çıkarıp içeri girerken komşu kadınlarla ebe dışarı çıktılar. Onların da adımı aceleydi, kaçar gibi. İçeride yalnız kâhya kadın kalmıştı. Miran kapıda beklemeyi tercih etti, kulağını kapanan kapıya yasladı.

İçeride olup biteni duymak için kulağı kapıya yaslamaya lüzum olmadığı hemen anlaşıldı. Babası anlaşılmaz kelimeler bağırıyordu. Analığına Jaeshin'in yüzünü kızartan hakaretler etti. "Lanet karı! Senelerce beklettin beni! Bu mu o zavallı bedeninden çıkardığın ucube!" Annesinin sesi hiç duyulmuyordu. Kahya kadın araya girmeye çalıştı birkaç kere. Babası onu duyamayacak kadar öfkeliydi anlaşılan, yalnızca Harin Hanım'a bağırıyordu.

Nihayet bağırmaktan yoruldu. Son nefesiyle "Gözüm görmesin bu ucubeyi!" diye haykırdı. Jaeshin analığı yerine utandığı hissederek etrafına bakındı. Babasının yardımcısıyla ihtiyar kahya arkasında durmuş odanın kağıt perdelerine yansıyan gölgeleri izliyorlardı. Shim Bey öfkeyle arkasını dönüp hızlı hızlı kapıya yürüdü.

"Nereye gidiyorsunuz beyim!"

Jaeshin sonunda analığının sesini duyduğu için rahatlamışsa da onu ilk kez böyle öfkeyle bağırırken duyduğu için irkildi. Sesi en az babasınınki kadar gür çıkmıştı. Ondan daha berrak olduğu için daha korkutucuydu.

Babasının gölgesi tekrar döndü. "Ne dedin sen?"

"Yavrunuza ismini bahşetmelisiniz! Onu böyle isimsiz koyacak değilsiniz ya."

Babası inanamıyormuş gibi güldü. "Delirmiş bu karı." Sonra kalan adımlarını da atıp kapının ardındaki Miran'ı korkutacak bir hiddetle dışarı çıktı. Jaeshin onun karşısına çıkmak, analığını bu kadar üzdüğü için ona diklenmek istiyordu. Harin Hanım'ın "Beyim!" diye haykırması onu kendine getirdi. Fakat babası aldırmadan iç avluyu geçip çekip gitti. Dış kapının kapanış sesiyle eve büyük bir sessizlik çöktü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 01, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gök MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin