Jennifer
Okula gelmiştim. Neden herkes çığlık atıyordu, sağa sola kaçışıyordu? Ne olmuştu ki?
Kapıdan içeri girdim. Girdiğim gibi öğrencilerin sağa sola koşuşturmasından yere düştüm. O sırada siyah saçlı bir kız elini uzattı.
"Kalk çabuk!"
Kızın elinden tuttum ve ayağa kalktım.
"Bu kargaşa da neyin nesi?"
"Deprem tatbikatı var."
"Sabah sabah?"
"Ne sabahı saat 11.30."
Saate baktım. Hassiktir, geç kalmıştım! Saatin farkında bile değildim. Bir şey belli ettirmeden kıza baktım gülümseyerek. Elini uzatmıştı.
"Hadi gel."
Gülümseyerek tuttum elini. Ve diğer öğrenciler gibi biz de koşuşturmaya başladık.
Okulun bahçesine çıkmıştık.
İsmiyle hitap etmek istiyordum kahverengi saçlı kıza.
"Tanışalım mı?"
"Şimdi mi?"
"Evet."
"Olur. Ben Elizabeth Walker."
"Jennifer Clarke. Memnun oldum Walker."
"Ben de Clarke."
Gülümsedik. İçim ısınmıştı bu kıza. Ne güzeldi öyle... Hey yavaş ol Jenn! Çabucak bir yargıya varma!
Geç kalmıştın okula, tebrikler Jenn! Artık saatine bakarsın aq. Kes sesini iç ses!
"Biz de beraber bir kafeye gidelim mi? Kaynaşırız da."
Ups, kafeye gidelim dedi,, ne diyeceksin? Aklımı karıştırmasana dur bi!
"Çok iyi olur!"
Tanımadığın biriyle kafeye gidiyorsun ğwşsğwşsğ tebrikler tekrardan Clarke <3 . Hay amk sus bi yaa!
Beraber kafeye doğru yürüdük..
KAFEDE
"Ne istersin? Ben kahve alacağım."
"Kahve alayım ben de."
Kahveleri sipariş ettik ve geldi. İlk o konuşmaya başladı.
"Ailenle mi kalıyorsun?"
"Evet. Sen?"
"Bende aynı şekilde."
"Hobilerin neler?"
"Sadece şarkı dinlemek. Hiç sıkılmadan şarkı dinleyebilirim."
"Ruh ikizim falan mısın?"
Gülüştük. Çok güzel gülüyordu...
"Çok güzel gülüyorsun.."
Elizabeth, sen mi dedin bunu? Şoktaydım.
"Te-teşekkür ederim, sen de."
Kahvelerimiz bitene kadar sohbet ettik. Kaynamıştı kanım bu kıza. Çok ortak yönümüz vardı.
Telefonum çaldı. Arayan Jennie idi. Elizabeth'in yanından kalktım, azıcık ileriye gittim.
Jennie: Jennifer Clarke!
Jennifer: Buyrun Jennie Boomer.
Jennie: Neredesin sen? Saat kaç olmuş hâlâ gelmedin okula?!
Jennifer: Eee... Şey... Gelmeyeceğim ben bugün yaa.
Jennie: Neden?
Jennifer: Canım istemiyor .d
Jennie: Öğretmenler bu kıza nerde diye sorarsa, "hocam canı istememiş" mi diyeyim?
Jennifer: Öf aq tamam öyle de.
Jennie: Emin misin?
Jennifer: Araba çarpmış da diyebilirsin.
Jennie: Yuh!
Jennifer: Başka bir fikrin var mı?
Jennie: Hasta desem?
Jennifer: Rapor gerekiyor.
Jennie: Tamam amk kapat kapat araba çarpmış ama iyiymiş derim olur biter.
Jennifer: Heh aynen öyle de.
Kapattım telefonu. Elizabethle oturduğumuz masaya döndüm.
"Ah, arkadaşım neredesin diye soruyordu,, kusura bakma."
"Yo yo, sorun değil."
Gülümsedik. Biraz daha sohbet edip kaynaştıktan sonra evlerimize dönmek zorunda kaldık, çünkü Elizabeth'in annesi çağırmıştı onu.
"Tanıştığımıza çok memnun oldum Clarke."
"Bende Walker, bende."
Sarıldık. Elizabeth gitti. Eve dönmem gerekiyordu, ama bu sefer ailem neden erken geldin diye sıkıştıracaklardı beni. Sahile doğru yürüdüm. Boş bir bank bulup oturdum. Telefonumu aldım elime. 9 yeni mesaj vardı.. anonimden.
Bilinmeyen: O kızla kafede buluştun
Bilinmeyen: Gördüm sizi
Bilinmeyen: Sarıldınız
Bilinmeyen: Gülümsediniz birbirinize
Bilinmeyen: Bir gün benimle de öyle olacaksın meleğim ;)
Bilinmeyen: Ayrıca okuldan kaçtınız
Bilinmeyen: Sevgili misiniz?
Bilinmeyen: Üzülürüm bak
Bilinmeyen: çk krldm.
Jennifer: Yuoo sevgili değiliz
Jennifer: İlk günden sevgili mi olalım amk
Bilinmeyen: Ha yani biraz zaman geçse onla sevgili olmak istersin
Jennifer: İşim var kapatmam lazım.
İnterneti kapatıp telefonu çantama koydum.
Sahi, hoşlanıyor muydum Elizabeth'ten?
------------♡------------
Hey, Merhaba!
Uzun bir bölüm oldu sanırım ğwşsğwş.
Neyse beğenirsiniz umarım.
Oy ve yorumu unutmayın ♡
Sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meleğim | texting | g×g
Teen Fictionbilinmeyen: yanında olsam bilinmeyen: yanımda olsan bilinmeyen: saçlarınla oynasam bilinmeyen: ellerini tutsam bilinmeyen: güzel olmaz mıydı meleğim g×g hikâyesidir. ___________________ #jennifer 3. [11 Kasım 2020]