𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟏; 𝐟𝐢𝐫𝐬𝐭 𝐠𝐚𝐦𝐞

75 8 3
                                    

31 Ekim /Cumartesi  /21.09

        Jeffrey öfkeyle bakıyordu kalabalığa. Kendisine hayranlıkla bakan yüzlerin derilerini deşmek istiyordu. Ayağa kalkamadıkça da fazlasıyla öfkeleniyordu.

"Ne bakıyorsunuz?! Defolun! Hepinizi öldüreceğim." yere tükürerek söyledi bunları.

Brain Jeffrey'in yanına koştu. Endişeli gözlerle Jeff'e bakıyordu. Jeff kalabalığın tam ortasında çamurun içinde yatıyordu, ağzından damlayan kanlar onu olduğundan daha korkutucu yapıyordu. Neyse ki cadılar bayramıydı ve herkes bunun hastalıklı bir şaka olduğunu düşünüyordu.

"HAHAHAHA, çocuklar yine ellerinden geleni ardına koymamış. Bravo çocuklar çok başarılı!" 

Jeffrey tanımadığı bu adama orta parmak çekti ve sonrasında adam arkasını dönerek oradan uzaklaştı. 

Brain Jeff'i omzuna almaya çalıştı ama Jeffrey bu teklifi geri çevirdi. Zorlukla ayaklarının üzerine kalktı. Ve oradan uzaklaşabildiği kadar uzaklaştı-

 Brain Jeff'in arkasından koşmayı düşündü fakat daha önemli işleri olduğunu biliyordu. Timothy'e yardım etmek gibi-

"Tim, ben geldim üzgünüm geciktim." arkadaşının yüzüne bakarken yapabildiği en samimi ve sıcak tebessümü yerleştirdi yüzüne. Timothy sadece ona yüzünü çevirmekle yetinmişti ki..

"Masky, masky, masky! Aaa, Hoodie. Me-merhaba."

Evet. Brain Timothy'i Toby'den kurtaracaktı. Eğer buraya gelmeyip Jeffrey'in peşinden gitmiş olsaydı. Her yer kan olurdu ve Brain bundan kaçınmak istiyordu.

Timothy maskeli yüzünü tekrardan Toby'e çevirdi. Ve aniden Toby'nin yüzüne sağlam bir yumruk geçirdi. Toby acı hissetmediğinden dolayı hala gülüyordu.

"Heyy Toby.. duydum ki Nathalie seni evde bekliyormuş." Brain yalandan kıkırdadı. Ama Toby bunun sahte olduğunu anlamadı bile.

"N-ne Clocky be-beni mi be-bekliyorr???" Toby koşarken söylemişti bunu o yüzden kekeleyerek söylediği cümle daha da anlanmaz bir hal almıştı. 

   Lucille Sally ile evde oyun oynarken birden dış kapı düşmanca açılmıştı. Bunun üzerine Lucille yastığının altına sakladığı mutfak bıçağını refleks olarak eline aldı ve iyice kavradı. 

"Ben böyle işinde içine sıçayım." Lulu gelenin Jeffrey olduğunu anlayınca elindeki bıçağı bırakarak koridora çıktı. 

"Merhaba Lulu." Jeff'in ağzından kanlar damlıyordu daha doğrusu karnında büyük bir yara olduğunu tahmin ediyordu Lucille.

"Jeff.. Sana ne oldu? İyi misin?" Lucille Jeffrey'e doğru bir adım attı ve Jeffrey yere yığıldı.

     Jeffrey gözlerini açtığında gördüğü ilk şey Ann'in yüzüydü, doğal olarak. Ama duyduğu ilk ses Liu'nun sesiydi.

"Jeff.. Kim yaptı bunu sana? Onu bulup öldüreceğim!" Liu bunu içindeki en saf öfke ile söylemişti.

Liu ve Ann dışında başka birini göremiyordu Jeffrey. Bu onu bir bakıma mutlu bir bakıma mutsuz yapmıştı ki odaya Slenderman girdi.

"Jeff durumun nasıl?" 

"Gayet iyiyim Slenderman. Cidden bir de soruyor musun? Nasıl görünüyorum?!" Jeffrey bunu kızgın bir dilde de ima etse yüzünde her zamanki gibi kocaman bir gülümseme vardı.

"Sana sormakta hata ettim Jeff.. Ann bana durumunu açıklayabilir misin?" Slenderman takmaz bir tavırla Jeffrey'e bakan suratını Ann'e çevirdi.

𝐋𝐈𝐓𝐓𝐋𝐄 𝐆𝐀𝐌𝐄 [creepypasta]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin