Arkadaşlar bi düzeltme yapmak istiyorum. Tanıtımdaki Mert ismi aslında Mete olacak. Otomatik düzeltme değiştirmiş. Ayrıca kitap Ceylin'in ağzından anlatılıyor. Bazılarınızın kafası karışmış galiba. İyi okumalar. :)
Multide mutfağa üstsüz giren Mete
------------------------------------------------------Mert denilen çocuğun arkasından yürüyordum. Nereye gittiğimizi ve bu çocuğa güvenip güvenmeyeceğimi hiç bilmiyordum ama burayı benden daha iyi bildiği belliydi. Sonunda bi kapının önünde durdu. Kapının üstünde "3" numarası vardı. Galiba bu bizim odamızdı. Anahtarını kapı deliğine soktu, çevirdi. Kapıyı açtı içeri girdi. Ben de içeri girdikten sonra kapıyı kapattı. İçeriye göz gezdirdiğimde büyük ve sade bir yer olduğunu anladım. Önümüzde orta büyüklükte bir salon vardı. Salonun duvarları bej rengindeydi.Bir tane üçlü, iki tane ikili, bir tane tekli koltuk ve puf vardı. Hepsi de siyah rengindeydi. Ben odaya bakarken Mete:
-Hangi odayı alacaksın? Sağdaki mi soldaki mi? diye sordu.
-Ben bi odalara bakıyım sonra sana söylerim dedim ve ayakkabılarımı çıkartıp Rainbow Dash'li terliklerimi giydim. Neden Rainbow Dash mi? Söyliyim o ponynin hem kanatları var hem de çok hızlı. Nedense ben küçüklüğümden beri ona kendimi yakın hissetmişimdir. Bi de o dövmesi çok güzel. Tam soldaki odaya yönelmişke arkamdan bir kahkaha duyuldu. Döndüğümde Mete terliklerime gülüyordu. Ne yapcak gülcek çocuk. Haklı. Önüme döndüm ve başımı öne eğerek yürümeye başladım. Yüzümün utançtan kızardığına emindim. Soldaki odaya gittiğimde odanın çok güzel dekore edildiğini gördüm. Yatak ranza gibiydi ama alt kısmında çalışma masası vardı. Yatağın yanındaki duvarda bir tane priz vardı ve yatakla aynı hizadaydı. Balkona baktığımda bursaının güneşi aldığını gördüm ve içim ısındı. Salone tekrar döndüğümde Mete, salondaki üçlü koltuğa uzanmıştı.
-Ben soldaki odayı alcağım, dedim ve bavullarımı aldım. Odama döndüğümde her şeyimi tek tek yerleştiriyordum. İşim bittiğinde çantamdan test kitabımı aldım ve soru çözmeye başladım. Evet, şaşırabilirsiniz ama işte ben buyum. Haftanın yedi gününde en az en az 4 saat ders çalışan (okula saymıyorum) bi kızım. Geceleri de en fazla 8 saat uyurum. Ara sıra çok fazla gelmiyo değil ama artık bünyem alıştı. İki saat test çözdükten sonra kalktım ve yemek yemek için mutfağa gittim. Şimdi siz, daha yeni geldin mutfakta ah bişey bulursun dersiniz. Ben buna hazırlıklıyım ama.Evden bugünlük yemek yapabileceğim malzemeler getirdim. Tabi ben oda arkadaşımı düşünerek ona da bir tabak hazırladım. Tam Mete'yi çağıracakken üstüs bir şekilde muutfağa girdi. Galiba yeni uyanmıştı. Masaya tabkaları ve salatayı koyduktan sonra çatal kaşık alırken:
-Çok güzel kokuyor. Ne pişirdin? dedi. Sesinde biraz şaşırma duygusu vardı gibi hissettim. Galiba onun üstsüz şekline salyalarımı akıtarak bakacağımı düşünmüştü. AMa ben sadece kitaplardaki karakterlere veya filmlerdeki karakterlere anca bakarım. Oda arkadaşına bakmak mı? Çok klişe! Omuz silkerek masaya oturdum. Mutsuz bir şekilde önüme oturdu ve yemeğini yemey başladı. Galiba çok açtı çünkü bi beş dakika sonra tabağını bitrmişti ve salatayı götürmüştü. Ayağa kalktı:
-Eline sağlık. Afiyet olsun sana, dedi ve gitti. Resmen trip attı. Ama umrumda mıydı? Hayır....
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bölüm sonuuu. Umarım beğenmişsinizdir. Ayrıca lütfen votelamayı unutmayın. İlla votelayın demiyorum ama yani kendimi ezik gibi hissettiriyo. Anlayış pliis -,-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oda Arkadaşım
RandomSizce bir cümle insanın hayatını yeniden şekillendirebilir mi? Size göre imkansız gibi. Fakat benim hayatımı baştan aşağı yeniledi. Beni baştan yarattı. Eski yaptığım şeyler değişti. Cümleyi merak ettiniz di mi? İşte size cümle: -Ceylin Sarıkaya ve...