bedene yakarış [tsudera]

35 6 74
                                    

ey beden
dayan biraz daha
yardım et bana
sen olmadan
bitiremem eserimi
yazamam gökyüzünün
fısıldadığı şiirimi

rengarenk kitapların süslediği kütüphanenin tam ortasındaki hoş ahşap masada oturan gri saçlı çocuk dağılan saçlarındaki tokayı çıkardı ve sıkıca bir daha bağladı. beyaz kağıdı lekeleyen siyah mürekkebin oluşturduğu şekiller o sırada ona sadece uykuyu hatırlatıyordu. şekil dediğime bakmayın, bahsettiğim şeyler minik harflerden oluşan kelimelerden başka bir şey değildir. ancak oğlanın gözleri, gözlük çok uzun zamandır kendilerini perdelediği için adeta onunla oyunlar oynuyor, isyan ediyordu.

"off..."

söylene söylene gözlüğünü çıkartıp gözlerini ovuşturdu. kendilerine acıdıklarından mıdır, yoksa nihayet rahatladıklarından mıdır bilinmez, bir kaç yaş eklenmişti zümrütten farksız organlara. az da olsa rahatlayınca ellerini şakaklarına götürdü ve biraz bastırarak kendine gelmeye çalıştı. 

"ey beden... dayan biraz daha."

derin bir nefes aldı ve başını kolları üzerine yasladı, birkaç mırıltı çıkararak kendince her yerinin kasılmış olmasından şikayetçi bulundu. tam istemsiz şekilde uykuya dalacağı sırada kedisi gelip başını ona sürterek aç olduğunu belirtti. uyumamış olmanın rahatlığıyla gülümseyen gri saçlı yüzüğünün ateşini ortaya çıkarıp yemesi adına ona uzattı. ve ilham gelmesi adına dilekler diledi. kendine seslendi.

"yardım et bana,"

"dayan, lütfen, hadi az daha çabala."

"sen olmadan bitiremem eserimi,"

"biliyorsun, boşa gitmeyecek umutların,

yorgunluğun, hedefin, uğraşların,"

"haydi,

sevdiğimiz uğruna."

"yoksa yazmamam gökyüzünün,

fısıldadığı şiirimi."

kütüphanenin kapısının tıklatılmasının ardından içeri giren tsuna gülümseyerek ilerledi diğerinin yanına.

"hala system c.a.i için mi çalışıyorsun?"

onu gördüğü andan beri istemsizce tebessüm eden suratı zorla olan bir gülüşe döndü.

"hehe, evet, mümkünse bugün bitirmek istiyorum."

gokudera'nın kendisine dönmesiyle gördüğü suratı, başı dik bir halde görmese ölü olduğunu düşünebilirdi. koşarak yanına ilerledi onun başını iki elinin arasına aldı. gözleri endişeyle titriyordu.

"yasak sana daha fazla çalışmak, şu haline bak bitkinlikten ölecek hale gelmişsin. gel hadi sana eşlik ederek uyuduğundan emin olacağım."

sevgilisini ret edemeyeceğini çoktan bilen uzun saçlı, yanaklarının üzerindeki ellerin üstüne kendisininkileri koyup silinmeyen gülüşünü yineledi.

"tamamdır, hadi gidelim."

diğerinin uyuduğunu göremeden uyuyakalan ve sözünü tutamayan minik bedeni, diğeri izlemeye başladı.

"ölümümü erteleyebilecek bile bir sen varsın, ah, ne de çok seviyorum seni."

duymadı bunları sevgilisi ne yazık ki!

duysa durdururdu, ikna ederdi belki.

ancak bu olamadan diğer gün geliverdi.

ve tsuna huzurla uyuyan sevgilisini göremedi.

bu... bu cansız beden de kimindi?

ellerine tutuşturulmuş kağıt kimin gözyaşlarıyla süslenmişti?

korkudan titrerken zar zor eline aldı, tanıdığı bir yazıyla ismiydi üzerindeki.

maalesef ki anladı olan biteni,

gözyaşlarını okuyuşundan sonraya erteledi.

ve sana işte bunlar
dağlardan topladıklarım
taşları ve yaprakları
koyuyorum ceplerine

çağırdığımda gelen
kelebeğin sessizliğini de
sensizliğini de

kayalardaki kapıları gördüm
hayalini veriyorum gözlerine

dağ kuytularında aradığım şeyi
buldum nihayetinde
bir akşamüzeri
kent göğünün altında
gözlerinde.

ah, işte şimdi damlaların vakti geldi.

yine kontrol etmeye usendim✌️😚

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ᵏᵃᵗᵉᵏʸᵒ ʰⁱᵗᵐᵃⁿ ʳᵉᵇᵒʳⁿHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin