İHALE

55 15 11
                                    

"Amca"

  Yok artık ya, neredeyse bir yıldır görmediğim amcam bana sürpriz yapmış .

"Berenim sevgini anlıyorum da biraz daha sıkarsan gerçekten boğulacağım."

"Hayırsız Amcam ya neredesin bir yıldır?" 

"Yalnız onu benim sana sormam lazım ben senin amcanım, evet sevgili yeğenim niye aramıyorsun beni?"

"Ben mi aramıyorum ? Amcacım asıl sen etrafındakilerden fırsat bulup da o telefonuna bakmıyorsun yoksa ben seni haftada en az 5 kez arıyordum " 

Ve amcam susar ... Evet böyle bir huyum da var . Karşımdakini saniyesinde susturabiliyorum. Amcam galiba az önceki olayı unutturmak için kafeye gitmeyi teklif etti ve babam daha ben ağzımı açamadan hayır dedi ve amcamla birlikte aynı anda isyan bayraklarını çektik:

"Baba ya biraz gezmekten ne zarar gelir?"

"Abi kızı çok fazla daraltıyorsun ya . Zaten ben olacağım."

"Zaten yanında sen olduğun için korkuyorum Serdar "

Babamın lafları ortama bomba gibi düştü. Geçen yılki kaçırılma olayıma gönderme yapması ortamdaki gerginlik seviyesini yükseltti. 

"O olay amcamın suçu değildi baba. O an yanımda diye kaçırılmamı ona yıkamazsın. Sen yanımda olsaydın ne olacaktı ki ? Amca, gidiyoruz" 

Babam bana dönüp bu olay burada kapanmadı bakışını atıp önüne döndü. Ben de sessizlikten istifade Emre'ye gelip gelmeyeceğini sordum ve asla beklemediğim bir cevap aldım :

"Neden olmasın ?" 

Bu konu hakkında dalga geçmeyi aklımın bir köşesine yazıp babam vaz geçmeden bir an önce kendimi ev dışına atmak için hemen ceketimi kaparak ayaklanarak Emre'ye "Acele etmezsen seni burada bırakmaktan memnuniyet duyarım" diye tıslamaktan da geri kalmadım. Bence gelme fikri aldığına bin pişman oldu. Canım amcam beni anlamış gibi arabanın anahtarını salladı.

 Sonunda dışarıya çıkabildim ya... Özgürlük diye bağırasım var. Amcam arabaya yönelince durdurdum, buraya gelirken çok güzel bir kafe gördüm dışarısı kadar içerisi de güzelse öğleden sonram süper olacak. Teklifim oy birliğiyle kabul edilince yürümeye başladık.

"Berenim baban her zamankinden daha gergindi sanki, nedenini biliyor musun amcam?"

"Yeni bir ihale var amca ya onunla bozmuş kafayı."

"Eee bu durum abim için yeni bir şey değil ki, maşallah her ay onlarca ihaleye giriyor kendileri."

"Bu ihale onlardan biraz farklı. Büyük bir gayrimenkul şirketi %51 lik hissesini satışa çıkarmış, onun ihalesi. Bir ay sonra İzmir' de yapılacakmış. İhale büyük olunca haliyle de babamın rakipleri de biraz dişli. Evdeki koruma sayısını neredeyse iki katına çıkardı, hepsinin silahlarını yenilemiş, cephane depolarını doldurmuş" 

"Klasik abim yani"

  "Ay daraldım bu konudan ya günlerdir zaten babamın telefon konuşmalarında yeterince duyuyorum. Eee Emre sende havalar nasıl?" 

"Yok ya, siz ben yokmuşum gibi devam edin " Ben de şaşırmıştım bu çocuk bizimle gelmeyi nasıl kabul etti diye meğersem rahat rahat oyun oynamak içinmiş.

"Ya beni bir kere de şaşırt ya, bir kere de bir yere çıkalım da sen şu telefonu elinden düşür."

"Sinem çok konuştuğunu daha önce belirtmiş miydim ?" 

"Bir düşüneyim... Neredeyse her konuşmamızın başında ortasında ve sonunda en az 3 er kez olabilir mi ?"

"Gençler tartışmanızı bölmek istemem ama geldik" 

Gerçekten de tartışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamamışız. İçeri girip siparişleri vereli birkaç dakika olmuştu ki amcama telefon gelince amcam "Kahveler soğumadan geleceğim" deyip kalktı . Emre kafasını yine telefona gömünce ben de etrafı izlemeye başladım o sırada dışarıdaki çamların arasında birini görür gibi oldum ama fazla dikkat çekmemek için bakışlarımı telefonla oynayan Emre'ye çevirdim. O sırada aynı yerde olan bir haraketlilik dikkatimi çekti, belli etmeden telefonun kamerasını açıp oraya geçirip büyüttüm. Gördüğüm şey aklımın başımdan gitmesine yeter de artardı......

        Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik. Sinem sizce ne gördü, görüş ve önerileri bekliyorum :):):):)

SON KIVILCIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin