Hıçkırıkları boğazında diziliyor ve yumru oluşturuyordu. Düşüncelerini soğuk dondururken ceketinin yakasını iyice kapadı.Gözlüklerini düzeltirken saçları rüzgarla cilveleşiyordu. Yürümeye devam etti. Sakin adımlarla takip ediyordu. Gördükleriyle yıkılacaktı fakat gerçeklerden bu sefer kaçmayı yasaklamıştı. Sevgilisi önünde yürüyordu. Ondan haberi bile yoktu. Esila'nın canını acıtacağını hissettiren sevgilisi sakin adımlarını hızlandırdı ve bir barın içine girdi. Esila şapkasını da çekerek hızla peşinden gitti.
İçerisi içki kokuyordu.Sarhoş olmuş beyinler bugünü güzel geçirmek istercesine vücuda dans emri veriyor ve her harekette herşeyi unutmaya çalışıyordu.
Ah işte, bir kadınlaydı. Ne kadar da aşağılık görünüyordu. Mini elbisesi vardı güzel fahişenin. Gördüğü manzara vücudu yakılıyormuş gibi hissetmesini sağladı. Titreyen elleriyle dans edenlerin arasından kurtularak onlara yakından bakmak istedi.
Aşağılık sevgilinin eli fahişenin bacağında dolanırken gözlerinden yaşların aktığını fark etti. Esila o adama yıllarını vermişti. Severek geçirmişti tüm zamanını. En kötüsü de buydu işte. Onunda gideceğini bile bile güzel sevmişti onu. Düşünceleri teker teker beyninin içinde patlıyordu. Göz yaşları yanaklarında yol oluştururken tenini yakıyordu.
Vücudu yer çekiminle olan kavgasına yenik düşüyor gibiydi. Sarsılıyordu. Yandaki masalardan birine tutunarak onları izlemeye devam etti.
Gerçekler ve düşünceleriyle boğuşurken elini yumruk yaparak şapkasını ve gözlüğünü çıkardı. Gözlerinin önünde hala o manzara vardı. Yanlarına giderek aşağılığın yüzüne koca bir yumruğu geçirdi. Gözlerinin içine bakmadan vücuduna vuruyordu. Esila ondan uzaklaşırken sinirden titriyordu. Şaşkın yüzü anılarına kazınırken bağırdım '' Sakın tek bir kelime etme. Senden ve seni hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.'' Sesi titriyordu ve şarkının sesinden dolayı pek duyulmuyordu. Onu incitecek bir şey söyleyememişti. Söyleyememişti ve bu yüzden kendine kızmıştı.
Esila adımlarını geriye doğru sürükleyerek onlardan uzak bir yerde durdu. Onlara dikkatle bakarken gülümsedi ve koşarak bardan çıktı. Görüntü gözünün önünden gitmiyordu. Daha daha daha çok ağlamasına sebep oluyordu. Adımlarımı hızlandırmıştı. Dizleri ağrıyordu ama durmadan koşuyordu nereye gideceğini bilmeden. Hem gülüyor hem ağlıyordu. Son zamanlarda sürekli kaçıyordu Esila'dan. Zaten hiç bir zaman kalbini onunla hissedememişti. Kendisine değer verdiğini düşünerek sıkı sıkıya bağlanmıştı o pisliğe.
Beyni kalbine emir veriyordu. Kalbi acıyla kıvranırken beyni emirlerini yağdırıyordu ona ''Artık kimse yok. Kimseye güvenmek yok.'' Gözlerinden akan yaşları sildi ve gözlerini kapatarak sonsuzluğa gitmeyi diledi. ''Lütfen, lütfen, lütfen''
Gerçekleşmesini istediği için gözlerini daha sıkı kapadı ve artık sarsılan vücuduyla daha yavaş koşuyordu. Geceydi ve sokak ıssızdı. Gözlerini kapatmaya devam etti.
Vücudu ani bir sarsıntıya uğradı. Sert bir duvara çarpmış gibi hissetti. Gözlerini araladı. Çatılan kaşlardan oluşan bir yüz görünce irkildi. Koyu kahve gözler tam gözlerinin içine bakıyordu. ''Gözlerinizi açsanız iyi olur bayan. Sigarımı düşürmeme sebep oldunuz.'' dedi.
''Özür dilerim bayım.'' Esila'nın dizlerinin bağı çözülmüş gibiydi, kendini bir an yerde buldu. Az önce çarptığı adamın ayaklarının dibindeydi. Adam elini uzattı. Eli zehirliymişçesine sürünerek ondan uzaklaştı. Kaldırım taşına oturarak soluklandı.
Adam yanından geçip giderken hala ona bakıyordu. O da üzgün görünüyordu. Adamın güzelliği, çıkan göz torbalarının önüne geçmişti. Kıyafetleri siyahın tonlarındandı yada gecenin renkleri konmuştu adamın üzerine. Sokak lambasından çıkan ışık kadarıyla görmüştü. Adam yüzünü buruşturarak bakmıştı. Sonra bir ara sokağa girerek kayboldu.
Esila ellerini başının arasına aldım. Bir süre orada öylece durdu. Gecenin sessizliğinde kendini bulmaya çalıştı. Gözyaşları yerini hıçkırıklara verirken eve gitmeye karar verdi. Eve yine koşarak gitmişti. Duyguları tarafından çoğalıyordu. Fakat gittikçe küçülmesine sebep oluyorlardı.