1.Bölüm: Winner and Loser

73 8 6
                                    

Bir insana bahşedilmiş en büyük güç nedir? Bence özgüven ve cesarettir çünkü özgüven size bir çok kapı açar ve cesaret o kapılardan geçip içeri girmenizi sağlar ve bazen yanlış kapıyı açsanız bile siz kendi doğrunuza ulaşabilirsiniz...

Ben baştan aşağı özgüven ile doluydum ve girdiğim her kapının sorumluluğunu üstlenecek kadar cesurdum. Bu yüzden amaçlarım ve hayallerim uğruna gece gündüz çalışmıştım. Karşılığı ise ulaşmam gereken saygınlığı ve itibarı kazanmam olmuştu. Şimdi ise daha da güç kazanmak için Jeon Holdingine ile olan iş görüşmesine gelmiştim.

Jeonlar... Çoğu sektöre el atmış ve başarıları ile artık dünyaya açılmış bir holdingdi. Şirketin başında yıllara meydan okuyan Jeon Young Ho vardı. Şimdilerde ise adından sıkça söz ettiren oğlu Jeon Jungkook ekonomi sayfalarını yaptıklarıyla dolduruyor ve ekonomi köşe yazarları onu överek babasının koltuğunu nasıl iyi bir şekilde devr alacağını yazıyorlardı.

Ben ise eğer bu görüşmeden istediğimi alırsam çok karlı çıkacaktım. Birazdan Jeonlar gelecek ve görüşmemizi yapacaktık. Bu iş benim için dönüm noktasıydı ve hayallerim için son adımdı. Eğer bu adımı da hatasız atarsam bundan sonrasında her şey bambaşka olacaktı. Bir anda çalan telefona bakıp ayağa kalkan ve bana yönelen sekreter ile ben de refleks olarak ayaklandım.
"Eunbi hanım Young Ho bey görüşmek için sizi bekliyor." Teşekkür etmek anlamında baş selamı vererek hemen gösterilen kapıya doğru gittim ve kapıyı çalıp 'gir' konutu ile içeri girdim.

Ferah ve büyük odanın içine girdiğimde içimde oluşan gerginliği bir miktar atarak bay Jeon'un masasına baktığımda yalnız olmadığını gördüm ve o an Jeon Jungkook ile göz göze geldik. Üzerine oturmuş takımı ve bakımlı görüntüsü ile çoğu kızın hayalini süsleyecek, bacak titretecek kadar yakışıklıydı...

Anlaşılan sadece ekonomi sayfalarını değil chaebol kızlarının da hayalini süsleyen adam ile tanışma fırsatına sahip olacaktım. Ne büyük şans(!)

Hemen kendimi toparlayarak kendimi tanıttım: "Merhaba efendim ben Hwang Eunbi, Hwang Elektirik'den geliyorum."
"Hoşgeldiniz Eunbi hanım buyrun fazla vakit kaybetmeyelim sunumunuzu yapın bir değerlendirme yapalım."

Bunun üstüne hemen sunumumu açıp yaptığımız planımızı onlara en iyi şekilde aktarmaya başladım. Holdingin yeni dikeceği rezidansların büyük ölçüde elektirik bağlantılarını üstlenmek istiyorduk ve şirketimiz özellikle son dönemin en güvenli orta büyüklükteki şirketleri arasındaydı. Geçen sefer yapılan bağlantılar yüzünden çıkan yangından dolayı bu işi çok önemsediklerini biliyordum. Bir prestijleri vardı ve onu kaybedemezlerdi. Sunum mükemmeldi ve istedğimi gibi yolunda gitmişti herşey.

"Evet benim sunumum bu kadar. Şimdi aklınıza takılan soruları cevaplamaya çalışayım."
"Açıkcası sunumunuz gerçekten etkileyiciydi. Neden yıldızınızın iş dünyasında parladığı belli oldu. Not aldığım tüm soruları sanki görmüş gibi cevapladınız. Benim soracak sorum kalmadı..." Evet büyük patronu etkilemiştim bu mükemmel bir haberdi.

"Benim aklıma takılanlar var... Şirketiniz son zamanlarda gerçekten başarılı işleri ile adından söz ettiriyor evet ama biliyorsunuz ki bu bize yetmez şirketiniz açısından büyük endişelerim var." Bir an afallamıştım çünkü adam sabahtan beri bir sürü şey anlatmıştım ne gibi bir endişesi vardı? Yine de yüzümdeki ifadeyi sabit tutarak cevap vermiştim.

"Buyrun Bay Jeon endişelerinizi gidermek benim görevim."
"Öncelikle, köklü şirketlere göre siz daha küçük bir şirketsiniz ve daha önce hiç bu kadar büyük bir projeye katılmamışsınız. Bu beni endişelendiren bir olay ve ayrıca yaptığım araştırmalara göre şirketinizde yakın zamanda yapılan alım ile çok fazla genç ve tecrübesiz mühendis varmış. Sizce de böyle bir projeyi sizin genç ve henüz istenilen tecrübeye ulaşmamış mühendisleri olan ve ilk defa bu işi yapacak orta ölçekli bir şirkete iş vermek ne kadar doğru?"

Shall We Dance (Sinkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin