3.Bölüm: Özgür Kuş

35 7 16
                                    

Eveet bu sefer daha erken bölüm attım. Bu arada yeni kapak yaptım beğendiniz mi😂 Bölüm hakkında hafif tedirginim ama yine de umarım beğenirsiniz✨

Ne kadar çalışkan olursanız olun, sabah kalkmanın bile çok büyük bir eziyet gibi geldiği günler vardır. Hani asla çıkmayayım yataktan beni buraya monte etsinler dediğiniz günler...

Normalde yorgun kalkmamak için erken yatan ve düzenli yaşayan ben bile işte tam olarak böyle bir sabaha uyanmış, hazırlanıp yeni çalışma yerime gelmiştim. Aslında tam yeni çalışma yedim de sayılmazdı sadece haftada 1 gün buraya gelecektim ve bugün de o gündü.

"Günaydın efendim" sesin geldiği yöne bakıp kaşlarımı çattım. "Sana da günaydın Eunha ama sen niye bana efendim diyorsun?" Eunha bizim denetimcilerimizden biriydi. O da benimle burada çalışmaya gelmişti ve normalde birbirimize adımızla hitap ederdik çünkü üniversiteneden beri arkadaştık.

Birden Eunha bana yaklaşıp fısıldamaya başladı. "Ne biliyim Eunbi, burası büyük bir şirket ve sana adınla hitap edersem seni küçük görürler gibi geldi." Söyledikleri ile yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Evet arkadaşımdı ama onun üst düzey bir çalışan olma sebebi ondan daha iyi ve düşünceli birini bulamayacak olmamızdı. "Eunha saçmalama lütfen eğer böyle düşüneceklerse bırak düşünsünler. Eğer insanların senin hakkında bir fikri oluşmuşsa bunu asla değiştiremezsin."

Söylediklerim de o da gülümsemeye başladı. "Ee nerede bizim çalışacağımız odamız veya masamız artık her neyse." Birden arkamda başka bir ses duydum ve döndüğümde aşırı yakışıklı ve iyi giyimli biri bana tebessüm ederek konuşmaya başladı. "Hoşgeldiniz Eunbi Hanım ben Kim Taehyung, Jungkook Bey'in kişisel asistanıyım. Buyrun size çalışma odanıza kadar eşlik edeyim." Bu kibar açıklaması ile gözüme girmişti. "Tabi lütfen"

Birlikte çalışma odama gelmiş ve oraya bazı eşyaları yerleştirmiştim. Şuan evrak ve dosyaları inceliyordum çünkü artık burada katılmam gereken toplantılar olacaktı ve ben hazırlıklı olmalıydım. Kapımın çalınması ile kafamı dosyalardan kaldırıp 'gel' komutunu verdim ve içeri giren Jungkook ile göz göze geldim.

"Bay Jeon hoşgeldiniz buyrun." Onunla oyun oynuyordum ve o da oyunuma katılmıştı. "Asıl siz buyrun Bayan Hwang. Öğle vakti geldi gelin birlikte yemek yiyelim." Söylediği ile gülmeye başladım. "Cidden Jungkook tam çapkın erkek hareketleri sergiliyorsun. Yemeğe gidelim falan." Söylediklerim ile saçlarını çapkınca(?) Geriye savurmuştu. "Ah güzellik bir international playboy kolay yetişmiyor." Ağzımı abartı bir şaşkınlıkla açtım. "A-aa Jungkook Bey siz şimdi birlikte toplantıya da gidelim dersiniz."

Söylediklerimle Jungkook elini dizine vurmuştu. "Ah kahretsin bütün taktiklerimi bilen bir kadın! Aman tanrı ne yapacağım!" Ağlıyormuş gibi bir elini iki göz pınarında tutuyordu. Evet bu adam bok gibi parası olan ve normalde buz gibi davranan Veliaht Bay Jeon'du.

Birden ayaklanıp sanki az önceki salakça davranan kişi ben değilmişim gibi yüzümü ifadesizleştirip yanına gitmiştim."Hadi yürü yemeğe gidelim açım." Böyle söylemem ile o da ciddi bir ifadeye büründü ve odadan ayrılıp asansöre yöneldik.

Birlikte dans ettiğimiz için aramızda ciddi bir samimiyet oluşmuştu ama insanlara karşı samimi değildik ve dışarıdan samimiyetimiz olduğu anlaşılsın istemiyorduk çünkü insanlar bu samimiyetin altında sebepler arıyacaktı ve bizim gizli ortaklığımız ortaya çıkardı. Bunun olmasını ikimiz de istemezdik.

O önde ben arkada yemekhane girmiştik. Açıkcası yavru köpek gibi onu takip ediyordum çünkü hiçbir yeri bilmiyordum. İkimiz de birbirimizle muhattap olmayarak yemek alma bölümüne gelmiştik fakat çok fazla gözün bizi izlediği hissi içimi kaplamıştı. Etrafa gizlice kısa bir bakış attığımda yemek dağıtan kişi bile şaşkınlığını gizlemeyerek bize bakıyordu. Tamam ikimizi yan yana görmek büyük dedikodu malzemesiydi ama herkesin bu kadar belli ederek bakması çok tuhaftı ve kimse şaşkınlığını gizlemek için uğraşmıyordu bile.

Shall We Dance (Sinkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin