Büyü

55 4 5
                                    

Yine her zaman ki gibi sınıfta benle dalga geçiyorlardı. Sınıfta en gıcık kaptığım kişide Mark. Artık benle dalga geçmesinden bıkmıştım. Okul çıkışı annemin yanına gittim. Artık bu olaylar canımı sıktığı için herşeyi anneme anlattım. Annemde bunun üzerine bana bir takım sorular sordu.
- ondan nefret ediyor musun?
-hemde çok onu öldüresim geliyor.
Dedim. Bunu üzerine annem bana hiç beklemediğim birşeyi itiraf etti.
- kızım ben büyü ile uğraşıyorum. İstersen yardım edebilirim.
Tabi ben bunu duyunca çok şaşırmıştım. Annem bunu tek çare olacağını söyledi. Ben bir yandan korkmuştum. Bir yandan da böyle birşeyin olabileceğine inanmıyordum. Annem sen daha küçük olduğun için senin yerine ben yapacağım büyüyü. Ama bu büyü yapılınca bidaha geri alınamıyor. Bu yüzden yapmamı istiyor musun?
-tabiki ne olursa olsun yapmanı istiyorum.
Çok kararlıydım. Çünkü ona çok gıcık kapıyorum. Annem büyünün bir gün içerisinde etki göstereceğini söyledi. Aslında yinede biraz inanmıyordum. Artık günün sonunda görecektim. Doğru mu yalan mı? Olduğunu. Ve yarın bunu görmek için hemen yattım. Sabah olduğunda hazırlanıp okula gittim. Olucak iş değil içeri girer girmez benle dalga geçtiler. Mark Kevin ve Robert. Tabi hepsine gıcıktım ama en çok da Mark'a. Sonra içimden:
- al işte büyü işe yaramadı ben biliyordum gerçek olmadığını zaten inanmıyodumda. Öğlen yemek molasında Mark'a garip şeyler oldu gözlerime inanamadım.
İlk hızlıca yere düştü. Nolduğunu anlayamadım. Sonra yerde titredi derilerini birkaçı yüzüldü. Çok korktum. Büyünün işe yarıcağına hiç inanmamıştım. Sonra acıdan bağırdı sanki onu başkası kontrol ediyormuş gibi hareket ediyordu. Bir yandan biraz üzülmüş bir yandan da bunları hakkettiği için seviniyordum. Saçları da dökülmeye başlamıştı. Gittikçe kötüleşiyordu. Ben onu görmezden gelip yemeğimi almaya gittim. Arkadaşım betty ile yemek yiyiyorduk. Betty bana sordu:
- Sarah mark'ın haline bak neler oluyor ona böyle.
- ben nerden bileyim betty. Dedim. O da:
- sadece sormuştum da neyse. Dedi.
Yemek molası bitti ve derse girdik. Hoca yerlerinizi değiştireceğim dedi. Tabi ben bettyle ayrılacağım için üzülmüştüm. Oda çok üzülmüştü.
Sonra hoca beni Mark'ın yanına oturttu. Ben sinirlendim.
- ya hocam ben mark ile oturmak istemiyorum! Hoca da:
- ben kimi seçersem onla oturacaksın Sarah. Dedi. Tabi ben bunun üzerine birşey diyemedim. Maleseff oturdum onunla. Yanına oturduğumda benle dalga geçmedi. Buna sevinmiştim. Büyü sayesinde artık benle dalga geçmiyordu. Teneffüs olduğunda ben tam betty'nin yanına gidecektim ki beni kolumdan tuttu. Ve şöyle dedi:
- Sarah sana birşey demem lazım.
- ne diyeceksin?
- şey Sarah ben senle dalga geçtiğim için çok özür dilerim çok pişmanım beni bu yaptıklarımdan ötürü affedebilecek misin? Dedi. Tabi ben ona sinirliydim. Ama bir yandan üzülüyordum acaba böyle bir büyüye kalkışmamıydım. Diye düşündüm. Sonra o tekrarladı.
- Sarah beni affedebilir misin?
- ben bunu düşünmem gerek.
- tabi sende haklısın sana çok kötü davrandım. Neyse arkadaşın seni çağırıyor. Dedi. Bende betty'nin yanına gittim. Betty:
- noldu ne konuştunuz öyle.
-önemli bişey değil. Dedim. Betty de sonra birşey demedi. Çıkış saati gelince evlerimize gittik. Ben biraz dalgındım. Hayla Mark'ı düşünüyordum. Acaba affetsem mi? Diye. Annem sonra bana sordu:
- noldu daldın gittin.
- yok bişey. Dedim. Sonra annemde tm o zaman ben gideyim dedi. Odamda yalnızdım. Mark'ı düşünmeye başladım. Acaba onu affetsem mi? Diye. Ve onu affetmeye karar verdim. Belliki o da bana yaptıklarından dolayı pişmandı. Yarın olduğunda onla karşılaştığımda daha kötü bir durumdaydı. Çok üzülmüştüm ve çok pişmandım Bu büyüyü yaptırdığıma. Ama annem ilk başta büyüyü yaptırırken bana demişti. Büyü geri çevrilmez diye. O anda ağlamamak için kendimi zor tuttum ve Mark'ın yanına oturdum. Mark bana sordu:
- şey Sarah beni affettin mi? Duygulanarak:
- evet affettim dedim. Oda sevinçten naptığını bilmeden bana sarıldı. Öyle kala kaldım. Çok utanmıştım. Utancımdan yanaklarım sıcacık olmuştu. Ama o bana delicesine sarılıyordu. Utancımdan yerin dibine girecektim. Sonra sarılmayı bıraktı ders başladığı için. Derste kalbim kıpır kıpırdı. İlk defa böyle bir durumla karşılaşmıştım. Çünkü ona aşık olmuştum. O sarılış çok güzel bir his.
Ama tam ona aşık olmuşken aklıma büyü geldi. Telaşlandım. Okul çıkışı koşarak eve gittim. Anneme olanları anlattım. Annem de şöyle dedi:
- kızım ben sana en başında söylemiştim bu büyünün geri dönüşü yok düzeltemem. Dedi. Tabi ben kendimi tutamadım hüngür hüngür ağlamaya başladım. Tüm günüm ağlamakla geçti. Yarın olduğunda Mark'ı gördüm bana el salladı. Sonra İngilizce dersine girdik. Mark'ı çok seviyordum. Ama çok kötü durumdaydı. Ona acıyordum. Keşke bu büyünün geri çevrilmesi için bir çare olsa. Eve gidince ilk işim daha iyi bir büyücü araştırmak olacak. Çünkü annem çok iyi bir büyücü olmadığı için bunu geri çevrilmesi bilmiyodur sanırım. Öğle molasında Mark ile beraber yemeklerinizi yedik ve mark bana itiraf etti:
- şey sarah
- efendim
-şey ben seni seviyorum. Dedi. Tabi ben utandım. Ama bende itiraf ettim onu sevdiğimi. Okul çıkışı birlikte evlerimize gittik. Ben eve girer girmez Mark daha kötüleşmeden en iyi büyücüğü bulmalıydım. Uzun araştırmalarım sonucunda bir büyücü bulmuştum. Ama yanına gidebilmem için çok paraya ihtiyacım vardı. Bende bunu harçlıklarımla nasıl biriktireceğimi düşünüyordum. Mark'ın hayatı için elimden geleni yapacaktım. 1 ay sonra artık paramı gerektiği kadar biriktirmiştim. Hemen yola çıktım büyücü ün yanına. Acil büyünün geri çevrilmesi gerekiyordu. Çünkü Mark'ın durumu ölüme doğru gidiyordu. Mark'a da ilk başta büyüyü ben yaptırdığım söyleyemiyordum. Çünkü bana kızar da benden ayrılırsa diye. Sonra büyücü nün yanına geldim. Parayı ona verdikten sonra direk olaya girdim. Olanları anlattım. Ve büyücü:
- anlıyorum. Ama bunun tek bir çözümü var ve buda senin için kötü olabilir.
- ne olursa olsun yapacağım.
- bu büyüyü Mark'a kim yaptıysa onun öldürülmesi gerek. Dedi. Ve ben şok olmuştum. Ben annemi nasıl öldürecektim. Büyücü nün cevabına yanıt verdim.
- hayır tabiki ben annemi nasıl öldüreceğim. Tek çare bu mu?!
- evet maalesef tek çare bu.
- a- ama ben bunu nasıl yapacağım. Dedim ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. Büyücü:
- evet eğer anneni öldürürsen mark yavaş yavaş eski haline dönecek ama eğer anneni öldürmessen mark maalesef ölücek.
- bu çok zor bir karar ya annem ya mark.
Delirmek üzeredeydim. Ben bunu anneme nasıl yapacaktım. Yada yapmayacaktım. Çok zor. Mark'ı çok seviyorum. Ama onu sevdiğim için anneme nasıl kıyardım. Galiba bunu yapmayacaktım. Sonra eve döndüm. Annem heyacanla bana sordu:
- kızım çok merak ettim. Neredeydin?
- şey anne arkadaşımla geziyorduk. Söylemediğim için özür dilerim.
- tamam benim canım kızım. bir dahakine haber ver tamam mı.
-tamam söz haber veririm. Dedim duygulanarak. Sonra koşarak odama gittim ve minderime oturdum. Sonra
gece olmuştu.Yatağımda kara kara düşünüyordum ne yapıcağımı. Çok zor bi karardı. Bir yandan beni büyüten gözünden sakınmayan annem vardı , diğer yanımda canımdan sevdiğim Mark. Bu düşüncelerle boğuşurken uyumuşum. Rüyamda o büyücü'yü gördüm ve ona dedim ki 'Nolur bana yardımcı ol'. O da bana 'Senin annen bi büyücü neden sende bu yetenekler olmasın' dedi. ve uzaklaştı. Onun peşinden gittim ama çok hızlıydı yetişemedim. Sayıklayarak uyanmışım. Sabah olunca ilk işim rüyamın amacını anlamaktı. Bana ne demek istemişti. Sonra aklıma harika bi fikir geldi.
Bana "Senin annen büyücü neden sende bu yetenek olmasın "demişti. Bende annemin izinden gidip büyü yapıcaktım. Annemin odasına gittim tüm çekmeceleri karıştırdım bir sürü iksir bulmuştum. Bunlar işimi görürdü. Bodruma indim oralarda belki iksir bulurum diye bakınırken bi defter buldum. Bu defterin üstünde 'büyüler' yazıyordu. Hemen açıp okumaya başladım. En son sayfaya geldiğimde o sayfanın kopmuş olduğunu gördüm.Süphelendim diğer sayfalarda yoksa kesin bu kopmuş sayfada yazıyodu iksir. Onu bulucaktım. Gece olmuştu. En sevdiğim kitabımı almış okuyordum ki bodrumdan bi sesler geldiğini duydum.Aşağıya indim bodrum katının kapısını yavaşça açtım. Aklıma kötü şeyler gelmeye başladı.Cesaretim giderek azaldı. Ve anneme söylemeye karar verdim. Odasına gittim ve fısıltılı bir sesle 'anne!' dedim. Cevap vermedi. Yorganı kaldırınca sadece yastıklar olduğunu gördüm. O an kalbimin durucağını hissettim. Elime yatağımın altında sakladığım beyzbol sopasını çıkarttım ve yavaş adımlarla bodrum katına indim. Nefesimi tutmuş yavaş adımlarla yürüyodum ki bi ışık süzmesi gördüm. Küçük bi kapıdan geliyordu bu ışık süzmesi. Küçük kapıyı ittirdim ve o kapıdan sürünerek geçtim. Bu kadar cesaretli olmam beni de şaşırtmıştı. Küçük tünelin sonunda bir sürü iksirlerin, kazanların, büyü kitapların olduğu bi odaya gelmiştim. Bizim evde yıllardır böyle bir yeri nasıl farketmemiştim. Duvarın yanında ipler vardı ve bu iplerin ucunda mandalla asılmış büyüler yazılıydı. Hepsine teker teker baktım. 'hastalıkları iyileştirme büyüsü, hasta etme büyüsü,........'.En sonuncu kağıda geldiğimde gözlerime inanamadım üzerinde 'büyü kaldırma' yazıyordu.Tam onu alıcakken birisi beni tuttu ve bir kenara itti. Kafamı sert bir yere çarptığımdan bayılmışım. Gözümü açtığımda yatağımdaydım.
Ve hiçbişey hatırlamıyordum. Annem'kahvaltı hazır'diye beni çağırdı aşağı indim. Annem çok sessizdi. Ben ise düşünüyordum. Tek hatırladığım bodrumdan gelen ses. Okula gitmek istemiyordum. Ama Mark'ı çok merak ediyordum. Okul çıkışı onu evime davet edip herşeyi anlatıcaktım çünkü tek başıma yapamazdım.
Okuldan çıkış vakti gelmişti. Hemen Mark'ı arayıp gelmesini söyledim. Şaşırdığını kekelemesinden anladım. Kabul etti. Birkaç dakika içerisinde geldi. Annem evde yoktu. Olmaması işime yaramıştı çünkü o varken rahat hareket edemezdik. Mark'ı koltuğa oturttum. Söyliceklerim onu sarsabilirdi. Her şeyi anlattım. Bana kızmasını beklerken bana sarıldı. Hiç beklemiyordum. Sonra bana dedi ki "Bana bunları yapman en doğal şey çünkü ben sana çok kötü davrandım. Doğruyu söylemek gerekirse büyü işi falan biraz garip hala şaşkınım ama merak etme beraber bu işi halledicez." Bu konuşma cesaretimi yeniden bulmama yardımcı oldu. Beraber bodrum katına indik. Her yeri aradık. Ben artık ümidimi kaybetmiştim ki Mark'ın "Buldum!" diye bağırışıyla hala bi ümidin olucağına inandım. Hemen Mark'ın yanına gittim. Bana bi kapı gösterdi. İçimden "bu kapı çok tanıdık" diye geçirdim. Hemen kapıyı itip küçük tünelden geçtik. Aksi gibi yanımıza hiç bişey almamıştık. İksirlerle dolu bi odaya açılmıştı bodrumdaki kapı. Yerde benim beyzbol sopam vardı. Yavaş yavaş her şey yerine oturuyordu. Ben buraya gelmiştim. Annemin o gece yatağında olmadığı, o büyü kağıtlarını ve benim kafamı vurumuşum. Hemen o büyü kağıtlarının olduğu duvara koştum. Teker teker kağıtları inceledim ve büyü bozma kağıdını buldum. Mark'a baktığımda yüzü bembeyazdı ve buz gibiydi. Çok korktum onu kaybedicem diye. Hemen onu ordan çıkarttım. Odamda zaten kazanlar ve iksirler vardı. Hemen onu yatağıma yatırdım. Ve büyüyü okumaya başladım. Büyüde yazan tüm iksirler elimdeydi tek gerekli şey büyüyü yapan ve büyü yapılan kişinin saç teli. Annemin ki kolaydı hemen tarağından bir tutan saç aldım ve kazana attım dumanlar çıktı. Filmlerde ki büyü sahnelerinden alışkınım. Tek sorun Mark'ın kafasında tek bi saç teli bile yoktu. Mark'a sordum "Mark saç telin lazım ama kafanda büyü yüzünden saç yok nasıl yapıcaz". Odada bir ileri bir geri yürüyüp duruyordum. Mark konuşmakta güçlük çekiyordu. Heceleyerek bana bişeyler söylüyordu. Hemen defterimi aldım ve söylediklerini yazdım " B-b-e-n" "Evet sen" dedim. "Ev-de saç-lar sak-la-dım" dedi. O an sevinçten havalara zıplayasım geldi. Ama vaktim yoktu. Hemen hırkamı giyip Mark'ın evine gittim. Saçlarını nereye sakladığını sormayı unutmuştum "Hay allah". Hemen Mark'ın annesi Mia hanıma sordum. Vaktim yoktu. O da bana sakladıkları yerden çıkartıp verdi. Teşekkür bile edemedim koşarak evden çıktım. Eve geldim hemen odama çıktım. Mark daha da kötü olmuştu konuşamıyordu. Hemen saçları iksire attım ve bir güzel karıştırdım. Bardağa koyup Mark'a içirdim. Keşke hemen iyileşse ama zamanla olucak. Mark biraz kendine gelince evine bıraktım.
3 Ay Sonra
Mark beni evime kadar bıraktı. Çok eğlenmiştik. Eve gidip o günü tekrar tekrar düşündüm. Sonra aklıma 3 ay önce yaşadıklarımız geldi. Ama mark artık daha iyi saçları eskisi gibi kumral ve yumuşacık onun saçlarına dokunmak çok güzel :) Onunla çok mutluyum. Anneme gelicek olursak onu deliler hastanesine kaldırdılar çünkü annem bi deliymiş. Bodrumdaki o küçük odayı o yapmış. Ve gittiğim büyücü annemmiş. Bunları öğrenince çok üzüldüm ama şu an çok mutluyum çünkü mark'la beraberim onu çok seviyorumm. Bizimki LANETLİ AŞK💜

Lanetli AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin