♧ the one where jaemin and renjun come

139 14 7
                                    

bölümü bekletebildiğim kadar beklettim çünkü bu yazdığım son bölüm:( 3. bölümü ne zaman yazarım hiç bilmiyorum

____________

jeno haechan'ın yerinde uyukaldığı gecenin sabahına kendi evindeki yatağında uyanmıştı.

gözlerini yavaşça açıp etrafa itimatsız bakışlar attı. dün gece yarısından sonrası neler oldu hatırlamıyordu. en son, sokak lambalarını sayarak sokaklarda yürüdüğünü daha sonra da birkaç sesi takip ederek ormanda bir kulübe bulduğunu hatırlıyordu. ha bir de kokular vardı ya. hoş kokular...

bunları düşünürken bir yandan da yatağından kalkmıştı ve lavabonun aynasından kendi yorgun suratına bakıyordu.
jeno ne zaman yorgun değildi ki? tamam, tüm hayatını böyle geçirmedi ama insanın katlanabileceğinden hayli uzun zamandır böyleydi.
eski jeno'yu özlemiyor değildi ama artık fazla düşünmüyordu, sadece yaşamaya çalışıyordu denilebilirdi.

...

hâlen tuvaletteyken dün olanları biraz daha hatırlamaya çalıştı. kulübede komik kostümlü bir genç vardı sanılır ki. sonra... gerisini anımsamıyordu.

aynadan kıyafetlerine baktı, hâlâ dünkü gibi boyunlu siyah ince bir kazak ve gri, yünden yapılmış,  jeno'yu içinde yok edecek kadar vâsi bir hırka giyiyordu. üzerini değiştirmesi gerektiğini düşündü ve yatak odasına doğru ilerledi.

ceketini odadaki beyaz sandalyenin üzerine bıraktığında ceketin lüzumsuzca büyük ceplerinden birinin içinde bir şey olduğunu fark etti. cepten bir kutu ve üzerine mürekkeple yazılmış bir kağıt çıkarttı. kağıtta "yardıma ihtiyacın olursa sadece çağır beni !!" yazıyordu. yazıyı henüz anlamlandıramadığı için kağıdı boş vermeyi tercih etti.

kutuyu eline alıp inceledi. ilaç kutusuna benziyordu ve üstünde "arkadaşlar" yazıyordu. içini açıp kapsüllere baktı. içinde küçük insancıklar vardı. tam olarak zevahirleri belli olmasa da hepsinin birbirinden farklı göründüklerini söyleyebilirdi jeno. kutunun içinde bulduğu, ilaç kutularında bulunanlar gibi olan kullanma talimatını inceledi; biraz sonra bu kapsüllerle ne yapması gerektiği hakkında bir şeyler bulabildi.

anlaşılan o ki bu kapsüldeki şeylere insancık deniliyormuş ve bunları suda altı saat bekletildiğinde gerçek insanlar oluşuyormuş. jeno'ya göre mantıken bunlar bir tür arkadaş yaratma kapsülüydü. tabii pek bir şey anlamamıştı ama yine de denemek istemişti. günden güne daha da yeknesak bir hâle gelen hayatında bir yenilik ona küçük de olsa sevinç vermişti. çok bir şey beklemiyordu oysaki. aslında hiçbir şey beklemiyordu; kapsüllerdeki insancıkların özelliklerini okurken, aralarında bir tür eleme yaparak kendine raftan bir kitap seçercesine arkadaş seçme uğraşındayken aslında sahiden hiçbir şey beklemiyordu.

sadece umuyordu. dün geceyi, donghyuck'a anlattıklarını hâlen hatırlamıyordu ancak dün anlattıkları, kafası dumanlıyken söylediği saçma sapan sözler değildi. jeno yalnız hissediyordu. gerçekten insanlara ihtiyacı vardı. şu an jeno'ya yine ne istediğini sorsanız herhâlde yine aynı cevabı verirdi jeno.

...

dikkatli bir şekilde insancıkların özelliklerini okumaya devam etti. 'friends' yazan kutuda ayrıca bu tür özellikleri okuyabileceği bir kağıt vardı. jeno, bu kağıttaki ufacık yazıları okumaya çalışırken çok şirin gözüküyordu. aslında gözlükleri vardı ama gözleri astigmat olduğu için gözlükleri sadece görüntüyü netleştirmeye yarıyordu o nedenle jeno gözlerini kısabildiği kadar kısıp kaşlarını çatarak yazıları okumaya çalışıyordu.

aslında sırayla okuduğu kağıtta aşağılarda çok etkileyici görünen bir yüz gözüne ilişince birkaç sıra atlayıp o kişiyi okumaya başladı.

what do you want? || norenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin