0.1

340 16 8
                                    

[Konuyu uzatmanın bir manası yok bence, şimdi direkt tam anlamı ile hikayeye başlamış bulunmaktayız. Sadece kitabın akışını bozmak istemiyorum]
[vote ve yorum bırakmayı unutma minik çöreğim •,<]

Bilgisayarın başında yarım kalan projemi tamamlamaya çalışıyordum. Eğer bu proje bitmez ve yetiştiremez isem kesinlikle yaz tatili göremeyecektim. Saçlarımı karıştırıp odamdan çıktım kendime sıcak bir kahve yaptıkdan sonra odama adımladım fakat çalan kapı yönümü değiştirmişdi.
Haneul:geldim!
Kapıyı açar açmaz yüzüme gülümseyerek bakan mark ile karşılaştım.
Mark:selam güzelim.
Haneul:selam.
Histerik bir gülüş atarak onları içeri aldım.
Jungkook,irene jackson ve yumin mark'ın arkasından ilerleyerek salona geçmişlerdi.
Mark:hazırlanman gerek bebeğim. Hep birlikde biraz eğleneceğiz.
Haneul:mark projem var biliyorsun.
Mark:çok önemli değil.
Haneul:senin için değil.
Yanaklarımı tutarak dudağıma ufak bir öpücük verdi.
Jungkook:bence gelsen iyi olur haneul çok eğleneceğiz.
Başımı olumsuzca sallamam ile hepsi isyankar sesler çıkartmaya başladı.
Haneul:peki susun geliyorum! Ama sadece 1 saat.
Mark:dalga falan geçiyorsun herhalde.
Jackson:açık değil mi dalga geçtiği haha!
Haneul:hayır hiç olmadığım kadar ciddiyim eğer bu proje bitmezse benimle hiç görüşemeyeceksiniz.
Yumin:abartıyorsun.
İrene:hadı hazırlan bekliyoruz!!
Umutsuzca omuzlarımı indirip yaptığım kahveyi mark'a uzattım. Odama girip pjamalarımdan kurtuldukdan sonra yanlarına ilerledim.
Haneul:nereye gidiyoruz?
Yumin:ıssız bir yere.
Jungkook:ıssız bir yere gitmiyoruz.
Haneul:hadi ama heyecanlanmışdım.
Mark:daha sonra ıssız bir yere gideriz baş başa.
Haneul:hmm öyle olsun.
Jungkook:yüzsüz şey.
Mark:birşey mi dedin kook?
Jungkook:hızlanalım diyorum.
Hızlıca arabalara doluşup ormanlık bir yere doğru sürmeye başladı.
...
Ormanın içinde minik bir bank vardı. Oraya yerleşmişdik bankın masasına arabanın içindeki yiyecek içecekleri bıraktıkdan sonra etrafı süzdüm. Şu an açık alandaydık ama içerisi farklıydı.
Haneul:mark biraz içeri gidebilir miyiz?
Mark:hayır tehlikeli.
Jungkook:bende merak ediyorum açıkcası.
Haneul:bak kook'da yanımda olucak.
Jungkook:bana güvene bilirsin dostum.
Kuşkucu bakışları jungkook'u buldum ardından gülümsemişdi.
Mark:sevgilime iyi bak.
Histerik bir gülüş atarak ilerledi. Bende arkasından.
Haneul:kook biraz yavaş yürü yetişemiyorum.
Jungkook:pekala.
Olduğu yerde durdu ve elini uzattı.
Jungkook:buralarda takıla bilirsin.
Güven verirce konuştuktan sonra uzattığı elini tutmuş ilerlemişdik. Uzun süre elimi bırakmadığında ben çektim ve karanlık ormanı süzdüm ağaçların arasından ışık hüzmeleri geçiyordu bu ormanı daha cazip kılarken temiz havayı içime çektim.
Jungkook:başımıza birşey gelmeden dönelim.
Haneul:kalabalıkdan uzakda dursak ne olur sanki?
Jungkook:ne?
Haneul:1 hafta sonra ilk kez başımı parlak ekrandan çekiyorum ve başım ağrıyor burada oturalım biraz.
Jungkook:pekala oturalım.
Bir taşın üzerine oturduğumuzda birbirine değen bacaklarımıza bakmaya başladık. Biraz uzaklaşmak adına yan tarafa kaydığımda taştan kaymışdım. Jungkook'un ani hareketleri ile belimden kavramış beni kendine bastırmışdı.
Haneul:ah şey teşekkürler.
Sadece gözlerime bakıyordu. Konuşmuyordu.
Haneul:jungkook bıraka bilirsin.
Jungkook:bırakmak istemiyorum.
Haneul:ne?
Histerik bir şekilde güldü.
Jungkook:hadi ama...rol yapmayı bırak. Seni sevdiğimi adın gibi biliyorsun.
Haneul:tamam bu kadar saçmalık yeter.
Elini ittirmiş ayaklanmışdım benle birlikde ayağa kalkmış önümde dikilmişdi.
Haneul:bunun yanlış olduğunu öğrenmelisin.
Yanından geçeceğim sırada bileğimden tutmuş beni durdurmuşdu.
Jungkook:mark seni yunmi ile aldatıyor.
Haneul:ne? Daha nasıl saçmalayacaksın kook?!
Jungkook:saçmalamıyorum. Gerçekler bunlar.
Haneul:sana inanmıyorum. Mark beni seviyor.
Jungkook:göreceğiz. Seni mi yoksa yunmi'yi mi seviyor.
Onu es geçerek ormandan çıkmışdım. Mark ve diğerleri konuşuyordu. Yanlarına ilerleyip mark'ın yanına oturdum.
Mark:neredeydiniz?
Haneul:yanlış patikadan ilerlemişiz.
Mark:iyisin değil mi?
Haneul:evet, iyim.
Gülümsemiş yanağıma ufak bir öpücük bırakmışdı.
♠️
1 saat geçmiş hava kararmışdı. Deli gibi içmiş eğlenmişdik. Mark'ın koluna sarılıp sızmışdım.
...
Gözlerimi büyük bir baş ağrısı ile açtığımda odamdaydım. Yatağımdan doğrulup banyo'ya ilerledim. Dün ne olduğu hakkında bir fikrim yok ama kötü hissediyordum. Sıcak bir duşun ardından bilgisayarımın başına oturmuş esnettiğim parmaklarımla projeye devam etmişdim.
Parmaklarıma kramp girmiş derecede ağrıyordu.
Haneul:tanrım az kaldı.
Telefonumu kontrol edip gelen bildirimlere baktım. Jungkook'dan 3 mesaj vardı.
Jungkook:haneul acil buluşmamız gerekiyor
Jungkook:bu sefer bana inanacaksın.
Jungkook:çok önemli.
Kesinlikle merak etmişdim. Aramalara girip jungkook ismine tıkladığıma çalmış anında açılmışdı.
Haneul:neredesin?
Jungkook:okulun altında ki kafede olacağım.
Haneul:orada buluşalım.
Göstereceği her ne ise mark ile ilgili olduğu belliydi. Hazırlanıp hemen çıkmışdım.
♠️
Kafe'ye girdiğimde oturduğu yerden kalkmış beni karşılamışdı.
Jungkook:gelmene sevindim.
Haneul:jungkook burada normal bir buluşma için gelmedik göstereceğin önemli şeyi görmek istiyorum.
Telefonunda birşeyler yaparak bana baktı.
Jungkook:sadece dün neden içki içtiğimizi düşün.
Telefonunu bana uzattığında ekrandaki video'yu başlattım. Mark'ın koluna sarıldıkdan sonra beni masaya doğru ittiriyordu. Yumin ise saçlarını karıştırdıkdan sonra dudağını sert bir biçimde öpmeye başlamışdı. Eli belini daha sonra kalçasını bulmuşdu.
Video kötü bitmişdi. Dolan gözlerimi serbest bırakarak telefonu jungkook'a geri uzattım.
Haneul:sen sarhoş değil miydin?
Jungkook:hayır. Bilerek içmedim çünkü o şerefsizin amacını bilen tek kişi bendim.
Başımı ellerim arasına alarak göz yaşlarımı sildim.
Haneul:sana inanmadığım için üzgünüm.
Jungkook:şu an bunun bir önemi yok. Artık gerçekleri biliyorsun. Ne yapacaksın?
Haneul:şimdilik bildiğimi bilmesin...kimler biliyor?
Jungkook ensesini kaşımış derin bir nefes vermişdi.
Haneul:harika birde tüm arkadaşlarım biliyor öyle mi?
Jungkook:belki irene'dan duysan inanırdın ama bende sonradan öğrendim.
Haneul:kook bu video'yu bana atar mısın?
Jungkook:tabii ne yapacaksın?
Haneul:göreceksin.
Masadan hızla kalkıp kafeden çıkmışdım.
Jungkook:haneul bekle!
Hızlı adımlar ile eve varmış kapıyı sertçe kapatmışdım.
Haneul:bunu sana ödeteceğim mark! Hemde çok kötü bir şekilde.
♠️
[yorum ve votelarınız benim için çok önemli lütfen küçük yıldızı renklendir]
Eveeeet ilk bölümde olay olaylar ama daga başlamadık.💜💜

Déloyal Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin