Spring Day / Bokuaka

151 19 21
                                    

Güzel bir bahar sabahı...Kış yavaş yavaş doğadan çekilmeye başlamıştı. Kuşlar,böcekler,aslında bütün doğa saklandıkları yerden çıkm ış ve bütün güzellikleriyle Akaashi'nin kalbine işliyorlardı. Akaashi asla bir şehir insanı olmamıştı. Sonunda bütün o yapaylıktan uzaklaşmak için bulduğu bu sahilde soğuğa rağmen yürüyüşe çıkmıştı. Soğuk yüzünden üşüyüşü,titreyişi umrunda değildi aslında. Kalbi ısınıyordu ya,yeterdi bu ona.

Kulaklığında çalan şarkılarla yürüyüşüne devam etti. Bulutlar,güneş,yeni yeni açmaya başlayan çiçekler...İnsanın doğayı öldürdüğü gerçeği canını acıtıyordu. Oysa bu güzelliğe kimsenin kıyamaması lazımdı. Akıl almayacak mükemmellik..evet,bu gördüklerini açıklamak için en iyi tanım olabilirdi. Ruhunu tamamen buraya teslim edebilirdi. Belki de kalbini bile..

Aslında şu kötü dünyada sevdiği şeyler minicik ayrıntılardı,bunun daha geçen farkına varmıştı..Onunlayken.

Gözlerinin parlayışını ne kadar çok sevdiğini hatırlayıp gülümsedi. Zaten dünyadaki güzellikleri görmeyi de ondan öğrenmişti Akaashi.

Bir anda müzik kesilip telefon titremeye başlayınca telefonunu cebinden çıkarıp kimin aradığına baktı. İyi insan anıldığında bir şekilde size ulaşır sözü gerçekleşiyor olmalıydı.

"Efendim,Bokuto-san?"

"Akaashi! Şey,neredesin şuan?"

Duyduğu neşeli sesle güldü. İşte bu ona hayat veren şeylerden sadece bir tanesiydi.

"Sahildeyim Bokuto-san. Sen ne yapıyorsun?"

"Ben mi? Hiç aslında...Çok sıkılıyorum. Yanına gelsem olur mu?"

"Olur tabii ki. Fakat sıkı giyin burası biraz esiyor."

"Tamamdır! Beni bekle ama bensiz ileriye yürüme. Yoksa seni bulamam"

Kıkırdayıp tamam dedikten sonra aramayı kapattı. Bir anda gelmek istemesine şaşırmıştı aslında çünkü Bokuto soğuğu pek sevmezdi. Kış boyunca bile sadece kayakla kaymak gibi eğlenceli aktiviteler için dışarıya çıkmıştı. Eh,evde de durabildiği yoktu aslında. Annesi artık onun çok hareketli hallerinden bıktığı zamanlarda Bokuto kendini kurtarmak için Akaashi'lere gidiyordu. Fena da olmuyordu ikisi için. Bokuto ne kadar yorucu bir kişiliğe sahip olsa da ikisi değişik bir şekilde birbirlerini en iyi anlayan kişilerdi. Ruh eşi gibilerdi de denebilirdi.

Akaashi düşüncelerine dalmışken yürüyüş yolunun başına geldiğini farketti. Etrafına bakındı. Dik,siyah-beyaz saçlı enerjik oğlandan bir iz bulamayınca beklemeye başladı. Bu arada da playlistinden sevdiği bir şarkıyı açtı.

Clario-Sofia

Biraz daha bekleyip müziğin tadını çıkardıktan sonra tanıdık bir bağırışla önüne döndü.

"AKAASHİ!"

Gözleri ellerini sallayarak ona doğru koşan oğlanı bulunca yüzüne bir tebessüm yerleşti. Artık iki en sevdiği şey yan yanaydı.

"Hadi yürüyüşüne devam edelim"

Başını sallayarak arkasını döndü ve kendinden biraz daha büyük olan bedenin yanında yürümeye başladı. Artık manzarasına bir güzellik daha da katılmıştı ve Akaashi,şuana kadar yaşadığı bütün günlerin en güzeli olduğunu düşündü.

"Ne dinliyorsun?"

Kendine yöneltilen soruyla bir kulağından kulaklığını çıkarıp Bokuto'nun kulağına taktı. Bokuto bu hareketle şaşırdıysa da kulağına dolan melodiyle kendini sakinliğe bıraktı. Aslına bakarsanız Bokuto'nun düşünceleri de Akaashi'den farklı değildi. Yanındayken huzur bulduğu bu oğlanla yürümek gerçekten zevk vericiydi. Evet,Bokuto gibi hareketli birinden bunu beklemezdiniz belki ama bu kadar güzel şey arasında insanın zevk almaması mümkün değildi.

Biraz daha yürüdükten sonra pembe çiçekler açmış bir ağacın yanına vardılar. Akaashi hayranlıkla ağaca bakıyordu. Bokuto ise Akaashi'nin bu bakışlarına gülüp ağacın altındaki bankları işaret etti.

"Biraz dinlenelim mi? Hem ağacı daha yakından incelemiş olursun"

Yine başını sallayarak cevap verdi ve ikisi de banka oturdular.

Etrafı izlediler birkaç dakika boyunca. İlkbahar gerçekten de iyi gelmişti ikisine de.

"Akaashi?"

Başını denizden yanında oturan oğlana çevirdi Akaashi.

"Efendim Bokuto-san?"

Bokuto ona bakan gözlerden altın sarısı gözlerini kaçırdı hızla. Söyleyeceklerini evden çıktığı zamandan bu yana düşünüp hazırlamıştı ama orada bulduğu cesareti burada bulmakta zorlanıyordu şimdi.

Akaashi ise onun gerginliğini farkederek sözünü söylemesini bekledi. Aklından ise ne söyleyebileceğini tahmin etmeye çalışıyordu.

Bu sessizlik fazla uzamadan Bokuto söze girmeye karar vermiş olacak ki derin bir nefes alıp tekrardan gözlerini karşısındakinin gözlerine sabitledi.

"Akaashi,sen benim en iyi arkadaşımsın"

"Teşekkür ederim Bokuto-san,sen de benim."

Yine derin bir nefes verip devam etti Bokuto.

"Ama ben artık bu arkadaşlığı sürdürmek istemiyorum"

Akaashi'nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Duyduğu şeylere inanamamıştı.

"B-bokuto-san-"

"Akaashi ben senden hoşlanıyorum!"

Duyduklarıyla şaşkınlığı daha da arttı. Zaman durmuştu sanki. Uçan kuşlar havada asılı kalmış,yürüyen insanlar yerlerinde durmuş,çalan şarkı bir anda kesilmişti.

"Yani..en son Hinata ve Sugawara'ya sorduğumda öyle demişlerdi. Gerçekten özür dilerim eğer bu arkadaşlığımızı bozacaksa seni sevmem,yani hoşlanmam. Çünkü seni kaybetmek istemiyorum. Sen beni en iyi anlayan kişisin ve yani...ilacım gibisin."

Ağlayacak gibi duran kusursuz yüzü inceledi Akaashi. Bunca zamandır böyle hisleri vardı ona demek ki.

"Sanırım gitmeliyim..Görüşürüz Akaashi-"

Sözünü kesen şey dudaklarına kapanan dudaklar olmuştu. Akaashi kendinde konuşacak gücü bulamadığından tek verebileceği cevabı vermişti.

Yavaşça geri çekildi ve gülümsedi.

"Ben de senden çok hoşlanıyorum Bokuto-san"

........

We fell in love in October

That's why I love fall

Looking at the stars

Admiring from a far

2. Göz kanatan bölüme merhaba deyin :1

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 21, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Haikyuu oneshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin