Bir zamanlar dünyada hiç görülmemiş güzelliklerin bulunduğu bir ülke varmış .Bu ülkenin birde kıralı varmış .Güçlü alımlı herkesin hayranlıkla baktığı iyi kral ...Gel gör ki herkesin gözündeki o iyi kral aslında bir canavarmış ve bunu bilen tek kişide karısı olan herkesin hayranlıkla baktığı su perisiymiş .Su perisi o kadar güzel bir periymiş ki her gören hayran kalırmış .Masmavi gözleri özgürlük için parlarmış .Birde güzeller güzeli bir kızı vermış perinin .Gözleri koyuyken bakışları annesininki gibi özgürlük kokarmış .Ama bu güzel kızın babası da canavarmış .Saray dedikleri zindana kapattığı su perisi binlerce kez kaçmak istesede kral buna izin vermemiş .O da evladını bu zindandan kurtarmak isteyip bir plan yapmış .Kızını en güvendiği dadısına bırakıp zindanına dönmüş .Bir kibritle zindanını canavarını ve kendini yakmış ...Sevgide o gün ortaya çıkmış .Sevgi o günden sonra sevdiğin için kendi en büyük korkunla yanmak olmuş.
Üvey annemin anlattığı bu hikayenin gerçek olduğunu hatta benim gerçeğim olduğunu bilemezdim...Annemin Dünyanın en güçlü kadınlarından olduğunu bilemezdim ...Yağmura duyduğum sevginin denize olan hasretim olduğunu bilemezdim ...Ayakta durmak için düşmem gerektiğini bilemezdim ...Özgür olmak için doğduğumu bilemezdim ...Gerçek olduğumu...Bir gerçeğimin olduğunu bilemezdim...Ama artık biliyorum. Sende bilmek ister misin ?
