uçaktan indiğimde koridora girmeden serhat'ı beklemeye başladım.arka kapıya yakın olan o olduğu için muhtemelen yetişememişti.
tanımadığım bir çocuğu evime davet ettiğimin yeni yeni farkına varıyordum ama kafamız uyuşmuyorsa bile birkaç güne dönecekti zaten.pek bir kaybım olmazdı,hatta belki işime yarardı evimde benden başka bir hareket olması.
serhat görüş alanıma girdiğinde hafifçe kolumu kaldırıp görmesini sağladım.'görülmeyecek gibi değilsin,havaalanında böyle giyinen başka biri daha yok.'dediğine gülümsedim.'ben olmak zor.'valizimi alacağımız yere kadar birlikte yürüdük.ben valizimi alacağım yere yürürken o da yanımda kalmayı tercih etti.oturmaktan yorulduğunu söylemişti.
sessiz bir bekleyiş sonrası valizimi almış,çıkışa yürüyorduk.'neyle gideceğiz eve?'
'arabamı arkadaşa bıraktım ama işi çıkmış,uçağa binmeden haber vermişti gelemiyorum diye,taksiyle gideriz.'
kapıdan çıktığımız gibi karşı yola park etmiş taksicileri gördük.rastgele bir tanesine doğru yürümeye başladım.misafirim de yanımdan yürüyordu.valizimi bagaja yerleştirdim.ikimizden biri öne binse biraz garip bir durum olacağı için ben de serhat gibi arkaya oturdum.aramızdaki tek boşluk orta koltuktu.onda da serhat'ın sırt çantası vardı.yolu tarif ettikten sonra gözlerimi kapatmaya hazırlandım.
soluma döndüğümde serhat'ın durgunlaştığını fark ettim.seneler sonra izmir havası çarpmış olmalıydı,izmir çarpardı.sırt çantasının üzerinden kolumu kaldırıp omzunu sıktım.sıkıntı yok dercesine kaş göz yapsa da burası ağır geliyordu genç oğlana.cenazeye geldiği düşüncesi beyninde yeni çözümleniyordu.yazar, kolunu geri çekip ellerini kucağına yerleştirdi.yol tuttuğu için hemen gözlerini kapattı.gözleri hala kapalıyken serhat'ı dürttü.'güzelbahçe tabelasını görünce beni uyandırır mısın.'serhat'tan onayladığına dair sesler gelince kendini uykunun kollarına bıraktı.
boynunda hissettiği parmaklarla uyandı.dediği gibi yaklaştıklarında dürtüklemişti serhat.genç çocuğun soğuk elleriyle ürperdi.
yazarın tarifiyle nihayet eve vardıklarında serhat,ödemek için cüzdanını çıkarırken barbaros uzattığı elini geri çekip kendi ödedi.'misafirime para ödetmem.'
genç çocuk her ne kadar ısrar etmek istese de sessiz kaldı.şehre yüksekte kalan bir villanın önünde duruyorlarken kim ödeyecek kavgası yapmayı manasız buldu.barbaros valizini alırken kapının önünde bekledi.ondan önce girmeye çekindi.
nihayet barbaros bahçe kapısını açtığında geniş bahçesini gözler önüne serdi.serhat'ın ilk aradığı şey bir köpek kulübesiydi ama göremedi.evet genişti ama boştu,biraz ruhsuz hissetti oğlan.yazarsa alışkındı.kendisine anca bakıyordu,hatta serhat'ın köpek var mı diye bakındığı bahçesine yeterli ilgiyi veremediği için birkaç ayda bir ekip çağırıyordu.
bahçeyi geçtiklerinde giriş kapısını açtı vakit kaybetmeden,hava çok soğuktu.aynı şekilde eve girdiklerinde de ikisinin de yüzüne soğuk hava çarptı.barbaros, serhat'ın girmesine müsaade edip hemen kaloriferleri yakmaya gitti.hasta olmaya niyeti olmadığı gibi misafirini hasta etmeye de niyeti yoktu.valizini almak için kapının oraya döndüğünde gencin hala orada dikildiğini gördü.
'geçsene içeri,napıyorsun burada'genç oğlan sırt çantasını yere bırakıp konuştu.'bilemedim.'omuzlarını silkti.
'tamam gel şimdi donarsın kapının eşiğinde.'önden yazar,arkasından da öbür oğlan salona girdi.içeriye koyu renkler hakimdi.şık olsa da rahatlığın ön planda olduğu koltuklara sahipti.serhat bunların keyiften olduğunu düşünse de barbaros'un odasına garezi olduğu içindi.uykusu geldiğinde burada sızıyordu.
ikisi de koltuklara oturduğunda içeriye sessizlik hakim olacak sanmışlardı ama oğlanın midesi ikisini bu zor durumdan kurtarmak istercesine guruldamaya başladı.serhat kızarmaya başlarken barbaros karşısındaki görüntüyle gülümsedi.evine şimdiden hayat gelmişti.kendisi önden serhat arkasından mutfağa gittiler.her ne kadar barbaros günlük hayatında doğru düzgün bir şey yemese de markete gitmeden serhat için bir şeyler aradı.gerçekten hiçbir şey yoktu.birkaç kuruyemiş çıkarıp kaseye koydu.'yemekle çok uğraşamıyorum,bir şey bulamadım,sen şunlardan atıştır şimdilik, kağıt kalem alıp geliyorum.'
yazar,serhat'ı mutfakta yalnız bırakıp içeri gittiğinde serhat sessizce önündeki cevizleri yiyip içindeki bademleri ayıklamakla meşguldü.sinir oluyordu bademlere.tam tatlılarını yerken bir anda tuzlusuna denk gelmekten nefret ettiği için yemiyordu artık.
barbaros,konuşarak içeri girdi.'özellikle yazmamı istediğin bir şey var mı,liste yapıyorum.'
serhat başta çekinse de sonra karşısındaki adamın hiçbir şey yemediğini düşünerek birkaç şey sıraladı.barbaros merakla dinliyordu.'alalım da,ne yapacaksın bunları.' genç oğlan omuz silkti.'yemekler benden olsun dedim,onun malzemeleri.'
yazar şaşırdı ve teşekkür etti.gencin önündeki kaseyi gösterdi.'yemen bitince markete gidebiliriz.'serhat ayağa kalktı.'bitti zaten,badem sevmiyorum.'barbaros da onunla birlikte ayaklandı.'tamam o zaman,arka taraftan çıkacağız,garaj orada.ayakkabılarını al gel.'serhat pek anlamasa da renk vermedi.arabası arkadaşında sanıyordu.ayakkabılarını alıp barbaros'un yanına gitti.oysa çoktan bir arabanın sürücü koltuğuna oturmuş,kendisini bekliyordu.'başka araban da mı vardı.'
yazar,içeriden kapıyı oğlan için açıp konuştu.'evet,seviyorum.atla.'oğlan denileni yaptı.ilk birkaç dakika şarkı açmadığından emin olduktan sonra konuştu serhat.'dinlemek için bir şeyler açsam dikkatin dağılır mı.'barbaros gözlerini yoldan ayırmadan konuştu.'problem değil, cihazı aç,spotify'ına bağlanır o.'
serhat yolculuk adlı listesini açıp hissettiği bir şarkıyı oynattı.içeride duyulan müzik,barbaros'un da içini burktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anonim |barbaros x serhat|
Non-FictionKimliği belirsiz yazar,havaalanında bir okuyucusuyla karşılaşır.