Gecenin bir vakti ay yüzünü yıldızlara döndüğünde Ginevra Weasley bir kez olsun dalamadığı uykuya karşı özlem dolu bir iç çekiş koyverdi. Bal rengi gözleri bir kaç kez açılıp kapandı ve yatağının kırmızı perdeleri arasında gezinerek onu kısa bir tavan turuna çıkardı. Eylül ayının ilk günleri hala yeni döneme ve yeni Hogwarts'a alışık olamamanın yarattığı bu gerilim çil süslü güzel yüzüne sis pudrası kondurmuş ve gerçek duygularını bu pejmürde bulutun arkasına saklamıştı. Savaşın vahşet dolu etkisi hala kalplerde yara, gözlerde acı, dillerde mühürken şimdi Hogwarts'da yeni bir döneme başlamak gerçek olamayacak kadar uzak, son yılın vermesi gereken stresi doğuramayacak kadar boştu. Gelecekleri ellerinden kayıp gitmiş onlarca öğrencinin kanları üstüne yeniden inşa edilmiş bu okulda hiçbir geceyi doğru dürüst bir uykuyla geçirememesinin en büyük kamçısı ailesindeki her üyenin yutkunmakta güçlük çektiği bir eksikti. Fred Weasley için her gece yaktığı mum şimdiden yarıya inmiş, abisinin kokusunu anımsatan lavantalı mumdan geriye yalnızca iki tane kalmıştı. Bunu düşündüğü an sanki mumdan arta kalan son duman yükselip kokusu burnuna çalınmış, belki de inanmak istediği gibi Fred ve George yanına gelerek her zamanki rutinleriyle saçlarını okşarken biri bir yanağına diğeri bir yanağından iyi geceler öpücüğü bırakmıştı. Böyle düşünmek dahi tebessüm ettiği dudaklarına acı bir bal sürüp yeni bir iç çekişle oda arkadaşlarının soluklarından ibaret yankılanan odaya farklı bir ses katmıştı. Sonunda ellerini yatağa bastırarak doğrulduğu zaman bakışları kısaca odada gezinmiş ve son yılını tamamlamak üzere dönen Hermione'de takılı kalmıştı. Kızın bir yıllık kaybı yüzünden şimdi aynı dönemde olmalarından dolayı aynı odayı paylaşıyorlardı. McGonagall bu sene bina başkanı gibi işlere özellikle hiçbirini bulaştırmamış, pek çok anlamda da tolerans göstererek her zamanki disiplininden ilginç bir şekilde ödün dahi vermişti. Ginny uykusuz gecelerin sabahında ne zaman biçim değiştirme dersine gecikse hiçbir şey söylememiş, sadece kısa bir bakış atarak dersine devam ederken Ginny bulduğu ilk boş sıraya çökmüştü. Yine de şansını fazla zorlamaması gerektiğini bildiğinden bu uykusuzluğa bir çare bulması gerektiğine ve Profesörün sınırının elbet bir gün yeniden çizileceğine en az adı kadar emindi. Doğrulduğu yataktan bacaklarını aşağı sarkıtıp terliklerini giyerken kızıl saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ve ses çıkarmamak için parmak uçlarında adımlayarak kapıya doğru ilerledi. Kızların her biri belki de rüyalarının en tatlı anındayken Ginny özellikle Hermione'yi düşünerek dikkat ediyor, onunda bazı geceler ağlamalarının arasında uykuya daldığına şahit olmanın getirdiği soğuk kanlılığı taşıyordu. Sonunda odalarından çıkıp kapıyı ufak bir klik sesiyle kapattıktan sonra adımlarını hızlı hızlı merdivenlere yöneltti ve hışımla indiği ortak salonun geçitinden kendini, Hogwarts'ın artık avucunun içi gibi bildiği, tamamına yüzde yüz hakim olamasa dahi pek çok sırlar odasına sızdığı taş duvarları arasında kayboldu. Tabloların birçoğu uyumuş olsa dahi bazı tablolar bir araya gelmiş, fısır fısır konuşuyorken Snape'in tablosunun da uyumadığını görünce son dakika o tablonun önünden geçmemek için yolunu değiştirdi ve koridorun diğer çıkışından ilerlemeye devam etti. Aklında var olan hastanekanadına gitmek ve kendi için birkaç uyku iksiri çalarak odasına geri dönmekti. Saptığı bu koridor yıkılıp yeniden inşa edilmesine rağmen bin bir gizi içinde barındırmaya devam eden Hogwarts'ın bir tokat gibi yüzüne vurduğu şahit olunası bir an olarak bugünün tarihine yazılmış ve diğer günlere ibret olacak bir imza katarak onun akılının kayıtlarına geçmişti. Attığı her adımda kulağına yükselen bir hayvanın inilti sesini işittiğinde kaşları çatıldı ve ellerini yumruk haline getirip adım seslerini umursamadan koşar bir maratona aldığı bacaklarını son an da gördüğü şeyle durdurdu. Draco Malfoy her cuma değişen merdivenlerden birinin en altına oturmuş sessizce ağlarken birinin geldiğini duyduğu an dikleşmiş ve göz yaşlarını bir hamlede silip ayağa kalkarak adımlarını merdivenlerden yukarıya çıkarmaya başlamıştı. Ginny duyduğu yaralı hayvan sesinin Draco Malfoy olduğunu gördüğü an ise ifadesiz bir yüzle çocuğa bakmış ve her adımda ondan uzaklaşan sarı kafasını izlerken parmaklarını boynuna sarıp onu duvara yapıştırarak kafasını defalarca duvarlara vurmayı düşlemişti. Malfoy tamamen gözden kaybolduğunda Ginny hala orada sıktığı yumruklarıyla dikilmeye devam etmiş, içinde yaralı bir hayvana karşı doğan merhametin, Malfoy'a karşı tuzla buz olarak eridiği yerden küle bürünüp alev alev yükselerek masumiyetliğe dair her şeyi yakmasına izin vermişti. Kin ve öfke yangından arta kalan enkazın üzerinde yürümüş ve Ginny Weasley'i saçlarıyla aynı renk bir yüzle binasına uğurlamıştı. Ginny ne zaman şifreyi söyleyip ortak salona girdiğini, ne zaman merdivenlerden hışımla çıkarak odasına daldığını bilmeden kendini yatağına uzanmış yeniden perdelere bakarken bulduğunda az önce yaşanılanların bir rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu ayırt edemeyecek kadar zayıf bir ruhla uykuya dalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afterglow
Fanfiction"Ama sevgi güç verir, zamansa imkan. Büyük engellerde bulur, büyük hazzı insan." William Shakespeare