14

1.7K 126 233
                                    

Oh Sehun

Okul nihayet bittiğinde, hızlı bir şekilde çantamı toparladım. Diğerleri de benim gibi hazırlandığında sınıftaki kişilerin çıkmasını bekledik. Luhan da yavaşça hazırlanıp adımlarını sınıf kapısına çevirdi. Eskiden hep beraber çıktığımızdan, sanki bizi bekliyormuş gibi dönüp bize baktı. Ardından bir şey demeden gitti.

Başımı o taraftan çekip cama çevirdim ve dışarıyı izlemeye başladım. Birden yanıma doğru koşan Jongin'i görünce gülümsedim. Herkes çantasını takmış, sınıftan çıkıyordu. Ben de sıradan çıktığımda Jongin kollarını boynuma dolayıp sıkıca sarıldı bana. Kıkırdamaya başladı. "Boğacağım seni. Ama sevgimle."

Kollarımı beline sarıp ayaklarını biraz yerden kestim. Yanağına kocaman bir öpücük kondurup derin bir nefes verdim. "Ohh... Jongin'im benim."

"Sehun'um... Özür dilerim."

Kolumu omzuna atıp yürümeye başladım. Bu sırada Yixing koridordan bağırıyordu. "Artık gelecek misiniz Sehun ve Jongin çomarları? Sevgilimi bekletmek istemiyorum."

Hepimiz buna karşılık gülerken Jongin'le biraz hızlanıp onlara yetiştik. Bahçeden de çıkıp caddeye geçtiğimizde havalı bir jeeple bizi bekleyen Junmyeon'u görmüştük. O da bizi görünce gülümsemiş, Yixing'e sarılmıştı.  Yanaklarından sonra dudaklarına küçük bir buse kondurmuştu. Chanyeol ve Kyungsoo ile tokalaşıp sarılmış, Jongin'in kısa saçlarını okşayıp alnından öpmüş, benim de omzumu patpatlayıp sarılmıştı.

Samimi biriydi, kafa dengiydi, her şeyden önce bizden büyük olduğunu gerçekten hissettiriyor ve olgun davranıyordu. Açıkçası başımızda böyle yakışıklı ve zengin bir abi olması, egoma ego katmıyor değildi.

Yixing gülerek onu yanına çekti ve koluna yapıştı. "Eh, ayıp olmasın diye size de sarılıyor. Hani siz sapsınız ya..."

Chanyeol onun ensesine vurdu. "Barışmadan önce bana yavşıyordun, boş yapma."

Hepimiz güldükten sonra Junmyeon "Gidelim." deyip şoför koltuğuna geçti, Yixing yanındaki koltuğa oturmuştu. Arabanın arkasına baktım. Üç koltuk vardı fakat genişti.

Chanyeol, Kyungsoo ve Jongin'e döndüm. "Beyler, burası üç kişilik. Kucağıma oturmak isteyen var mı?"

Ben gülerken Chanyeol ve Kyungsoo öldürücü bakışlar atıp arabaya binmişti. Jongin'e çapkın bakışlarımı yollarken güldü ve ön kapıyı açtı. "Teşekkürler Sehun, Yixing'in yanına sıkışmayı tercih ederim."

Hep birlikte kahkaha atarken Junmyeon arabayı evine doğru sürmeye başlamıştı. Yaklaşık otuz dakika sonra, lüks bir sitenin önünde durmuştuk. Junmyeon'u takip ederek evine girdiğimizde salonu göstermiş ve oturmamızı söylemişti.

"Sağ ol kanka biz ayakta kalacaktık zaten." diyen Chanyeol'e vurdum.

"Boşu kes kepçük."

Çantalarımızı bir kenara koyup koltuğa dizildik. Junmyeon ve Yixing mutfağa gidip birkaç dakika sonra koca tepsilerle döndüler. Hepimiz için bardak ve içki, yiyecek bir sürü abur cubur getirdiler. Tepsileri yere koyup içkileri dizdiler.

"Halka şeklinde oturun, kurban oynayacağız." diyen Junmyeon'a karşı Jongin konuştu ilk önce.

"Kurban mı? O ne?"

Herkes tepsilerin etrafına oturunca Yixing anlatmaya başladı. "Hmm, çok da bilmediğimiz bir şey değil. Kendinize bir kurban seçiyorsunuz. Ona bir şeyler yaptırıyor veya sizin yaptığınız şeye karşı koymamasını söylüyorsunuz. Eğer istediğinizi yapmaz veya size karşı koyarsa bir bardak içki içmek zorunda."

Harem of SehunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin