(Jungkook⬇️)
Uyandığımda çok fazla gürültü işitmiştim. Kafamı yerden kaldırdığımda anlık nerede olduğumu anlamamış salak salak etrafa bakınmıştım.
Ben bir caddedeydim?
İlk başta adamın oyunlarından biri olduğunu düşünmüştüm ama ayağa kalktığımda yoldan geçen biri bana çarpmıştı. Hatta pardon bile demişti. Ne yani bayılıp saçmasapan bir rüya mı görmüştüm?
Kafam fazlasıyla karışıktı. İstemsizce adım atmaya başlamıştım. Sadece yürüyordum. Yayaya kırmızı ışık yandığında durmuş yeşil ışıkta geçmiştim. Her şey normal gidiyordu.
Birden bire kendimi yolun ortasında buldum. 5 şeritli kocaman bir caddenin ortasında. Arabalar hızla geçiyorken çarpılmamak için etrafa koşuşturmaya başlamıştım. Gittikçe araba sayısı ve hızı artıyor kaldırım gelmek bilmiyordu.
Siyah bir jeep. Tam karşımda süratle geliyor ama yerimden bile kıpırdayamıyordum. B-ben çarpılıcaktım. Her saliseyi 10 saniye gibi yaşıyor hissediyordum. İliklerime kadar o korkuyu tatmış, arabanın altında kalmıştım.
(Taehyung⬇️)
Daha gözlerimi bile açmadan kulağıma gelen kuş cıvıltılarıyla dudaklarıma gülümseme yerleştirmiştim. Neredeydim ben?
Yemyeşil bitkilerin arasında uyanmıştım. Animasyon filmlerini andıran bitkiler boyumu geçiyordu. Her neredeysem çok mutluydum. Kuşlar cıvıl cıvıl ötürüyor, tavşanlar zıplıyor, yavru ceylanlar önümden geçiyordu.
O herifin oyunlarından biri olduğunu biliyordum. Ama nasıl yapıyorsa rüya gibi değil fazla gerçekçiydi.
Yürüdüğüm patika yolda önüme asma bir köprü çıkmıştı. Aşağıda ne olduğunu bakmak istercesine yaklaştığımda başım dönmüş geriye kaçmıştım. Benim yükseklik korkum vardı.
Geriye doğru adım attığımda sırtımı sert bir şeye çarpmıştım. Korkudan titreyerek yavaşça geri döndüğümde çevremin ağaçlarla kaplı olduğunu fark etmiştim. Aralarındaki boşluk kesinlikle benim geçebileceğim yerler değildi. Oradan çıkabilmek için etrafa bakınırken köprünün ucundaki Jungkook'u gördüm.
Kafasını yan yatırıp kocaman gülümseyip el sallamıştı. Ahh benim güzel sevgilim. Adım attığım köprüden korkuyla çekilmiştim. Bir simülasyonun içinde olduğumu biliyordum. Buradan geçmeden ya da düşmeden bitmeyeceğinide biliyordum.
Çok korkuyordum ama bu piç herifin oyunundan mı dünyasından mı ne çıkmalıydım. En iyisi koşturmaktı. Böylece her şey hızlıca gerçekleşirdi.
"Hadi aşkım. Seni bekliyorum. :)"
Çakma kook seni. Yer mi Daegu çocuğu. Derin bir nefes aldıktan sonra koşar adım köprünün üzerinde geçmeye başlamıştım. Bir anda sarsılma olmuş ve bir halat kopmuştu. Düşüceksin Tae biliyorsun gözlerini kapat ve ilerle. Sakin ol sakin ol. 2-3 adım atmamla birlikte havada süzülmeye başlamıştım.
Yere çakıldığım an...
***
Siktir. Nefes nefese uyanmıştım. Orospu çocuğu beni arabanın altında ezmişti. Taehyung karşımda kabus görüyordu. Yoksa onada mı korkularından birini yaşatıyordu?
Bir dakika arabanın altında kalmak benim en büyük korkumdu. Tae'nin korkusu yükseklik. Bunu ona yapmış olamazsın.
"Bana bak piç!"
"Sevgilimin kılına zarar verirsen seni gebertirim."
Bebeğime sarılıyor aldığı hızlı solukları sakinleştirmeye çalışıyordum. Belki şu an benim gibi bir şeyler yaşıyordu bilmiyorum ama bedenen burda rüya gibi ne varsa hissediyordu. Birden sıçramasıyla gözlerini açmış, ilk defa nefes alıyor gibi solumaya başlamıştı.
"Şhh burdayım burdayım. Taehyung bana bak. Tae! Tamam burdayım sakin ol bebeğim sakin ol."
"Noldu anlat bana."
📢Hemen ben yardımcı olıyım.
"Orospu çocuğu!"
📢Kaçıncı sınıfsın sen ya ne iğrenç kelimeler bunlar. Sana hiç yakıştıramadım.
📢Size en büyük korkularınızı yaşattım. Sana araba çarptı Taehyung'da yüksek bir köprüden düştü. Bunlar ne saçma korkular be
"Sanane!!"
Gene elim kolum bağlanmıştı. Kızıl çocuk gelip Taehyung'u götürmüştü. En azından sakinleştiğini görebilmiştim.
"Söylesene neden yapıyorsun bunu?"
📢Patronunuz gibi piçleri dünyadan yok etmek için. Bana o ismi vericeksiniz ben de onu geberticem.💥
Hiçbir şey sikimde değildi. Ben bebeğimi özlemiştim. 1 hafta önceki halimizi özlemiştim. Kaostan kaosa koşan aynı filmlerdeki gibi suçlulardık. Birbirine aşık suçlular.