Sürekli tehdit altında olduğumuz 4 gün daha geçmişti. İnatla yaptığımız/yapmak zorunda olduğumuz şeyleri yüzümüze vuruyor patronu öğrenmeye çalışıyordu. Sahi benim için önemli biri falan demişti acaba babasını falan mı öldürttü? Bu herifin kim olduğunu öğrenmeden buradan çıkmayacağım.
"Tuvaleti kullanmam gerek."
Klasik klozet yaratmalar falan. Kameraya bakıp sıçmak hiç eğlenceli değildi. Gözünü benden ayırmadığına emindim.
"Adın ne?"
📢İstediğimi almadan söylemem.💥
"Seninle de hiç konuşmaya gelinmiyor ha."
📢Canımı sıkmaya başladınız bu iş bu kadar uzun sürmemeli. O piç elini kolunu sallayarak dolaşırken 2 tane veletle uğraşamam.
📢Kalk.
Dediğini yapıp toparlanmıştım. Sesi ne kadar hışırtılı olsada ciddi olduğunu anlamış ufaktan ürpermiştim.
"Haha yine oyun mu oynayacağız?"
Bağlanmamdan ne çıkarmam gerekiyordu? Ve bu sefer zincirle değil iple bağlanmıştım. Artık bu şerefsizin ne yapıcağını kestiremiyordum. Günlerdir sorgu acı, sorgu acı, sorgu acı bıkmıştım. Sorduğu sorulara cevap vermedikçe odayı soğutuyor, şiddetli kulak çınlaması veriyor, hatta yerdeki fayanslardan can acıtacak miktarda elektrik çarptırıyordu. Ne kadar inat etsekte artık katlanılmaz hala gelmişti. Taehyung'um bunları yaşadığı için hiç iyi değildim. Ama yıkılmayacağım. Dik durup buradan çıkacaktık.
📢Hazır mısınız? :)))))
"Neye? Sesini Taehyung'da mı duyuyor?"
En son gözlerimi de kumaş parçasıyla bağlamıştı. Başta ilk Tae yanıma gelicek zannetmiştim ama ben bir yere gitmiştim. Vücuduma rüzgar temas ediyordu. Odada ki boktan soğuklardan değildi. Ben dışarıdaydım? Hala bağlıydım ve hissediyordum. Bizi odadan dışarıya çıkarmıştı! Ya da sadece beni.
Sırtımı yasladığım yosunlu duvardan doğrulmuştum. Burnuma çarpan ağır rutubet kokusu kaşınmama sebep olmuş refleks olarak burnumu kaşımıştım. Ellerim?
Ayaklarım bağlı, ağzım-gözüm kapalıydı peki ellerim? Kendimi her şeyden kurtardığımda etrafa göz atmıştım. Yıkık dökük eski bir yerdeydim. Bu sefer gerçekten oradaydım yerdeki halatları görmem, koku almam, heryerim bağlıyken oraya ulaşmam... Beni odadan çıkarması çok saçmaydı ama şu an başka bir yerdeydim. Etrafta ki eski birkaç eşyayı inceleyip pencereden dışarıya bakmıştım. 2. Kattaydım galiba aşağı inmek için odanın kapısına doğru ilerlemiştim.
Koridordayken merdivenlere doğru yöneldiğimde arkamdan bir gıcırtı yüreğime oturmuştu. B-biri vardı. İçime doğan kötü duyguyu durduramamıştım.
Yavaşça arkamı döndüğümde uzun koridorun sonundaki Taehyung'u görmüştüm.
"Bebeğim!"
Seslenmemden sonra hızla ona yaklaşmış tam boynuna atlayacakken...
Bana silah doğrultmuştu. Donakalmış, gözlerine bakıyordum. Sevgilim bana silah doğrultmuştu. Bana... Adım attığında refleks olarak 2 adım geri kaçmış namlunun ucuna bakmıştım. Çok korkuyordum. Ölmekten değil, evlenmek istediğim adamın bana kurşun sıkmasından korkuyordum.
Jungkook: "T-taehyung"
Taehyung: "Benim planımdı."
Jungkook: "Ne?"
Taehyung: "Her şey benim planımdı. O seste, sana acı çektirende bendim."
Taehyung: "Jungkook susma!!"
Jungkook: "İnanmıyorum."
Taehyung: "Aptal mısın? Seni sevebileceğimi mi düşünüyordun? 1.5 yıldır elimin altında olan bir oyuncaktan başka bir şey değildin. Her şey tamamlandı, seninle işim de bitti."
Jungkook: "İnanmıyorum ve inanmıycam. Sen o piçsin."
Taehyung: "Ahh Jungkook benim minik aptal tavşanım."
Taehyung: "Son sözünü söyle."
Jungkook: "Ne?"
Jungkook: "Yapma, lütfen..."
Taehyung: "Son sözünü söyle dedim!"
Jungkook: "Seni seviyorum."
Silah patlamıştı. B-ben...
Ağırlaşmış vücudum yere yıkılmıştı. Sol göğsüme baskı yapan acı, kan kusmama ve gözlerimin hakimiyetini kaybetmeme sebep oluyordu. Zihmime dolan siyah dumanlar benim sonumu getirmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/248962145-288-k898988.jpg)