1. Adıma başlayabilirsin .
Keyifli okumalar. Sağlıkla kal güzel insan .💜Bugün günlerden cumartesi. Okulun olmaması ve geç kalkmanın mutluluğu tüm zihnimde dans etmeme neden oluyor. Ayaklarım yorganımın dışından çıkmış masumca benim uykudan dağılmış suratımı izliyorlar. Güneşte çoktan ışığını, ayılmam için yüzüme dokundurmus . Ben bu hayal dünyasında yaşıyorken bazı şeylerin rüya değil de gerçek olmasını istedigimi şu güzel rüyadan uyandıktan sonra daha çok istedim. Hayal etmek onu o platformda yaşamak güzeldir. Ama her güzel şeyin sonu olduğu gibi hayallerin de bir sonu var. Bu sıradan olsa bile. Okul yine var. Yine var. Hep var. Okulların biran önce bitmesi için tanrıya nasıl şükrediyorum bilemezsin. Bu tuhaf, karanlık, ışık almayan odada huzursuzca uyandım . Ah James keşke şuan evli olsak ve okula gitmek zorunda olmasam. Beraber bir dükkan açsak ve küçük, ufak çocuklarımız olsa. Kızımızın gözleri sana benzese ve ben onu her gördüğümde biraz daha iyi hissetsem. Bunlar olabilir mi? Bu sıradan kurduğum güzellikler gerçekten var olabilir mi bilmiyorum ama biraz daha beklersem , annem o güzel elleriyle beni pataklayabilir, bunu biliyorum. Hemen kalktım ve yatağımın ucunda duran aynaya baktım. Ah lanet olasıca suratıma bakmasaydım kendimi daha iyi hissedebilirdim. Üst dudağımın kenarındaki morluk , gözlerimin üstündekini geçti bile. Ve sırtım gerçekten çok acıyor. Evet tahmin ettiğin gibi dayak yiyorum. Kahrolası dünyanın ahmak kurallarından birisi değil mı bu ? Biz kızların zorbalık görmesi. Üzgünüm ama bazen üzgün ve haklı olmak gerçekleri ve anılarını değiştirmiyor. En çok acıtan birikmişlerin değil de ne ? Onu kestirip atamıyorsun ve lanet hayatından kovamıyorsun. Bu yüzden hep hayal etmiyor muyuz? Belki daha iyilerin seni iğleştirmesi gerektiğini planlıyorsun. Bence biz faniler plan kurmamalıyız.
Aynaya her baktığımda kendimi inanılmaz kötü hissediyorum. Çünkü iyi görünmediğimi açıkça söyleyebilirim. James suratıma nasıl bakıyor bilmiyorum ama bence çok güzel bakıyor. Bakışları benim yaralarımı kapatır gibi. "Bunu sana yapmasına neden izin veriyorsun? "dediğinde ," Bende bundan hoşlanmıyorum James . Ama katlanmak zorundayım. Tek çarem katlanmak."diyorum. Bunu dediğimde ise gözünden bir yaş akar ve burnumdan öperdi. Sana sabahtan beri James 'den bahsediyorum. Çünkü ondan bahsederken kendimi iyi hissediyorum.
Kapı çaldı ve korku birden sarıp sarmaladı. Korkunun bir çözümü olmalı. Bu çözülmesi gereken en büyük problem. Ah o adam çok acı veriyor. Ne yapmalıyım bilmiyorum. Ama dayanmak bazen zor geliyor. Buna da bir çözüm bulunsun lütfen. Hemen gardrobumun içine girdim. Kapağını telaşla kapatıverdim. Ve odamın kapısı çaldı. Olduğum yerde kendime ses cıkarmicağıma dair yeminler ediyordum. Kapı açıldı. Korkum , telaşım nefesimi her alışımda daha çok arttı. Tanrım, Tanrım lütfen beni duy . Gözlerimi kapattım ve resmen ölümümü bekliyordum. Gardrobun kapağı yavaş yavaş açılıyordu ama benim gözlerim korkudan açılamıyordu. Evet.. Evet.. Tam karşımda kesinlikle beni öldürmek isteyen bir cisim var. Bunu gözlerimi açmadan biliyordum. Ölümümü büyük bir korkuyla beklerken bir el belimi tuttu ve beni kendine sardı. Evet bu gözlerimi açmadan bildiğim ikinci şeydi. Onun kokusu. Şuanda dünyanın,en çok rahatlığa erdigi insan kesinlikle benim. Bana yumuşak elleriyle o kadar nazik davranıyordu ki ,etkilenmemek kesinlikle elinde olamazdı.
- Beni korkuttun James, o geldi sandım.
- Sana sürpriz yapmak istedim. Yoksa biliyorsun ki üzülmenden ve endişe duymadan nefret ediyorum. Birdaha kesinlikle yapmayacağım Isabella.
- Geldiğine o kadar sevindim ki ..
- Ah bilmez miyim benim minik meleğim . Gözlerinden her şey okunuyor.
-Heyy gözlerim kapalıydı. Nasıl gördün?
- Seni anlamak için hissetmek gerekir , sadece bakmak her zaman için yetersiz olur.
Evet benim güzel sevgilim. Sen iyi ki benim dünyamdasın.
-Beni utandırmayı kes ve burnumdan öp . Bu bir emir!
- Bu hayatımda duyduğum en cazip emir. Sürekli böyle emirler verirsen daha iyi anlaşabiliriz.
Yanıma yaklaştı ve burnumdan öptü.
- Artık şu gardroptan çıkmaya ne dersin?
- Ben burda olduğumuzun farkında bile değilim Isabella .
- Bence artık farkında olmalısın çünkü sırtım artık buna dayanmayabilir.
Hemen geri çekildi ve bana, arkama doğru bir işaret yaptı.
- Tatlım bana sırtını dön.
- Neden böyle bir şey istiyorsun?
- Çünkü onların bakıma ihtiyacı var.
Benim bir şey dememe fırsat vermeden elleriyle beni nazikçe çevirdi.
Askılı bluzumun arkasını çıkardı ve morluklarımdan öpmeye başladı.
- En çok neresi ağrıyor?
Yüzümü ona dönerek,
-Artık hiçbir yer ağrımıyor . Sen hepsini iğleştirdin sevgilim.
Burnuma ve dudağıma sırasıyla bir öpücük kondurdu.
- Buna sevindim. Ve artık hazirlanmalısın. Okula yetişmen gerek.
- Evet maalesef okul var.
Ve ben bu anlarımizdan hiç kopmak istemiyordum.
- Ben dışarda seni bekliyorum Isabella. Hızlı ol ..
Küçük bir kafa sallamamdan sonra odadan çıktı. Hızlıca hazırlandım ve koşarak evin önüne çıktım. Bu James beni nerede bekliyordu? Onu aradım ama açmıyordu. Dışarda bekliceğini söylemedi? Onu biraz daha kapının önünde beklersem okula geç kalıcaktım. Hızlıca yürümeye başladım. 15 dakikada okulda bulunuyordum. Ama gözümü James 'i aramaktan alıkoyamıyordum. Okula yakın bir kafe nin yanından geçerken içerde, karşısında güzel bir kız oturan ,yeşil gözlü o aradığım çocuğu gördüm. Ve keşke o kızın elini bir anda tutmasını ve onu opmesini görmeseydim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ YOL
Mystery / ThrillerGidilecek bir yol varsa bu yanlış olmalı. Çünkü doğru sandığımız her şey aslında yalandı..