Multimedia: Mihri Beydemir karakter kartı. (Model : Miai Mitchell)1.Bölüm
"Pıt pıt pıt. Pıt pıt pıt." Babannemin şişleri.
"Tıp tıp tıp. Tıp tıp tıp." Bunlar da benimkiler. Kalın şiş olunca sesi de böyle çıkıyor.
Babaannemin gözleri iyice büyümüş, hipnoz olmuşçasına örgü örüyordu. Benim de ondan aşağı kalır bir yönüm yoktu tabii. Lacivert kalın yünü bir kez daha çekiştirip örgü örmeye devam ettim.
Hayatım, patik örmek, Arda'nın Mutfağı programını izlemek, babaannemle çeşitli yemekler yapmak ve saçma diziler izlemek arasında gelip gidiyordu. Oldukça monoton geçiyor gibi gözüksede, 24 yaşımda emekli hayatı yaşamak bana göre sıradan değildi. Babaannemin emekli maaşı dişimizin kovuğuna yetmiyordu ayrıca.
Evet, ben. Ben bu çilekeş hayatı yaşayan, bunca işkenceye katlanan acıların kızı. Ben Mihri, Mihri Beydemir. Arkadaşları zorlamasa burnunun ucunu dışarı çıkarmayacak o kız. Ömrünün sonuna gelmesine rağmen evlenememiş, yüzlerce kedisiyle bir apartman dairesinde balkonda çay içip mahallenin çocuklarına laf atıp duran teyzeler olur ya, bende onlar gibiyim. Tek fark, benim 24 yaşında olmam. Bakınız, 24. Otuz değil, kırk değil, elli değil, altmış hiç değil! 24!
İlk başlarda bu hayat hoşuma gitsede, daha sonra tam bir işkence hâline geldi. Bunca şeye katlanmam da, elbette ki babaaneme olan sevgimdendi.
Annem ve babam ben küçükken ayrıldılar. Beni de paylaşamadılar tabii. Çok sevdiklerinden değil ama, birbirleriyle olan savaşlarından. Umurumda mı? Hayır. 18 yaşımdan sonra ikisiylede kalmak istemediğimi onlara söyledim. Onlarda tek başım kalmama asla ve katiyen izin vermediler. Böylece tek çarem babaannemle kalmak oldu. Şikayetçi de değildim. Bir zamanlar yani.
Her neyse, yarım saat sonra babaannemin televizyonda dizisi var. Şu Beni Bırakma mı ne. Var ya hani, insanların yemeyip içmeyip hatta sıçmayıp entrika kurduğu diziler, onlar işte. Pek sevdiğim bir aktivite olmasa da, babaannem olacakları tahmin ederken ona 'Bence de babaanneciğim, Meltem kesin bir şeyler karıştırıyor yine.' demem gerektiği için yanında olmalıyım. Bu çok önemli.
Ve, işte o an. İşte başlıyor! Ekranda her zamanki gibi renkli bir cisim belirdi, sonra o cisim bir melodi çıkartarak focus yazısına dönüştü. Sonra da jenerik geldi. Ne? Çok aksiyonlu değil mi? Şunu belirtmeyi unuttum sanırım, benim hayatımda aksiyon bu demek. Öyle silahlı milahlı mafyalı bir şeyler arıyorsanız burası yeri değil arkadaşım. Hemde hiç ama hiç yeri değil.
"Babaannee! Başlıyor bak! Çabuk ol biraz, sonra bana kızıyorsun niye çağırmadın diye!"
"Ay geldim geldim! Heh, başladı mı?"
"Hı hı." diye mırıldandım isteksizce. Bakalım bu bölüm neler yapacaktı Meltemcik Sıla'ya?
Özet bitmiş, bölümü neredeyse yarılamıştık. Babannem büyük bir dikkatle televizyona odaklanmışken, mucizevi bir şekilde telefonum çalmıştı. Ekrana bakıp kaşlarımı çattım.
Esinn arıyor...
A-a! Hangi dağda kurt öldü de beni aradı bu çarık suratlı?
"Mihri! Ya aç şu telefonu yada meşgule at odaklanamıyorum. En heyecanlı yerdeyim." Kafamı sallayıp hızla ayağa kalktım ve telefonu açarak odama girdim.
"Alo?"
"Alo Mihri? Naber kuzu?"
"İyi Esin senden naber?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hız Sınırı 》Yarı Texting -Askıya Alındı-
Teen Fiction*Dikkat! Bu hikayeyi okuyanların, hız sınırını geçmemesi rica olunur! Aksi takdirde klişe mafya hikayelerini okumaya mecbur kalacaklardır!* Mihri : Profilindeki sensen bekle beni. Mihri : Mirza? Mihri : Yoksa ismin gibi hükümdar soyundan geliyorsun...