1
"Çekil!" diye bağırdı! "Çekil önümden! Çekil! Çekil! Sen de çekil!" kalabalığı yararak açtığı yoldan koşar adımlarla uzaklaştı. İnsanlar -tümü gri cübbeler giymişlerdi- kadının ardından şaşkınlık içinde bakakaldılar. Onu daha önce pek çok ruh halinde görmüşlerdi; mutlu, öfkeli, üzgün... Ancak ilk defa yüzünde korku görüyorlardı.
Theru koşar adımlarla koridorları aşıyor, önüne çıkanlara bağırıyor, onları ittiriyor, kendisini yavaşlatmalarına izin vermiyordu. Otorite konumunda olduğu için kimse gıkını çıkaramıyordu. Konumuna rağmen, kendisine atılan birkaç öfkeli bakışı da fark etmişti. Normalde affetmeyeceği bu küstahlığı şimdilik görmezden gelebilirdi. Zira, bir an önce Kutlu'nun yanına varmalı, onunla yüz yüze görüşmeliydi. Zİhinlerinin, kendini mevki hırsına kaptırmış bir rahibe tarafından gözetlenme riskini göze alamadığı için onunla Zihin Birliği kurmaya cesaret edememişti. Risk payı çok küçüktü ancak şu durumda her şey mümkündü! Bir hareket planı yapmadan hiçbir rahibe bunu öğrenmemeliydi.
Kutlu'nun ikamet ettiği salona yaklaştıkça Theru'nun adımları da sertleşiyordu. Kapıya yaklaştığında yere öylesine sert basıyordu ki tahta zemin isyan edercesine gıcırdıyordu.
"Yüce rahibe! Hoşgeldiniz!" kırmızı cübbe giymiş, iri yarı, kocaman kel bir kafası olan adam, hantal görüntüsünden beklenmeyecek bir çeviklikle kapıya giden yolu kapattı. "Ziyaretiniz Kutlu'yu memnun edecek. Bir süredir sizden haber bekliyordu. Görü Uykusuna yattığınızdan beri..." Theru adamın sözlerini elinin sert bir hareketi ile kesti, "Hoordink, zamanım yok! Kutlu Magna ile görüşmem lazım, bana derhal kapıyı aç!"
Hoordink, gücü Kutlu Manus'tan devraldığından beri Kutlu Magna'nın Kapıcılığını yapıyordu. Genç bir adamken almıştı bu görevi ve yıllar boyunca birçok şey görüp geçirmişti bu kapının önünde. Bir Kapıcı olarak görevi yalnızca kapı önünde bekleyip kapıyı açıp kapatmak değildi. Boy'da bir erkeğin alabileceği en onurlu unvandı kapıcılık. Kapıcı Hoordink Kutlu Magna'nın koruması, ulağı, yemek taşıyıcısı ve hatta aşığıydı. Bu kapılardan içeri girmesine izin verilen tek erkek olarak tüm Boy'un geleceğine etki eden kararlara şahit olmuştu o odada ve bir Kutlu'nun ne kadar şehvetli olabileceğine.
Theru'yu daha da eskiden tanırdı, onun henüz rahibe adayı olarak eğitim aldığı yıllardan. O zamanlar da böylesine buyurgan değildi; sessiz ve utangaç bir kız, diğer rahibelerin ona yaptığı kurları bile anlamayan bir yeniyetme. Hem rahibelik eğitimi, hem de yetenekleri sayesinde elde ettiği otorite pozisyonu ona buyurganlık ve katılık katmıştı. Bu da onun güzel yüzüne yansımış ve zaman geçtikçe bu güzel yüz pürüzsüz bir katılık duvarına dönüşmüştü. Görü yetenekleri güçlüydü, belki de nesillerdir görülen en güçlü Görücüydü. Büyük Valdis Depremi'ni haftalar (1) öncesinden görerek çevre köylerin boşaltılmasını sağlamış ve birçok hayatı kurtarmıştı. Bu görü ona büyük ün kazandırmış ve onu Kutlu'nun gözdeleri arasına sokmuştu. Kutlu Magna ne zaman önemli bir karar alacak olsa Theru'ya Görü Uykusuna yatmasını emrederdi. Boy'u, bu iki güçlü kadının kararları şekillendiriyordu.
"Kutlu Magna'nın onayını iste..."
"Aç şu kapıyı!" Theru sesinin çatlamasına sebep olan bir öfke ile haykırdı.
Hoordink bu güçlü kadına karşı gelemeyeceğini biliyordu. Zaten Kutlu Magna da derhal Theru ile görüşmek isteyecekti.
Hoordink, Boy'un kalbine giden gösterişsiz tahta kapıyı zahmetsizce açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AT-13
Ciencia FicciónGörü uykusundan uyanan ünlü Görücü Theru, Tanrıça'nın dönüşünü müjdeliyor. Bir başka tanrı ise Boy'a yaklaşıyor.