giriş

26 4 2
                                    

yaz öncesi çardağı / sekizi dört beşlik suya üçlü vuranların kıydığı vatozun bendeki tarif edilemez acısı

"Şerefsiz herif, Notre Dame'ın Kamburu'nun gerçek ismi Notre Dame de Paris, kültürsüz orospu evladı seni, kaçma gel Afak!"

Afak'la Akel'in edebi atışmasını izlerken ortaya koyduğumuz cips paketlerinden bir şeyler aşırmakla meşguldük. Sırtım Çağatay'ın göğsüne yaslıydı, cebimden çilekli ciklet çıkartıp ağzıma attım. "Bunlar da kültürleneceğiz ayağına birbirlerini sikiyorlar lan," dedi Berzan. "Berzan, oğlum, ayıp değil mi? Sikiyorlar değil, karşılıklı istişare ediyorlar diyeceksin." Berzan gülüp başını salladı ama sonra durdu. "Lalin, istişare ne demek lan?" diye sordu. "Berzan, edebiyat fakültesi öğrencisisin yavrum, yapma ya." Çağatay Berzan'ın saçlarını karıştırdı ve Berzan onun üstüne çullanırken ben de diklendim. Sırtımı oturduğum bankın sert tahtalarına yasladım.

Gözlerim etrafı turladı, birkaç hocaya başımı eğip selam verdim ve ardından onu gördüm, Barlas'ı. Sürekli kemerli burnunun ucuna düşen gözlüğünü geri ittiriyordu, kolunun altına birkaç sözlük sıkıştırmıştı ve alt dönemlerden birkaç kişiyle konuşuyordu. Kızıl saçları buradan parlıyordu, beyaza çalan kaşları ve koyu yeşil gözleriyle edebiyatını yaptığımız o aşıklara benziyordu ama Barlas daha fazlasıydı.

Bir aşık kusursuz olarak tanımlanırdı ama Barlas kusurlarıyla bir başkaydı, bir tamlamaydı ve bir geometricinin gözünden dik çekilebilen bir ikizkenardı. Her gün taktığı altın, yüz detaylı küpelerini yürürken bir o yana bir bu yana sallardı, çok sık terlediğinden hep kısa kollu giyinip hırkasını yanında taşırdı ve beyaz tenine lanetten çok bir işaret gibi işlenmiş yara izleri vardı. Bir aşık mavi gözlü yahut kömür karasıydı ama Barlas gözlerine diktiği çınarlarla sanki Toprak Ana'nın evladıydı. Aşıklar sizi kırsa da aşık olurdunuz ama şansadır ki Barlas kimseyi kırmazdı.

Çağatay kolumu dürtüp kulağıma eğildi. "Biraz daha öyle bakarsan röntgen cihazını literatürden silip yerine senin adını yazacaklar Lalin," dedi. "Aman diyeyim başımıza iş çıkartma şimdi, üç sene ıslahevinde yatmış herifim." Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi Barlas'tan çektim ve Akel'le Afak'ın karşımıza yerleştiklerini gördüm. Küçük arkadaş grubumun ensesini kavrayıp herkesi ortaya çekerken "Oğlum," dedim. "Bırak Reşat Nuri Güntekin'i, Jane Austen aşkı anlatsa benim aşığım kadar güzel olmaz lan."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 01, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

seni dert etmelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin