1

20.8K 405 211
                                    

1829 Basımına Önsöz

Bu kitabın ortaya çıkış nedenini anlayabilmemiz için önümüzde iki seçenek var: Ya gerçekten sefil bir adamın son düşüncelerini yazmış olduğu sararmış, düzensiz bir kâğıt tomarı söz konusudur ya da bu adam; bir insana, sanatın yararına doğayı inceleyen bir hayalpereste, bir filozofa, bir şaire rastlamıştır, kim bilir?

Belki de kendisine egemen olan ya da daha doğrusu kendisini teslim ettiği ve ancak bu kitaba aktararak kurtulabildiği bir düşlemdi onun bu düşüncesi.

Okur, bu iki açıklamadan istediğini seçebilir, istediği gibi yorumlayabilir.

1832 Basımına Önsöz

İlk basımında yazar adı olmadan yayımlanmış bu yapıtın başında, yalnızca altta okuyacağınız satırlar vardı:

"Bu kitabın ortaya çıkış nedenini anlayabilmemiz için önümüzde iki seçenek var: Ya gerçekten sefil bir adamın son düşüncelerini yazmış olduğu sararmış, düzensiz bir kâğıt tomarı söz konusudur ya da bu adam; bir insana, sanatın yararına doğayı inceleyen bir hayalpereste, bir filozofa, bir şaire rastlamıştır, kim bilir? Belki de kendisine egemen olan ya da daha doğrusu kendisini teslim ettiği ve ancak bu kitaba aktararak kurtulabildiği bir düşlemdi onun bu düşüncesi.

Okur, bu iki açıklamadan istediğini seçebilir, istediği gibi yorumlayabilir."

Görüldüğü üzere, bu kitabın ilk yayımlandığı dönemde yazar, bütün düşüncelerini söylemek konusunda tam bir kanaate varamamıştır. Bu düşüncelerinin anlaşılmasını beklemeyi ve bunların anlaşılıp anlaşılmadığını görmeyi yeğlemiştir. Nitekim istediği gibi olmuştur. Bugün yazar, bu masum ve içten yazınsal biçim çerçevesinde halkın anlayabileceği bir dille anlatmak istediği siyasal ve toplumsal bir düşünceyi ortaya koyabilmektedir. Öncelikle şunu da ifade etmekte ya da daha doğrusu yüksek sesle söyleyebilmektedir ki Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, doğrudan ya da dolaylı olarak, ölüm cezasının kaldırılması için yapılan bir söylevden başka bir şey değildir. Yazarın yapmak niyetinde olduğu şey; çok az şeylerle uğraşsalar da gelecek kuşakların onun yapıtında görmelerini istediği şey; seçilmiş herhangi bir katil ya da bir suçlunun, her zaman için kolay ve geçici olacak özel bir savunmasını yapmak değildir; bugünkü ve gelecekteki tüm suçlular için geçerli olan genel ve sürekli bir davanın savunulmasıdır; bu, en büyük yargısal güç olan toplumun önünde, bütün kuvvetiyle tanık olarak gösterilen ve savunulan insan haklarının en yüce noktasıdır; bu, sonsuza dek, tüm ceza davalarının önünde yer edinmiş olan, "abhorrescere a sanguine"(1), dava reddinin bitişidir; bu, kralın adamlarının kanlı söylevlerinin tumturaklı sözcük cümbüşünün kuşattığı, bütün önemli davaların temelinde ardında kendisini gösteren karanlık ve uğursuz bir sorundur; Yargıçlar Kurulu'nun uğuldayan kargaşasının içinden çıkmış, apaçık, beklenmedik bir anda gün ışığına sunulmuş ve görülmesi gereken yere; olması gereken, gerçekten olduğu yere; asıl korkunç yerine; mahkeme salonuna değil, idam sehpasına; hâkimin önüne değil, celladın önüne konmuş bir ölüm kalım meselesi diyeyim ben buna.

İşte yazarın yapmak istediği de budur. Eğer bir gün, yazgı, umut etmeye cesaret bile edemediği şeyi, bunu yapmanın zaferini ona verirse, başka bir ödül istemeyecektir.

Masum ya da suçlu olsunlar, bütün olası sanıkların adına, bütün mahkeme salonlarında, bütün yargılayanların, bütün yargı organlarının önünde uğraşıyor, bunu ifade ediyor ve bunu yineliyor yazar. Bu kitap herhangi bir yargıca yöneltilmiştir. Ve yazar, savunmanın dava kadar anlamlı olması için, –ve işte böylelikle Bir İdam Mahkûmunun Son Günü ortaya çıkmıştır– yapıtın içeriğinden her türlü katkıyı, rastlantıyı, özeli, seçkini, öznel olanı, değişebileni, ayrıntıyı, olayı, özel adları çıkarmak ve herhangi bir suçtan ötürü, herhangi bir günde idam edilmiş herhangi bir mahkûmun davasını savunmak ile yetinmek zorunda kalmıştır (yetinmek denilebilirse buna). Düşüncesinden başka hiçbir aracı olmaksızın, yargıcın "oes triplex"inin (2) altındaki yüreğini kanatmak için önceden yeterince çaba sarf etmişse, ne mutlu ona! Yargıcın ruhunu kemire kemire, onun içinde bazen bir insan ruhu bulmayı başardığı an, yine ne mutlu ona!

Bir İdam Mahkumunun Son GünüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin