02122020 ~ 0149~~~
"Çıkıyor muyuz?"
Chanhee çantasını omzuna atarken ona seslenen bedeni onaylamıştı hızla. Neredeyse saatlerdir pratik yapıyorlardı. Yurda geçip geri dönüş öncesi biraz dinlenseler hiçte fena olmazdı.
"Changmin ve Juyeon nerede?"
"Bilmiyorum."
~~~
"Sunwoo?"
Juyeon başınde beklediği bedene seslenirken hafifçe, Changminde çantasını bırakıp hızla grup arkadaşının yanına adımlamıştı.
Juyeon Sunwoo'nun çoktan şirketten ayrıldığını düşünürken onu bu halde bulmayı beklemiyordu.
"Bir sorun mu var?"
"Sabah Haknyeon yurda uğramadığını ve burada sabahladığını söylemişti. Chanhee ile geçerken bileğini burktuğunu gördük eve gitmesini söyledik ama dinlememiş."
Juyeon'un bakışları sert zemine öylece uzanmış Sunwoo'yu tekrar bulduğunda gencin bileğini tutarak doğrulaması için kendine doğru çekmişti. Neyseki ona uğramayı akıl edebilmişti. Endişeli bir yapıya sahipti. Sunwoo'nun Eric'ten bir farkı yoktu gözünde.
Juyeon'un nazik olmaya özen göstererek kaldırmaya çalıştığı beden ise acı içerisinde inlerken onu tutan eli iterek burktuğu ayak bileğini tutmaya başlamıştı.
"Neden eve gitmedin? Bileğini mi zorladın?"
"Hayır."
"Bileğini burktun ve böylece burada uydun mu?"
"Acısı dinince kalkacaktım."
"Hala terlisin Sunwoo. Hasta olacaksın. Kendini düşünmen gerekirdi. Bileğini burktuysan şirketten birine ya da bize haber verebilirdin bu şekilde acın dinme."
Sunwoo derince bir nefes alırken başında dikilen kaşları çatık Changmin'e bakmıştı. Ne diye birdenbire hepsi onu düşünmeye başlamıştı.
"Nasihatleriniz bittiyse gidebilirsiniz."
Aynı şekilde kaşları çatık ve huysuzluğu üstündeydi.
Fakat Changmin'in bunu pekte sorun ettiği yoktu. Tıpkı Juyeon gibi yere, rahatsız ettikleri Sunwoo'nun karşısına otururken gencin incittiği bileğine bakmak için bir girişimde bulunsada Sunwoo küçük bir çocuk gibi buna engel olmuştu."Kes şunu. Sana yardım etmeye çalışıyoruz."
"İstemedim?"
"Neredesiniz siz?"
Chanhee'nin cümlesiyle bir türlü doğru düzgün bir iletişim kuramayan üçlünün bakışları kapının girişinde onlara hayırdır der gibi bakan lider beylerdeydi.
"Sunwoo eve gitmemiş."
Chanhee ciddi olup olmadığını sorgulamak istercesine Sunwoo'ya baktığında gülerek yanlarına adımlamış, terli gencin saçlarını karıştırmıştı. Sunwoo ellerini itsede inadına yapmak eğlenceliydi.
Her ne kadar didişselerde Sunwoo onlardan küçük ve hala bir parçada çocuktu.
"Çocuk gibi naz yapıyorsun."
"Naz falan yapmıyorum."
Kevin'ın da ortama dahil olmasıyla olayı çoktan anlamış olan beden gülümseyerek ardındaki duvara yaslanıp mırıldanmıştı. Didişme sesleri koridordan bile duyuluyordu.
"Canın yanıyor olmalı. Üzerine basabilecek misin?"
~~~
"Bileği nasıl acaba?"