Osamu camdan dışarı baktı ve penceresine düşen yağmur tanelerinin dansını izlemeye devam eti o an aklına bir soru takıldı acaba yağmurun sesi varmıydı yavaşça camı eledi büyük bir ihtimal sesi vardı ve o asla duymayacak idi elini sert bir şekilde cama vurdu elinde dayanılmaz bir acı hiseti ama bir ses duymadı oysaki normal bir insan yandaki evden bile bu sesi duyabilir idi yatağına oturdu ve elinden damlayan kana baktı yavaş yavaş yere düşerek intihar ediyorlardı sonra odanın açılan kapısını gördü ve içeri giren annesini kadın yanına oturdu elini tutu ağzı oynayıp duruyordu ama o bir şey duymuyordu işte sağır olmanın en kötü yanı bu idi kendi ismi nasıl okunuyor bilmiyordu veya ailesinin sesi nasıldı o bunları asla bilemicekti bu bir çocuk için ciden çok zordu kadının narin elini kanayan eklemlerinde hissedince ani bir acı dalgası yayıldı ama o bağıramadı bu yüzden kadın acı çektiğini görmeden yarayı sardı
annesi odadan çıkarken boş boş duvara baktı sadece dünya onun için o kadar boştu ki hayal edin biri size bir şey diyor ama siz sadece ağzını oynatını görüyorsunuz yada aileniz konuşuyor ve ne diyor anlamıyorsunuz bir isminiz var ama nasıl okunuyor bilmiyorsunuz ağzınızı açınca nasıl bir ses çıkıyor bilmiyorsunuz
kısaca dünya çok sesiz insanı delirtmek ister gibi inadına sesiz
oysaki ikizi ne kadar normaldi onun aksine
ikizinin duymakla ilgili bir sorunu yoktu konuşunca kendi sesini duyuyordu adının okunuşunu biliyordu dünyası bu kadar sesiz değildi
hastalının bilinen bir tedavisi de yoktu ona sesleri verebilecek bir şey yoktu
onu bu ebedi sesizlikten kurtaracak tek şey ruh ikizini bulmak idi dünyada bir onun sesini duyabilecekti hiç yoktan iyidir sonuçta ama o yinede tamamen normal olmak istiyordu
normal bir çocuk gibi okula gitmek arkadaşları ile konuşmak ama bunların hiç biri olmuyordu o anormal bir çocuktu ....
suna'nın gözünden
tenefüste sırasında oturur iken ellerini kulaklarına bastırdı lanet veletler ne kadar ses yapıyordu başı ağrımaya başlamıştı bazen sağır olanlara imreniyordu ne güzel hiç dertleri yoktu hiç kimse şunu yap bunu yap demiyordu yada gürültü yüzünden başı ağrımıyordu sinirle ofladı ve zilin bir an önce çalması için tanrıya yalvardı
o an yanında oturan çocuk ona döndü ve iyi misin dedi bu onun voleybol takımından arkadaşı idi sahte bir şekilde gülümsedi iyiyim dedi bildi kadarı ile okulda yayılan bir dedikoduya göre onun bir ikizi vardı ve doğuştan duyma sorunu vardı ve bu yüzden okula gelmiyordu bunu duydu zamandan beri o çocuğa imreniyordu ona göre dünyadaki en şanslı insan idi
aklına ani gelen fikir ile yanında oturan sarışın çocuğa döndü ve pat diye ikizi ile tanışmak istediğini dedi sarı saçlı arkadaşı şaşırsa da sonra olur dedi ona teşekkür edip önüne döndü ve akşam olmasını beklemeye başladı
akşam idman çıkışı
içinde güzel bir his vardı ilk defa bir şey için bu kadar hevesli idi hemen duş aldı ve Atsumu'nun yanına gitti onun bir şey için bu kadar hevesli olması herkesi şaşırtmış idi hata bazıları ooo Suna bey randevunuz mu var demişlerdi o ise sadece boş boş bakmak ile yetindi sonra dışarı çıktı ve sarışın arkadaşını kışın soğuk ve çetin havasında beklemeye başladı saniyeler dakika dakikalar saat oldu ve etrafta duyulan tek şey rüzgarın sesi idi sessizlik ona o kadar iyi gelmişti ki o çocuğa tekrar imrendi en son sarı arkadaşı gelince derin bir nefes aldı ve yürümeye başladı ....
( üzgünüm biraz kısa oldu ikini ve son bölüm de bu gün gelecek ama)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓼𝓮𝓼𝓲𝓷𝓮 𝓶𝓾𝓱𝓽𝓪𝓬𝓲𝓶...
Fanfictionbu ülkede sağır olmak yaygın bir hastalık tek sorun bir tedavisi yok duyabildikleri tek ses ruh eşlerinin sesi ....