{'♡~♡'}

768 77 53
                                    

Gece olmuştu. Kill baya direnmesine rağmen uyumuştu. Yatağın başına çektiğim sandalyede oturup boş boş etrafa bakıyordum. Kafamda "Bende seni seviyorum çam ağacı" demesi yankılanıyordu. Bunda bu kadar takılacak ne var bilmiyorum büyük ihtimalle beni sinir etmek için söylemiştir... ama ne bileyim...
  ' Bir dakika hayır! Öyle düşünmeyeceksin! Yok olmaz! O benim arkadaşım falan değil bile! Sadece ondan daha iyi biri olduğum için yardım ediyorum! En yakın zamanda gitmesini de sağlayacağım!'
  Oturmuş ona bakıyordum. Sonuçta yaralı da olsa o bir şeytandı. Ona körü körüne güvenemezdim ya. Saat gece 1 falan uyanırsa nasıl açıklama yapacağım acaba? Hemen karşımda masum masum uyuyordu. Neden onu ele vermiyordum ki! Bize yaptıklarının cezasını çekmiş gibi göründüğü için mi? Ya buda onun bir numarasıysa? Kulübeye girmek için yaptıysa? Sanmıyorum ama bu da bir ihtimal.
  Peki diğer ihtimalle, yani doğru söylüyorsa? Ona bunu kim yada ne yapmış olabilir? Ondan güçlü olması gerekir ve bunu düşünmek bile çok korkutucu. Kardeşleri olduğunu biliyorum. Onlardan biri yapmış olabilir mi? Ama o en büyükleri hepsi birleşse bile yapamazlar. Kardeşleri varsa anne ve babaları da vardır. Ama hangi ebeveyn çocuğuna bunu yapar? Herhalde bir Cipher. Bu fikir  aklıma yattı sanki.

  Gözüm tekrar kill e kaydı uyanmış ne bakion salak der gibi yüzüme bakıyordu. Yakalanmanın verdiği panikle doğrulayım derken  sandalyeden düştüm.
"Sana 2 sorum var çam ağacı
1. Olarak nöbet tutmanı ve bana güvenmemeni anlıyorum fakat neden başımda beklediğini ve beni izlediğini gerçekten merak ettim???"

"Eeeee... şey..*yalan mekanizması çalışıyor* hiiiççç seni izlemek amacıyla yapmadım."
"Herneyse 2. Sorum
Kayan yıldız geldiğinde ne bok yicem?"
"Evet onun seni öldürmemesini sağlamak zor olacak"
"Yani~ beni koruyacak mısın?"
  "Evet?? Ne demek istiyo-*jeton düşer* kendini koruyacak durumda olsan beni öldürürdün değil mi? Ben senin yaptıklarını görmezden gelmeye adım atıyorum sen ters yöne doğru maraton koşar gibi koşuyorsun."
  ":)"
"Ne sırıtıyon?!"
"Hiç..."
"?"
"Beni korumanı görmek isterim~"
Yerde oturmuş konusuyordum. Ayağa kalkıp sandalyeye geçtim.

"Bence korumamı görmeyi istemek yerine bunu başarmam için dua etmen lazım"
Kill
":'l"
"Veee... senin hala uyuman gerekiyor. Şeytanlar bizim uyuduğumuz zaman ne yapar bilmiyorum ama şu an insansın ve ona göre davranmalısın"
"Sen insan değil misin sen niye uyumuyon o zaman?"
"Biz belli bir süre dayanabiliriz elbette ama hasta yada yaralıların *tırnak işareti yaptım* dinlenmesi gerekir"
*not şimdi yazacağım espri bana ait değil sahibi gelirse kızma bana pls istersen silerim*
"Yalan söylerken çok şirin oluyorsun çam ağacı"
"Yalan söylemiyorum niye yalan söyliyeyim?"
"O zaman neden şirinsin?"
*Tyroon un beyin yanar*
"Uyursan uyurum."
"Ama uyuyamam! Ne zaman uyuyacağımı sana mı sorcam ben!?"
*yazar:uykuya takan biriyim. Beni böyle kabul edin.*
"Evet, bana sorcan.*yumruklarımı sıktığımı görür* Beni öldürmeyi
planlıyorsan güçlerim geri gelmeden yapmalısın. Yoksa sana acımayacağımı tahmin ediyorsundur."
  "Hayır, planlamıyorum ama beni sinir etmeye devam edersen sağlam bir dayak yiyeceksin Cipher!"
  "Kanım dondu! Korkudan titriyorum!*Bir kahkaha patlattı*
Senden mi korkacağım çocuk? Fark ettin mi bilmiyorum ama neredeyse kırılmadık kemiğim yok ve çığlık atmıyorum. Yani kolay kolay canımı yakamazsın"
  Zaten ne özellikle birşey yapsa bile ona zarar vermezdim. Kill gülümsedi.
   "Çok duygulandım çam ağacı"
Konuyu değiştirmek için
"Uyuycak mısın artık?"
"Hayır sabaha kadar böyleyim"
"Tamam"
Telefonumu çıkardım; sessizde kalmış.
  *Mabel dan 128 arama*
-Zero'yazar': Hepiniz yaşamışsınızdır. Herhangi birinden özellikle aileden birinden gelen 4 ten fazla mesaj iyi değildir. Yanii~ tyron bacınız sıçtı~.-
   Kendi kendime
"Mabel beni satırdan geçirecek"
"Nasıl yani!?Kayan yıldız seni koruyor sanmıştım"
"Hayır gerçekten yapmaz. Ighh mecaz anlamda söyledim."
"Mecaz?"
"Şaka diom ya!"
":'l niye bagırıyon ya tamam bi soru sordum sadece"
Tüm morali kaçmış gibi üzgün üzgün baktı.
   Mabel i aramalıyım
*telefon çalar*
"Alo mabel?"
"Tyroon..."
Bitmiştim bu ses tonunu en son duyduğum zamanı net hatırlamıyorum. Evet! O kadar! Şasırmanıza gerek yok. Mabella büyüyünce alışıyosun.
"Efendim kardeşim?"*Tyroon un son çırpınışları*
"Bu kadar aramama rağmen açmadıysan ya dünyayı kurtarmış olman lazım dayak  yememek için yada ölüyor olman lazım."
  Kill'e baktım.
Ne dicen acaba bakışı
"Aslında tam ortası bir durumdayım sen kampına dön geldiğinde açıklayacağım merak etme."
  "İyi misin? Bir sorun mu var? Hemen gelebilirim istersen?"
Kill arkamda alkışlamaya başladı. Gülerek.
"Muazzam bir ikna yeteneği biraz daha büyü işimi elimden alırsın"
  "Ya bi sus sana bişey sormadım!"
"Kim var yanında? Sesi tanıdık geldi sanki?"
"Hayır! Kimse yok! Yani önemli biri değil*kill sesli şekilde güldü* Sen gelince anlatacağım lütfen kurcalama"
"Tamam kardeşim, ama bu konu burada kapanmadı! Baybay"*Mabel telefonu kapatır*
  "Demek önemli biri değilim ha çam ağacı?"
   "Ne deseydim baş düşmanımız yaralıydı bende onu eve aldım şuanda onla beraber geyik mi yapıyoruz deseydim!?"
   "Hayır, ama son 4 saattir olmamanı yüzlerce farklı şeklide açıklayabilirdin. Sen zaten hiçbir
zaman yalan söyleyemedin çam ağacı"
     Bi süre sessiz sessiz bakıştık.
"Bir anlaşma yapalım mı?"
Kill şaşkın şaşkın baktı.
"Beni buraya getirdiğinden beri beni  şaşırtma sayın hayatımdaki şaşırma oranımı geçti. Sen şimdi venle ciddi ciddi bir anlaşma mi yapmak istiyorsun?"
"Senin yolunla değil! Beni tekrar kandırma ihtimalini göze alamam. Sözlü bir anlaşma."
   "Wwwoooowwww... dinliyorum çam ağacı~"
   "Eğer senin istediğin birkaç şeyi  yaparsam-"
  "Nedense şimdiden hoşuma gitti"
"Sana sordugun soruları sorgusuz yanıtlayacaksın ne dersin?"
   "Bu tarihte bir ilk bir insan bir şeytana anlaşma öneriyor! Bana uygun çocuk ama anlaşmaya uyacağımı nereden bileceksin? En iyisi benim yolum değil mi?"
   "Elimin altındasın sonuçta uymazsan bir kaç kemiğini kırarım."
  
    Melül melül baktı.
"Anlaştık Çocuk"
   Aslında yaptığım hic mantıklı değil biliyorum. Bana herşeyi yaptırabilir onu da biliyorum. Ama ne yapayım meraktan ölmekten iyidir. Başıma ne gelirse meraktan geliyor.

  Kill
"Tamam Çocuk beni bulduğun yere git yerde koyu kırmızı bir taş olcak onu bana getir"
"Tamam gidiyorum evi yakmamaya çalış"
"Çabuk olmanı öneririm"
Sabahın köründe dışarı çıkmak mükemmel! Beyzbol sopamı ve el fenerimi aldıp dışarı çıktım.
  10 dakika falan koştuğunda oraya geldim gerçekten de yerde bir taş vardı. Kill in kanının içinde... 5 santim falandı. Elime almaya çalışınca elimi dağladı. Bu soğukta! Kill'in bir büyüsüdür büyük ihtimalle. Cebimden bir mendil çıkarıp etrafına sardım. Sıcaklık yoktu. Kill de beni uyarmamıştı.
   Hemen kulübeye koştum. Elim fena yanmıştı.  Taş 5 santimdi ama yanık bütün elimdeydi. Taşı kill e verdim. Elimi görünce
"Sanırım ona kimse dokunmasın diye büyü yaptığımı unutmuşum. Eline tam almamışsın herhalde alsaydın elini koparırdı."
"Ne elimi kopartmaya mi çalışıyorsun! Ruh hastası, psikopat,...!"
"Hayır bilmedigin bir cisme direk dokunmayacağını biliyorum."
  "Ya dokunsaydım!"
  Onu elinde ışığa tutarak
"Dokunmamışsın yani sıkıntı yok"
Elime baktım. Kesinlikle izi kalacaktı.
"Elini bana ver."
  "Ne hayır elsiz kalayım diye mi?"
    "Hayır, sadece ver"
    Ben daha birşey diyemeden elimi tuttu. Kendine çekti ve taşı dokundurdu. Elim acımıyordu. Nasıl yani?  O anlık korkuyla kapattığım gözlerimi açtım. Elimde yanık yoktu.
  "Nasıl yani?"
  "Elini düzelttim yani artık bana bağırmana gerek yok"
  "Tamam ilk sorum: Bu taş kimin? ve nereden geldi?"
  "Bana ait... Ben daha küçükken annem vermişti. Taşın belli bir özelliği yok düşünceyle çalışır. Güçlerini 2 katına çıkarır."
  Korktum
"Şuan yok denecek kadar az gücüm var. Senden bunu istememin tek nedeni... annemin olduğu için kaybolmasını istememem."
  Düşünceli bir şekilde taşa bakıyordu.
"Wow etkilendim doğrusu Kill Cipher birine değer veriyormuş."
"O annemdi tabiki değer vericem"
"-di derken?"
"Sarayımızda çıkan yangında öldü. Bana kardeşlerimi almamı söylemişti. Onları alıp belli boyutlara bıraktım. Büyüdüklerinde gidecekleri boyutlara... Sonra geri döndüm. Ama o saraydan çıkamamıştı."
  Gözleri doldu.
"Bu da ne oluyor!"
"Buna ağlamak denir. Üzülünce olur"
Avuç içimle gözlerini sildim. Kill'i
böyle görmek çok garipti. Yani neredeyse insan gibiydi.
  5 dakika falan Kill'e baktım.
  "İyiysen sorularımı sorabilir miyim?"
  Kafasını  kaldırıp evet anlamında kafasını salladı.
"Ne kadar zamandır bu durumdaydın?"
"Hmm... 4,5 yıl kadar"
  Yanii gitmemişti götürülmüştü. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum.
  " Sana bunu kim neden yaptı?"
  Kafasını eydi.
  "Zorunda mıyım?"
  "Sen ne zamandır anlaşmalarına uymuyorsun?"
    Gözleri yine doldu
"Babam... yaptı..."
Şoka girdim
  "Ne! Baban mı yaptı!? Neden?!"
"Bill'i arıyordu. Onları boyutlara benim bıraktığımı biliyordu."
  "Neden arıyordu?"
"Bill 'in gücü küçüklüğünden beri kontrol edilemez bir hal almaya başlamıştı. Babam da onu biryere kapattı ceza olarak. Ben ve kardeşlerim ona yiyecek götürmesek onun ölmesine izin verirdi. Biraz zaman sonra... birini biryere uzun süre kapatmak onu delirtir. Bill istemeden de olsa sarayda bir yangın çıkarttı. Bizde babam annemle beraber öldü sanmıştık.*ağlıyordu*
Aniden karşıma çıktı ve onun yerini sordu cevap vermedim. Bill'i satmicaktım herhalde. Söylemem için herşeyi yaptı. Boyutlar sonsuzdur zaten aramaya kalkamazdı. Son büyü gücümle o ağaca onları yazdım. Ve beni zorla götürdü..."

  Koluyla gözlerini silip bana baktı. Ben şoka girmiştim. Kaskatı bir şekilde boşluğa bakıyordum. Tahminim kısmen tutmuştu ama bu kadarını da beklemiyordum tabiki.
  Dişlerini göstererek
"Birine söylersen işte o zaman ölürsün Çocuk anladın mı?! Sonucu ölümüm olsa bile seni öldürürüm!*sert olmaya çalışıyordu çünkü zayıflık belirtmişti* Sakın birine söyleme-"
    Boynuna sarıldım.
"Söylemeyeceğim"
   
                   Devam Edecek
                Evvet bayanlar baylar şuan sol elimi kullanmakta zorlanıyorum. Bir süre hikaye gelmeyebilir hastanede elimi tedavi ettiriyo olcam.
           Cya miachel afton drajeli çikolatalı wafflelerim ♡♡♡

 
 
 
 

  

 Fight Falls (killdip)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin