"Saint, fişi çekmeyi unutma."
"Tamam."
Arka taraftan on üç on dört yaşlarında hafif dağınık açık kahverengi saçları, açık kahverengi gözleri orta boyu, yeni duran converseleri, üstünde 'ROCKSTAR' yazan tişörtüyle bir çocuk çıkageldi. Kafenin ön ışıklarını da kapatıp aceleyle dışarı çıktı.
"Bugün biraz fazla iyiydin canım" dedi teyzesi Kara, o sırada kafesinin kapısını kilitliyordu.
" Eh işte, elimden geleni yapmaya çalıştım " dedi Saint, gözleri bir anda karşıdan gelen çocuğa dikildi. "Dean geliyor"
Karşı kaldırımdan tıpkı Saint gibi Rockstar yazan tişörtü, sarı saçları ve mavi gözleri ile Dean yaklaştı.
"Geç mi kaldım?" dedi Dean ve koltuk altına sıkıştırdığı kaydırağını ayaklarının altına attı.
"Yok, tam zamanında vardın dostum." dedi Saint ve cebinden çıkardığı müzik çalarına baktı, müzik çalar açık kalmıştı ve çalma listesinde şu şarkılar gözüküyordu:
Kanye West - Stronger
Nirvana - Smells Like Teen Spirit
The Smiths - There Is A Light That Never Goes Out
"Hayatımda böyle karışık bir çalma listesi görmedim, her türden var be!" dedi Dean o sırada Saint'in yanına gelmiş ve müzik çalarına bakıyordu.
"Eh işte her tür seviyorum ne yapayım?"
Teyzesi Kara ise dükkanı kilitlemeyi tamamlamış ve çocuklara "Hoşçakalın, akşama geç kalma Saint!" dedikten hemen sonra sokağın sağına sapıp gözden kayboldu, Saint ve Dean ise yürümeye başladılar.
"Umm, lise için pek hazır değilim gibi."
"Neden?"
"Daha da farklı bir ortam bizleri bekliyor ve buna hiç hazır değilim."
"O konuda hemfikirim ama Bloomsbury'de okuyacak olmak kadar güzel bir şey yok, dünyanın en iyi okullarından birine gideceğiz."
"Hmm, evet" dedi Dean o sırada çözülen ayakkabısının bağcığını durup düzeltiyordu.
"Bugün kimse yok sanırım " dedi Saint o sırada parka varmışlardı ve dediği gibi etrafta kimse yoktu, daha doğrusu onlar gibi kayak sürmeye gelen kimse yoktu, sadece ilerideki bankta genç bir kadın bebek arabasını karşısına almış ve bebeğiyle sohbet edercesine konuşuyor ve eğleniyordu.
''Değiştirdim'' dedi Dean ve elindeki yeni kaydırağını gösterdi. ''Bir önceki modele göre biraz daha iyi ama eski kaydırağımı da özlemedim değil.''
''Bu daha iyi duruyor, hem bu Skepta'lar daha dayanıklı''
''Babamı daha fazla zorlamak isterdim ama alabileceğimin en iyisini de almaya çalıştım.''
Saint bir anlığına durdu ve karşı taraftaki ağaç ve çalıların olduğu yere daldı ve sanki bir şey görmüştü, ancak daha sonra aldırmadan banka oturdu ve konuşmaya devam etti.
''Rita ve ailesi bu hafta dönecekler'' dedi Saint ve karşıdakı çalılıklara tekrar dalmaya başladı.
''Evet ve Rita Bloomsbury için senden daha çok heyecanlı hatta yaz tatilinde bile şimdiden derslere çalışmaya başlamış, anneannesinden farklı farklı büyüler ve bilgiler öğrenmiş.''
''Önümüzde uzun bir beş yıl olacak bu kadar acele etmesine ne gerek var?''
''Daha alışveriş yapmaya da gideceğiz''
Saint o sırada hala çalılıklara bakmaya devam etti ve oradaki gördüğü ışık gittikçe hızlanmaya ve büyümeye başladı, eliyle çalılıkları Dean'e gösterdi ''Şuraya bak''
''Orada ne var?'' dedi Dean tedirgin bir şekilde.
Saint'in gördüğü tiz ışık yavaş yavaş parkın ortasına doğru yönelmeye başladı, az önceki kadın ve bebeği o sırada parktan ayrılıyordu ve bu ışığın farkında değillerdi, aynı zamanda Saint ve Dean ise tedirgin olmaya ve parktan ayrılmayı düşünmeye başlamışlardı ancak onlar bunları düşünürken tiz ışık parkın orta kısmına doğru atak yaparak genç bir adama dönüştü.
Otuzlu yaşlarında, siyah kısa saçları bayağı dalgalı bir şekilde bir ortama girse tam dikkat çekecek gibi hatta daha doğrusu özel bir yere gidermiş gibi hazırlanmış duruyordu, üstünde devekuşu renginde bir ceket ve kot pantolonu vardı ve daha çok sıradan bir insan izlenimi veriyordu ancak mavi gözlerinin altında çok farklı biri olduğunu da gizleyemiyordu.
''Merhaba'' dedi yavaşça çocukların yanına yaklaşarak.
''Merhaba'' dedi Saint, tedirginliği hala devam ediyordu çünkü böyle bir olayla şu an olduğu şehirde neredeyse hiç karşılaşmamıştı, karşısındaki adamı tanımıyordu ama adam ona çok tanıdık geliyormuş hissi veriyordu.
''Ben Liam'' dedi genç adam o sırada elindeki asasını arka cebine sıkıştırdı ve konuşmaya devam etti ''Çok ani bir şekilde tanışmış olduk ama ne kadar erken olursa o kadar daha iyi olur diye düşündüm.''
''Tam olarak kimsin?'' dedi Saint, bir yandan da Liam diye biriyle hiç tanışmış mı diye hatırlamaya çalışıyordu.
''Bunu anlatmam çok uzun sürecek ancak öncesinde teyzenle görüşmem lazım, beni teyzenin yanına götürebilir misin?''
''Tamam ama kimsin?''
''Bunu açıklayacağım ama önce Kara'yı görmem lazım''
Saint Dean'e şaşırmış ve sanki ne yapayım şimdi der gibi bir bakış attı ancak Dean sakin ve sessiz bir şekilde kalmaya devam etti.
''Tamam gidelim'' dedi Saint ve Liam ile birlikte teyzesinin evine doğru yol almaya başladılar, Dean ise evine döneceğini söyledi ve karşıdaki sokaktan dönerek gözden kayboldu.
Saint ve Liam birlikte Hemingway caddesine kadar hiç konuşmadan yürüdüler, uzun bir sessizlik olsada caddeden durmadan devam eden araba selinin yarattığı sesler bu sessizliği hafifletiyordu. Saint hala olayı çözmeye çalışıyordu bu kişi kimdi ve neden teyzesiyle konuşmak istiyordu? bu sorular kafasını kurcalarken Liam tekrar konuşmaya başladı.
''Bloomsbury'de okumaya hazır mısın Saint?''
''Hiç hazır hissedemiyorum kendimi, hmm, hala endişeliyim''
''Neden?''
''İlk defa kendim gibi ve benim dünyamdan olan insanlarla birlikte aynı yerde olacak olmak tuhaf geliyor.''
''Bu konuda haklısın ama bence bu seni rahat hissettirmeli''
''Haklısın.'' dedi Saint o sırada gözü VIH mağazasındaki şu sıralar çok konuşulan bir kaydırak modeli olan Skepta vol 3.0 'a takılmıştı, kaydırak o kadar dikkat çekici duruyordu ki bir an için içeri girip saatlerce bakası geldi.
''Ne oldu?''
''Şu kaydırak, yeni çıkan model gözüm ona takıldı.''
''Hmm, bayağı iyi duruyormuş pek anlamam ama.''
Yol hala devam ederken hava bir anlığına kararmaya başladı, aynı zamanda durmadan ilerleyen trafik seli hafifledi, sol caddeye de vardıktan sonra karşılarına hoş bir ev çıktı.
''Geldik, burası'' dedi Saint o evi göstererek, evin dış kısmı krem tonlarında boyanmış ve iki katlıydı, çatısı ise klasik çatılardan farklı olarak bu mahalleye özgü yuvarlak çatılıydı, bahçenin paslanmış ve sağlam hissiyatı veren kapısını açarak içeri girdikleri sırada Saint'in köpeği Doggy onları karşıladı, köpek büyülenmiş gibi duruyordu (ki normal bir şey) ve bir anda Saint'e koşarak geldi, bahçedeki kayısı ağacı ise hafif bir homurdanmaya başladı -eve gelen her yeni insan da öyle davranıyor- ve bir insan gibi olan yeşil gözleriyle Liam'ı süzmeye başladı ve güvenilir olduğunu hissederek tekrardan uykusuna daldı. Evin kapısı açıldı ve içeriden genç bir kadın çıktı.
''Hoşgeldin Saint! Rita geldi seni bekliyor'' dedi Kara o sırada yanında Liam'i de gördü ve tanımadığından emin bir şekilde ona döndü ''Merhabalar?''
''Merhaba'' dedi Liam o sırada Rita'nın gözlerinin içine bakarak ona söylemek istediklerini göz teması yoluyla söyledi -Seninle bir şeyler konuşmam gerekiyor, o yüzden geldim-
''Sen odana çık Saint''
''Tamam'' dedi Saint ve aceleyle yukarıya çıktı.
''Şöyle oturalım'' dedi Kara ve bahçedeki masa ve sandalyeleri göstererek.
''Uzun zaman oldu Kara.''
''Evet Liam, hem de çok çok uzun''
''Saint büyümüş, ilk başta inanamadım.''
''Hıhım, on dört yıl geçti aradan.''
''Buraya sana önemli bir şey söylemeye geldim ve uzun duramayacağım, Adam beni yolladı, Saint kehanette bahsedilen kişi Kara, bundan önceden bahsedildi sende biliyorsun ama artık doğrulandı, Karanlıktakiler onu bekliyor ve onu almak istiyorlar.''
''Adam ne diyor peki?''
''Saint'in kesinlikle Bloomsbury'de kalması gerektiğini söylüyor bu yüzden onu almaya ben geldim.''
''Saint için zorlu bir süreç başlıyor yani.''
''Evet, ama bunu ona söylemememiz ve hissettirmememiz lazım.''
''Bugüne kadar onun için elimden geleni yaptım şimdi de ne gerekiyorsa yaparım.''
''Böyle diyeceğini biliyordum, teşekkürler.''
''Hiç değişmemişsin'' dedi Kara ve Liam'e özlem dolu bir bakış attı. ''Yıllar önce gittiğinden beri hala aynısın''
''Sen de öyle, ama bunu yapmak zorundaydım biliyorsun.''
''Kalabilirdin.''
''Kalamazdım ve bunu bizim için, herkes için yaptım.''
''Peki.''
''Yani artık geri geldim ve seni bırakmayı tekrar istemem.''
''Onun için çok geç maalesef.''
''Her zaman yanındayım ama.''
''Teşekkür ederim.'' dedi Kara, Saint ve Rita o sırada aşağı bahçeye indiler ve yanlarına geldiler.
''Bu Rita'' dedi Saint, Liam'e Rita'yı göstererek.
''Memnun oldum''
''Ben de'' dedi Rita.
''Liam seninle birlikte Bloomsbury'e gelecek Saint''
''Sen yok musun?''
''Maalesef ben burada kalmak zorundayım, burada işlerim var.''
Doggy hızlıca Saint'in kucağına geldi ve sanki acil bir durum, bir olay olmuş gibi davranmaya başladı ancak Saint olayı anlayamadı ve köpeği sevmeye devam etti.
Saint ve Rita bir süre daha kaldıktan hemen sonra evlerinin arkasındaki sahile indiler ve orada
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saint Hause ve Kasırga Ordusu
FantasyBir büyücü mutant olan Saint, küçük yaşta anne ve babasını bilinmeyen bir nedenle kaybetmiş ve teyzesiyle birlikte yaşamaya başlamıştır. Karşısına çıkan bir adam sayesinde ailesiyle ilgili bildiği her şeyin gerçek olmadığını öğrenen Saint, arkadaş...