Zamanı Geldi..

57 3 0
                                    

Hayalim gerçekleşmeyecek başladı. Adım adım Vayne ye yaklaşmaya başladım. Düşmanımı tanımak zorundaydım. Onu araştırdım Demacia lı bir ailenin kızı. Düşmanımız. Çünkü Noxus ve Demacia arasında bir savaş başladı. Demacia nın prensi 4. Jarvan bizlere meydan okudu. Savaş meydanı Sihirdar Vadisi olacaktı. Bu savaşa 3 Noxus'lu ve 3 Demacia'lı katılacaktı. Bir şekilde kralımızı ikna ettik ve Swain ile birlikte savaşa katıldık. 3. kişi umrumda değildi. Çünkü benim karşımda kimse dayanamaz. Dostum ile birlikte planlara başladık. Nasıl saldıracağımızı konuştuk. Gerçekten etkileyici planlarımız vardı. Yedek planlar, yedeğin yedeği... Savaşa hazırdık. Sadece 4 günümüz kaldı. Canım kan istiyordu fakat kendimi savaşa kadar tutmak için yemin ettim. Vayne'nin kanı bu şerefe nail olacaktı. Son gece uyuyamadım. Zihnimde hep öldürdüğüm ve kanlarını iştahla içtiğim kişilerin yüzü vardı. Bana masum bakışları.. Dayanma gücüm kalmamıştı. Kan lazımdı bana. Fakat kendimi tutucaktım. Ben Vladimir'im, ben Kızıl Ölüm'ün ta kendisiyim. Sabah oldu ve hazırlıklar başladı. Swain ile birlikte Sihirdar Vadisi'ne yürümeye başladık. Çok uzun bir yoldu fakat bu işin ucunda kan vardı. Gittiğimizde karşımızda prens 4. Jarvan, General Garen ve ezeli düşmanım olan Gece Avcısı Vayne. Güzelliği hayran bırakıyordu fakat kanının kokusu beni benden alıyordu. 3. kişiyi beklemeye başladık. Arkamızdan baltanın havada dönerken çıkardığı ses geliyordu. Arkamı döndüm ve baktım. İçimdeki öfke büyüdü. Karşımdaki kişi ve 3. kişi arkadaşlarımın kafasını kesen ve beni kan içen bir yaratığa dönüşmeye mahkum etmiş Darius'du. Tam ona saldırıcaktım ki Swain beni tuttu. Değmez anlamına gelen bir bakış fırlattı. Jarvan bizlere "Hoş geldiniz ezik Noxus'lular."  diyip kahkaha atmaya başladı. Cidden gıcık olmuştum şu herife. Ama benim asıl hedefim Vayne'di. 5 dakika sonra savaş başladı. Darius şiddetle prense koca baltasıyla saldırıyor. Bir biri ardına zırhına darbe indiriyordu. Swain mükemmel taktiği ile dikkatli ve düzenli bir şekilde Garen'e saldırıyordu fakat Garen kendini çok iyi savunuyordu. Vayne bana seni bitiricem gibi bir bakış attı. Öfkem arttı. Ona saldırmaya başladım. Yanından geçip sol koluna hızlıca bir darbe indirdim. Vayne sendeledi fakat bana arbaletiyle günümü gösterdi. Geriye doğru en az 30 metre uçtum. Yere sert çakıldım. Fakat Vayne'nin durumu benden iyi değildi kan kaybetmeye başladı. Farkettimki Garen'in kılıcının ucu Swain'e saldırırken değmiş sağ kolunda büyük bir yara açmıştı. Vayne'ye doğru koşmaya başladım. Durmadım. Ona yaklaştım, ona doğru eğildim ve dedim ki " Senin içindeki şey, senin ölümün olacak!"  ensesine yavaşça yaklaştım. Can çekmesine bayılıyordum. Tam kanını içecektim ki Vayne son gücüyle arkasına doğru bir takla atarak karanlığa karıştı. Bir şey farkettim gece olmuş.. Yerde 4. Jarvan  ve Garen'in yaralı bedenleri duruyordu. Swain ve Darius'a durun dedim. İkisininde kanlarını içmeye başladım ama amacım öldürmek değildi. Doyana kadar içtim sonra bıraktım. Hala yaşıyorlardı. Bu iyi dedim içimden. Sonra evimizde döndük. Ama unutmamam gerekir ki Darius hala hayatta..

Kızıl Ölüm VladimirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin