Sadece bir sandıktı ama açılmıyordu, sıkışmıştı. Onu nasıl açacağımı bilmiyordum. Bütün gücümle çekiyordum fakat bir türlü açamıyordum. Belki açacak başka bir yeri vardır dedim ve sandığı dikkalice incelemeye başladım. Çok geçmeden değişik bir yazı stiliyle yazılmış kelimeler farkettim. Fakat ne yazıyordu. 5 dil biliyordum fakat bu dili daha önce ne duymuş ne de
görmüştüm. En İçten Dilekler belkide bir anahtar kelimesi vardı. Yazı da ne yazıyordu peki ? Annemin sözü gelmişti işte aklıma en içten dilekler. Fakat, açılmadı. Sandığı da elime alıp hemen evden çıktım. Bizim buradaki bir marangoza doğru yol aldım.
En sonunda buraya geldiğimizde ona sandığı gösterdim. Birden beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım. Babamın sandığı!!! Ne , pardon bu benim annemin sandığı dikkatli baktığınızdan eminmisiniz? Bu marangoz genç bir marangozdu. Sanki aynı yaşta gibiydik.
Bu mahallede pek durmadığımdan da buraya ilk kez gelmiştim. Hadi benimle gel dedi. Bir hevesle gittim yanına. O da yazıyı farketti. O da okudu en içten dilekler... bu adam bunları nerden bilebilirdiki. Bu adam kimdi ? Nasıl biliyordu ? Bu sandık hangi babanındı. Oysaki yıllardır annemin evinde duruyordu. Herşey bana imkansız gibi geliyordu. Marangoza seslendim. Bu imkansız;
-imkansız diye birşey yoktur tatlı kız.
+Senin annen kim peki ?
-Aslında ünlü biri küçük kız.
+Küçük kız benim annem..
Peki kimdi bu adam . Bir türlü cesaret edip kardeşmiyiz diyemedim. Hiçbirşeyimiz benzemiyordu çünkü. Annem zaten bu sanndığı sürekli babamdan saklardı. Bu halde bu sandık nasıl babamın oluyordu ki ?
Devam edecek.....
Kardeşim olamazdı ama. Bunun üzerinde epeyce düşünmem lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En İçten Dilekler (TAMAMLANDI)
Historia Cortaküçük kızın annesini tekrar mutlu görme isteği ... Bu küçük kızın hikayelerini yaşatacak olan kızı. Tıpkı küçük kızın annesini sevdiği gibi onu seven kızının ağzından yazılmış bir hikaye
