1. BÖLÜM

22 5 10
                                    

Herkes başlama tarihini bıraksın lütfen.

İyi okumalar..

9 yıl önce..

Esen şiddetli rüzgar gelecek olan fırtınanın habercisi gibiydi. Dolunay gökyüzünde bütün görkemiyle göz kamaştırıyor ama bir yandan da tehlikeli duruyordu. Şüphesiz bu tehlikeli olan şey kurtlardı. Heryer karanlık, soğuk aynı zamanda korkutucu derecede sessizdi.
İnsanlardan uzak dağın başında olan ağaç ev kimsenin yolunun düşmeyeceği bir yerdeydi..

Küçük kız çürümeye yüz tutmuş ahşap evin içinde annesini arıyordu. Canı sıkkındı ve annesine sarılıp uyumak istiyordu. Annesi onun herşeyiydi. Babası kim bilmiyordu ama pek de merak ettiği söylenemezdi. Nede olsa annesi ile birlikte çok mutlulardı.

Hızlıca merdivenlerden inip oturma odasına baktı. Daha sonra mutfak ve diğer odalara ama annesi yoktu. Peki nerdeydi? Koltuğun üzerine oturup annesini beklemeye başladı. Hava çoktan kararmıştı ve o yanlız başına korkuyordu..

Gözlerini kapatıp aklında annesini canlandırmaya çalıştı. Ateş kızılı saçları ve büyük yeşil gözleri ile annesinin kopyası gibiydi. Annesini düşünmek bile onu rahatlatmıştı. Biraz sakinleşince derin bir nefes aldı. Dışarıdan gelen sesle kapıya koştu.

Annesi kapıyı açmaması konusunda onu uyarmıştı fakat şuan bu ayrıntıya takılmadı. Nede olsa burayı annesi ve kendisinden başka bilen birisi yoktu. Kapıyı açtığında ise gördüğü şey karşısında donup kaldı..

Kocaman siyah iri bir kurt annesinin üstündeydi. Gördüklerine inanamadı gözlerini kapatıp tekrar açtı bir kabus olsun diye.. Ama ne görüntü değişti nede hissettikleri. Yeşillerinden boncuk boncuk yaşlar süzülmeye başladı. Bedenini girdiği şoktan çıkaramıyor ve annesinin yanına gidemiyordu. Bu nasıl olabilirdi aklı almıyordu küçük kızın. Kurtlar ve vampirler buraya gelemezlerdi ancak bu kurt nasıl girmişti? Ağzından bir hıçkırık kaçtı. Kurt ona bakıp daha sonra hızla ordan uzaklaştı.

Bedenini girdiği şoktan kurtarıp annesine doğru ağlayarak koştu. Annesini sarsıp uyandırmaya çalışıyor yüzüne öpücükler konduruyordu. Ama annesi uyanmıyordu. O sırada bir kadın gelip kendi kanından annesine içirdi. Bu bir vampir olmalıydı. Kanın annesini iyileştirmesi için dua etti ama annesi uyanmadı..

Çünkü çoktan ölmüştü..

Bağırarak ağlamaya başladı. Onun annesi melek gibiydi ne istemişlerdi ondan? " Anne! Annem u-uyan aç gözlerini. Ann-e ben korkuyorum anne. Anne."

Ne kadar ağladı bilmiyordu küçük kız ama daha sonra yorgun düşüp annesine sarılıp sessizce döktü göz yaşlarını. Kadın her ne kadar duygusuz olsada bu miniğe üzüldüğünü hissetti. Ve onu burda bırakmayacaktı. Yavaşça küçük kızı kucağına aldı. Bilinci kapanmak üzere olan kız havalandığını hissetti. Daha sonrası ise karanlık..

Şimdiki zaman..

" Odaklanman gerek Darla. Yapabilirsin. Devam et."

Anthony nin dediği gibi dikkatimi önümdeki muma verdim. Üzerinde çalıştığım konu sadece mumu yakmak. Mumla beraber evi değil. Güçlerimi tam olarak kontrol edemediğim için alıştırma yaparak gelişmeye çalışıyordum. En nihayetinde bunu başarıyor gibiydim.

Enerjimi ve dikkatimi mumun yanması yönünde kullandım. Etrafımda olan şeylerden soyutlanarak istediğim gibi sadece mumu yakabildim. Yanımda duran Anthony ye çevirdim bakışlarımı." Çok zor odaklanıyorsun. Üstünde durman gereken bir konu daha var o da Anna  gelmeden dövüşmeyi de öğrenmen gerekiyor."

ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin